Ana SayfaHaberlerGündemMeral Akşener: Yeter artık

Meral Akşener: Yeter artık

Halk TV yazarı İsmail Saymaz bugünkü (7 Mart) yazısında Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklandığı son toplantıda DEVA Partisi lideri Ali Babacan ile Meral Akşener arasında gerginlik çıktığını yazdı. Akşener, “Ben bu şartla masaya geldim, istiyorsanız kalkayım” dedi. Sesler yükselince İyi Parti lideri ‘Yeter’ diye bağırdı.

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, dün partisinin genel merkez binası önünde Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını açıklarken, bütün gözler Meral Akşener’deydi.

Akşener’in suratı asıktı.

Yüzünden düşen bin parçaydı.

Somurtuyordu.

Zaten açıklamadan sonra başkanlar yemeğe geçerken, Akşener katılmayıp ayrıldı. İyi Partililere sorsanız yorgun ve uykusuzdu, bu yüzden gitmişti.

Halbuki Altılı Masa’nın dünkü barışma toplantısında gerginlik çıktı ve beklenmedik şekilde sesler yükseldi. Az kalsın masa yine dağılacaktı. Ve üstelik 36 saatlik olağanüstü bir çaba tuzla buz olabilirdi.

Özel ve Türkkan devreye girdi

Akşener, 2 Mart günü “Ortak cumhurbaşkanı adayımızda ortak anlayışa ulaşmış bulunuyoruz” cümlesinin yazılı olduğu bildiriyi imzaladıktan bir gün sonra Altılı Masa’yı silkeleyerek, koltuğundan kalkmıştı.

CHP sarsıntının geçmesini bekledi.

İlk temas 4 Mart’ta kuruldu.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile İyi Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, çözüm yolu aradı.

Bülent Tezcan formülü

Özel, CHP’li avukat milletvekili Bülent Tezcan’ın geliştirdiği formülü masaya getirdi. Bu formüle göre Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın halkta oluşturduğu sempatiyi desteğe dönüştürmek için iki başkana cumhurbaşkanı yardımcılığı makamı verilebilirdi.

Tezcan’ın formülü 20 gün önce CHP’nin grup başkanvekilleri tarafından olgunlaştırıldı. Bir kriz halinde ‘B’ planı olarak değerlendirilecekti. Kriz, beklenilenden önce patlayınca raftan indirildi ve Özel tarafından Türkkan’a açıldı.

Formül Kılıçdaroğlu’na anlatıldı.

CHP lideri sıcak baktı.

İmamoğlu ve Yavaş’tan gece ziyareti

Bu gelişme üzerine İstanbul’dan çağrılan İmamoğlu ve Yavaş, 6 Mart’ta sabah saat 1’de Akşener’e gizli bir ziyarette bulunarak, formülü sundu. Akşener yumuşadı.

Gece boyunca telefonlar susmadı.

Babacan, Kılıçdaroğlu’nu…

Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nu…

Davutoğlu da Akşener ve Kılıçdaroğlu’nu aradı.

Kılıçdaroğlu, öğle saatinde Akşener’e telefon açarak, kandilini kutladı ve iki başkanın kendisine ziyarette bulunacağını bildirdi. Birkaç saat sonra İmamoğlu ve Yavaş, Akşener’i İYİ Parti’de ziyaret etti. Akşener, “Tamam” dedi.

Zorlu’ geçti

Diğer yandan, Saadet Partisi’ndeki Millet İttifakı toplantısı için saat 14’e randevu verilmişti. Akşener cephesindeki yumuşamadan ötürü toplantı saat 15’e ötelendi.

Kılıçdaroğlu ve Akşener bir otelde buluştu ve görüştü. İttifakın kimi ortakları, “Bizler neden yokuz?” diye homurdanmadı değil. Ancak yatıştırıldı. Bu görüşmeden sonra Akşener, masaya döndü. Saat 16’da salona girdiğinde yüzler gergindi.

Çünkü Akşener’in sözcüsü Prof. Kürşat Zorlu’nun gazetecilere yaptığı açıklamadaki “Belediye başkanlarımız genel başkanımızı ziyaret etmiştir. Bu ziyaretleri sırasında 13. cumhurbaşkanının yetkili, icracı yardımcısı olmaları konusunda kendilerine önerilerini iletmiştir” ifadeleri Gelecek, DEVA ve Demokrat liderlerini çok kızdırmıştı. Üç lider “Altılı Masanın karar vereceği konuda açıklama yapması doğru değildir” dedi.

Üç lider belediye başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcısı olarak yönetime katılmaları formülünü partileriyle görüşmeleri gerektiğini söyledi. Mola verildi ve üç parti divanlarını topladı. DEVA’nın divanı yaklaşık bir buçuk saat sürdü.

