Suriye hükümeti ile SDG arasında, 10 Mart mutabakatının hayata geçirilmesiyle ilgili tartışmalar devam ediyor.
Katar merkezli Syria TV, kaynaklara dayandırarak, Şam yönetimi ile SDG’nin ABD’nin yoğun baskısıyla 27-30 Aralık tarihleri arasında kamuoyuna açıklayacağı bir anlaşmaya varacağını iddia eden bir haber yayınlandı.
Haberde, anlaşma kapsamında SDG ve Asayiş bünyesindeki yaklaşık 90 bin silahlı unsurun, Suriye Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına entegre edilmesi planlandığına yer verilmişti.
Abdi: “Entegrasyon konusunda Şam’la ortak bir anlayışa ulaştık”
SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi de Tabka’da düzenlenen “Özerk Yönetim Müzakere Komitesi İstişare Heyeti” toplantısına görüntülü mesajla yaptığı açıklamada uzlaşmaya yaklaşıldığı sinyalleri verdi.
Abdi’nin konuşmasından şu mesajlar öne çıktı:
“Askeri güçlerin genel çıkarlar doğrultusunda birleştirilmesi (entegrasyonu) konusunda Şam ile ortak bir anlayışa ulaştık.
“Suriye’deki çözümün adem-i merkeziyetçi bir yapıda olması gerektiğine inanıyoruz. Kuzey ve doğu Suriye halkının kendi bölgelerini anayasal bir çerçeve içinde yönetmesini istiyoruz.
“Özerk Yönetim’in tüm çalışanları gelecekte Suriye devletinin resmi memurları statüsüne kavuşacak. Bu konu, 10 Mart Anlaşması’nın temel bir parçasıdır.
“Önümüzdeki dönemde tüm maddeler üzerinde tam bir anlaşmaya varmayı umuyoruz.”
Şam: “Anlaşma sağlanamamıştır”
Gün içinde Şam tarafından ise uzlaşıya varıldığı iddialarını yalanlayan açıklama geldi.
Suriye Enformasyon Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“SDG’nin hükümet için müzakere edilemez ve uygulanamaz taleplerinde ısrar etmesi nedeniyle iki taraf arasında bir anlaşma sağlanamamıştır. Ayın 28’inde nihai yanıtımızı vereceğiz. Suriye hükümeti ile SDG arasındaki temaslar şu anda askıya alınmıştır”
Suriye Enformasyon Bakan Yardımcısı Ubada Kojan da sosyal medya hesabından Syria TV’nin haberini yalanladı.
MSB: “SDG saldırıları Suriye’deki mutabakat sürecini olumsuz etkilemektedir. Türkiye’nin tavrı nettir”
Türkiye Milli Savunma Bakanlığı’ndan da Suriye’deki gelişmeler hakkında şu açıklama geldi:
“Son dönemde PKK/YPG/SDG’nin gerçekleştirdiği saldırılar Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve istikrarına zarar vermekte, mutabakat sürecini olumsuz etkilemektedir.
Bölgesinde barış ve istikrar üretmeye çalışan Türkiye’nin tavrı nettir ve bu tavır herkes tarafından bilinmektedir. Türkiye, bu doğrultuda Suriye hükümetiyle yakın iş birliğini sürdürmeye ve ‘Tek Devlet, Tek Ordu’ ilkesini desteklemeye kararlıdır.”
Salih Müslim: “ABD adalet gözetmeksizin kağıt üzerinde istikrar istiyor”
PYD Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim, Bianet’ten Ayşegül Başar’a değerlendirmeler yaptı. Müslim, şunları söyledi:
“Amerika’nın acelesi var; bu nedenle adalet gözetmeksizin kağıt üzerinde bir istikrar bekliyor.
Bugünün Şam yönetimi, tam anlamıyla bir ‘kötülük koalisyonundan’ oluşuyor. Bu kötülüğün Türkiye’nin talimatlarıyla yol aldığını açıkça söylemeliyiz. Şam yönetimi Türkiye’nin gölgesi gibi hareket ediyor.
Rojava yönetiminin anlaşmaya sadık kalmadığı veya uygulamaya koymadığı yönündeki iddialar temelsiz propagandalardan ibarettir. Kürtler savunmasız olsaydı Alevilere ve Dürzilere yaptıklarını Kürtlere de yapacaklardı. Uygun bir fırsat kolluyorlar ve bunun için temelsiz propaganda yapıyorlar.
Şam SDG’nin üç askeri tümen olarak katılmasını kabul ettiğini iletti ancak bu tümenlerin doğrudan Şam yönetimine bağlı olmasını şart koşuyor. ‘Sizi biz yönetirsek bazı haklar verebiliriz’ diyorlar. Ayrıca Rakka ve Deyrizor’u kendilerine teslim etmemizi talep ediyorlar. Demokratik çözüm önerisine de asla yanaşmıyorlar. Velhasıl karşılıklı bir diyalog ve bilgi alışverişi olsa şimdilik iki tarafın kabul ettiği anlaşmaya yok.
ABD’nin SDG ile Şam arasındaki sürece dair temel motivasyonu Suriye’de bir an önce istikrarın sağlanmasıdır. İki tarafın ivedilikle bir anlaşmaya varmasını istiyorlar. Ancak bu yaklaşım, ‘mazlum tarafın zulmü kabul etmesini, zalimin ise hükmüne devam etmesini’ isteyen bir noktaya evriliyor.”
