Bluebay Varlık Yönetimi’nden Timothy Ash’in BBC Türkçe’ye yaptığı değerlendirmeler şöyle:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her zaman seçim sonuçlarını düşünerek büyüme öncelikli politikalar uygulaması, büyük cari açığa yol açıyor. Bu durum da dolara olan talebi artırıyor.
“Türkiye son derece sıra dışı bir para politikası uyguluyor ve yüksek enflasyon da dolar talebini artırıyor. Türkler liranın değer kaybedeceğini düşünerek elinde lira tutmak istemiyor. Yabancı yatırımcılar da Erdoğan’ın politikalarına güvenmiyor. Türkiye sürekli birkaç hafta içinde ödemeler dengesi krizi yaşayacakmış gibi dururken kim neden elinde TL tutsun?
“Sedat Peker videolarıyla birlikte yaşanan siyasi kriz ve erken seçim tartışmalarının da TL’yi etkiliyor.
“Türkiye’nin ticaretinin üçte ikisi Batı’yla, yatırım ve finansman Batı’dan geliyor fakat Türkiye Batı ile sürekli bir gerilim halinde. NATO toplantısı öncesi Erdoğan ile Biden’ın ilişkileri yeniden ayarlayacağına dair beklentiler vardı. Fakat Erdoğan’ın (uçak krizi sonrası) NATO müttefiklerinin taleplerine rağmen Belarus lideri Lukaşenko’ya destek olma yönündeki garip kararı, Erdoğan’ın Batı ile ortak değerler paylaşmaktan ne kadar uzak olduğunu gösteriyor.
“Bu gidişatı durdurmak için yapılması gereken ilk şey düzgün ve güvenilir bir Merkez Bankası Başkanı atayıp ona bağımsız şekilde çalışma fırsatı vermek. Ağbal’ın göreve gelmesiyle bir umut oluşmuştu fakat Kavcıoğlu’na inanan pek fazla kişi yok. Merkez bankacılığı ve politikaları hakkında tecrübesi az.”
Bir önceki rekor Kasım’daydı
Türk Lirası Dolar karşısında Kasım 2020’de 8,58’i görmüştü. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifası ve Merkez Bankası Başkanlığı’na Naci Ağbal’ın getirilmesi sonrası Dolar/TL kuru Şubat ayında 7’nin altına inmişti.
Commerzbank’ten Tatha Ghose, BBC Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, o dönem TL’nin değer kazanmasının en önemli nedeninin Ağbal’ın enflasyon hedeflemesine odaklanan geleneksel ve sıkı politikaları olduğunu söylüyor.
Mart ayında Naci Ağbal’ın görevden alınması ve yerine Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu’nun atanmasıyla Türk Lirası’nda düşüş trendi görülmeye başladı.
Ghose, bu hafta Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Oğuzhan Özbaş’ın görevden alınmasının ve yerine düşük faiz oranlarını savunan Semin Tümen’in getirilmesinin de liranın değer kaybında etkili olduğu görüşünde.
‘Lira spirali’
TL’nin durumunu “Lira spirali” terimiyle açıklayan Ghose, son yıllarda Liranın bir süre istikrarlı gittikten sonra hızlı değer kayıpları yaşadığını ve bu trendin dikkat çekici olduğunu söylüyor.
Ekonomik analiz ve danışmanlık şirketi Capital Economics’ten Jason Tuvey de TL’nin bu haftaki değer kaybında iki faktörün öne çıktığını söylüyor:
“Bunlardan ilki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı pozisyonuna eski bir danışmanını getirmesiydi. Bu adım Merkez Bankası’nın zaten sorunlu bir durumda olan güvenilirliğini daha da sarsma riski taşıyor.
“İkincisi ise önemli siyasetçilerle organize suç arasındaki bağlantılara dair suçlamalar sonucu artan siyasi belirsizlik.
“Bunların yanı sıra anketlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’ye desteğin azalması da bir etken.”
Bu trend ne kadar devam edebilir? TL’yi önümüzdeki süreçte neler bekliyor?
Tatha Ghose: Bu yıl Dolar/TL kuru 10’u görebilir
Commerzbank’ten Tatha Ghose da TL’deki değer kaybının enflasyonu artırdığını ve buna karşılık Merkez Bankası’nın “güvenilir bir şekilde” faizleri artıramamasının TL’nin daha fazla değer kaybetmesi riski yarattığını vurguluyor:
“Liranın stabilize olması için bir tür kur rejimi değişikliği veya bazı kurumların yönetiminin el değiştirmesi gerekebilir (örneğin IMF gözetimi altında). Bu adımlar kredibiliteyi tekrar sağlar.”
Tatha Ghose’a göre bu yıl Dolar/TL kuru 10’u, Euro/TL kuru ise 12’yi görebilir. Ghose’un yıl sonu enflasyon tahmini ise yüzde 20,9.