En şiddetli itiraz DEVA’dan geldi.

Akşener ‘Yeter’ diye bağırdı

Babacan ve Akşener arasında gerginlik çıktı. Akşener, “Ben bu şartla masaya geldim, istiyorsanız kalkayım” dedi.

Sesler yükseldi.

İyi Parti lideri “Yeter” diye bağırdı.

Araya Davutoğlu girdi.

Sesler salonun dışına taşınca Akşener’in arabası bile hazırlandı.

Neyse ki anlaşma sağlandı ve Davutoğlu, tartışmalı 12. maddeyi kaleme alıp metne geçirdi.

Kılıçdaroğlu, istediğinin fazlasını aldı

Dört saat süren toplantıdan sonra Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayı olarak açıklandı. Kılıçdaroğlu, 12 maddelik bir taahhütname okudu. Akşener’in arzusuna 12. ve son maddede yer verildi.

Bu madde şöyle:

“İstanbul ve Ankara belediye başkanları sayın cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle cumhurbaşkan yardımcısı olarak atanacaktır.”

Bu madde Akşener’in arzusunu tam olarak karşılıyor mu, emin değilim. Çünkü İmamoğlu ve Yavaş, diğer beş parti liderleri gibi seçimden sonra ve geniş yetkilerle değil, cumhurbaşkanın belirlediği tarih ve sınırlı yetkilerle görevlendirilecek.

Bu 12 maddenin tümünde Kılıçdaroğlu ve dört liderin istekleri gerçekleşti. Liderlerin cumhurbaşkanı yardımcısı olması, cumhurbaşkanının yetkilerini liderlerle uzlaşı içinde kullanması, her partiye otomatik olarak bir ve kazandıkları oy nispetinde artan miktarda bakanlık verilmesi gibi.

‘Geçiş Sürecinin Yol Haritası’ adı verilen iktidar tasarımı, İyi Parti itiraz ettiği için açıklanmamıştı. Akşener, masaya döndükten sonra bu maddelere “Evet” demiş oldu.

Ve dahası Kılıçdaroğlu’nun güçlendirilmiş parlementer sisteme geçiş sürecinin tamamlandığı güne kadar partisinin başında kalması karar altına alındı. Bu hem Kılıçdaroğlu’nun, hem de diğer liderlerin partili cumhurbaşkanlığına yönelik eleştirileriyle çelişiyor.

Her neyse…

Altılı Masa dağılmadıysa muhalif yurttaşların ‘Birleşin’ çağrısı çok etkili oldu. Akşener’i hiddetle kalktığı masaya oturtan, halkın tepkisiydi. Millet İttifakı, bu kez bizzat millet tarafından kuruldu.

İmamoğlu ve Yavaş, iki koltukta birden oturabilir mi?

İmamoğlu ve Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcısı yapılmaları formülüne Cumhurbaşkanı Hukuk İstişareleri Kurulu üyesi Mehmet Uçum’dan geldi. Uçum, Anayasa’ya göre bir vesayet makamı ile belediye başkanlığının birleştirilemeyeceğini savunuyor.

CHP’li hukukçulardan Mehmet Karlı, dün partisine gönderdiği ‘Millet İttifakı İçin Krizden Çıkış Önerisi’ başlıklı görüşte, Uçum’un yorumuna karşı çıkıyor.

Karlı, iki başkanın cumhurbaşkanı adayı olmalarında anayasal engel bulunmadığını ve istifa etmelerinin gerekmediğini vurgulayarak, şöyle yazıyor:

“İmamoğlu ve Yavaş, ikisi birden ya da biri, başkan yardımcısı olarak konumlandırılabilir. Başkan yardımcılığı resmi bir adaylık süreci gerektirmediği için adaylık sürecinde istifaları gerekmez. Bu açıdan CHP’nin haklı gerekçesine saygı duyulur. İki başkanın kampanyadaki rolleri ve profilleri yükseltilir. Akşener’in tavsiyelerine saygı duyulur.”

Karlı’ya göre başkanların iki görevi aynı anda yürütmeleri için bir anayasal engel bulunmuyor. Ancak bu durumu kolaylaştırmak için yasal düzenleme öneriyor.

Karlı şöyle devam ediyor:

“En muhtemel eleştiri belediye başkanlarının görevlerine mani olacağıdır. Lakin çift görev sahibi olmak istisnai değildir. 2017’ye kadar Fransa’da politikacıların birden çok seçilmiş pozisyonda olabilmeleri kabul edilmiştir. İki başkan yardımcısından biri şehircilik politikalarından, diğeri deprem ve afet hazırlığından sorumlu olabilir. Bu şekilde birlikte daha verimli çalışmaları sağlanacaktır.”

- Advertisment -