Av. Hatice Yıldız, 7 Temmuz’da yaptığı bir paylaşım ile mahkemeler tarafından iadelerine kararı verilen emniyet personellerinin yıllar sonra göreve iade edilmeye başlandığını söyledi.
Dün de (9 Temmuz) Av. Cemil Çiçek, sosyal medya hesabından bu gelişmeyi paylaştı:
“GÜZEL HABER!
1-İdare mahkemeleri tarafından “göreve iade” kararı verilen fakat göreve başlatılmayan Emniyet mensupları ile ilgili ihraç oldukları şehirlerin İl Emniyet Müdürlüklerine yazı yazılmaya başlandı.
2-Dolayısıyla önümüzdeki günlerde binlerce memur yıllardır ayrı kaldığı mesleğine kavuşmuş olacak!
3-Bunu özellikle paylaşalım: İhraç ya da açıktayken alamadığınız maaş, terör tazminatı, banka promosyonu, yasal faizi hatta enflasyon farkı gibi ödemelerin tarafınıza ödenip ödenmeyeceğini teyit ettikten sonra “60 gün içerisinde” idare mahkemeleri nezdinde eksik ödemeler için “maddi ve manevi tazminat” davası açma hakkınız bulunmakta.
Herkese hayırlı uğurlu olsun!
Avukat Levent Mazılıgüney ise bu gelişmeleri Serbestiyet’e değerlendirdi:
“15 Temmuz sonrasında KHK ile ihraç edilen ve mahkeme süreci sonunda ihraç kararı iptal edilen birçok kişi bulunuyordu. Normalde bu kişilerin göreve iade süresi 30 gün. Fakat Süleyman Soylu döneminde İçişleri Bakanlığı bu kanuna uymadı, adeta görmezden geldi. Hiçbir adım atılmadı İçişleri Bakanlığı’na bağlı personellerde; poliste, jandarmada vs.
Soylu’nun gidip Ali Yerlikaya’nın yeni İçişleri Bakanı olması ile birlikte bir bakış açısı değişikli var gibi gözüküyor. Olması gereken, geç kalmış bir bakış açısı değişikliği bu. İçişleri Bakanlığı’ndan ihraç edilmiş ama daha sonra ihracı iptal edilmiş kişiler ilgili birimler tarafından aranmaya ve çağırılmaya başlandılar.
Henüz tam olarak hayata geçmiş bir uygulama yok. Uygulamayı zamanla göreceğiz. Nasıl adımlar atılacağını göreceğiz.
Olması gereken; bu kişilerin ihraç edildikleri süre boyunca olan özlük haklarının faizleriyle ödenmesi, görevden alındığında nerede görev yapıyorsa tekrar oraya atanması ve geçen süre zarfında hak ettikleri derece kademelerine göre atamalarının yapılması.
Durum tam olarak Nasreddin Hoca’nın eşeğini kaybedip sonra bulduğunda sevinmesine benziyor.”