Anayasa Mahkemesi (AYM) 26 Mart 1994’ta Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağılı köylerinin bombalanması sonucu 38 insanın öldüğü olayla ilgili geçen “yaşam hakkının ihlali” kararı verdi.
Peki 26 yıl önce medya bu olayı nasıl görmüştü?
Bombardımandan bir gün sonra Türkiye’de 1994 yerel seçimleri yapılmıştı.
Medyanın tek gündemi yerel seçimlerdi.
İki gün sonra gazetelerde “bomba düştü”lü haberler
Haber iki gün sonra 28 Nisan günü Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet ve Sabah gazeteleri benzer bilgilerle iç sayfalarından küçük olarak verildi.
Haberlerde sadece bir köyden bahsedilmiş, o köyün de adı yanlış verilmişti.
Haberi en geniş Cumhuriyet ve Sabah gördüler. Cumhuriyet’in başlığı “Şırnak’ta bomba düştü”ydü:
“Şırnak’ın Kumçatı beldesine bağlı Koçaklı Köyü’ne, bölgede operasyon yapan Türk savaş uçaklarının birinden bomba düşmesi sonucu 12 kişinin öldüğü, 8 kişinin de yaralandığı öne sürüldü. Şırnak’ın Koçaklı Köyü’ne düştüğü öne sürülen bomba çok sayıda eve isabet etti.”
Sabah gazetesi görece daha cesur ve açık sözlüydü:
“Kaza bombası: 10 köylü öldü”:
“Güvenlik kuvvetlerince Gabar Dağı civarında bir süredir devam eden operasyonlarda çembere alınan teröristleri bombalamaya giden bir uçaktan kaza ile düşen bomba Koçarlı Köyü’ne isabet etti.”
Hürriyet ise haberi “66 PKK’lı öldürüldü” başlıklı haberin altında şu cümleyle vermişti:
“Şırnak’ın Kumçatı Beldesi Koçaklı Köyü’ne, operasyona katılan bir savaş uçağından düştüğü iddia edilen bombanın patlaması sonucu 8 kişi yaralandı. 12 köylünün de öldüğü ileri sürüldü”.
Milliyet’teki haber PKK’nın Ayasofya Müzesi’nin çevresinde patlattığı ve turistlerin yaralanması neden olan bomba haberinin içinde kalmıştı:
“Şırnak’ın Cudi, Gabar ve Namaz Dağları’nda PKK’ya karşı hava destekli operasyonlar sürerken, önceki gün 12.00 sıralarında kent merkezine 30 kilometre mesafedeki Koçaklı köyüne uçaktan bir bomba düştüğü öne sürüldü. Patlamada, 12 kişinin yaşamını yitirdiği, yaralananların ise Şırnak, Mardin ve Diyarbakır Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındığı belirtildi.”
38 insanın öldüğü bombardıman 29 Mart’ta Özgür Gündem gazetesinde manşet oldu:
“Devlet 48 kişiyi katletti”
Konu bir kaç ay sonra Meclis’te bir soru önergesiyle tekrar gündeme geldi ama ardından unutuldu.
Çiller “PKK’nın helikopterlerini” suçluyor
Bir kaç ay sonra Tunceli’nden gelen bir muhtar heyetini kabul eden Başbakan Tansu Çiller, muhtarlardan birinin “köylerinin askeri helikopterlerin saldırısına uğradığını ve yakıldığını” iddia etmesi üzerine, “Her gördüğünüz helikopteri bizim helikopter sanmayın. Bu PKK’nın helikopteri de olabilir. Rus, Afgan, Ermeni helikopteri de olabilir. Çünkü bazen sınırı ihlal edip girebiliyorlar” demişti.
Çiller’in bu açıklamasıyla PKK’ya yakın bir dergide bile dalga geçilmişti:
Ve AK Parti yılları; önce hesaplaşma sonra unutma
10 yıl unutulan katliamın dosyası 2004 yılında avukat Tahir Elçi’nin girişimiyle yeniden açıldığında yaşanan gelişmeler medyada geniş yer bulmuştu.
Görevsizlik kararlarıyla kapanan dosya son olarak 2013 yılında AİHM’in aldığı hak ihlali kararıyla gündeme gelmişti.
Çözüm süreci dönemine denk gelen bu karar o günlerde çözüm sürecine destek veren iktidara yakın medyada geniş haber olmuş, AİHM’in Türkiye’ye verdiği rekor tazminat cezası Star, Akşam, Türkiye ve Yeni Şafak gazetelerinin birinci sayfasında yer almıştı.
Star gazetesi, manşetinde “Kuşkonar katliamı” ifadesini kullanırken, Akşam gazetesi haberi birinci sayfasından dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in soruşturmanın yeniden başlayacağı açıklamasıyla vermişti. Yeni Şafak ve Türkiye gazeteleri de bu tazminat haberini okurlarına birinci sayfadan duyurmuştu.
Ama yedi yıl sonra 2020 yılında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararına ise aynı ilgi gösterilmedi.
Medyascope, T24, Serbestiyet gibi haber portalları, Evrensel, Sözcü, Cumhuriyet, Karar’ın internet siteleri dışında bu haber iktidar medyasında hiç yer almadı.