Ekonomist Kerim Rota, dün gece (3 Ocak) KRT televizyonunda katıldığı programda çok çarpıcı bir iddiayı gündeme getirdi:
“30 Aralık’ta 60 milyar lira dolar zararda olan Merkez Bankası’nın 31 Aralık’ta 70 milyar lira kâra geçtiğini göreceğiz. Muhtemelen 7-8 liradan alınan dolarlar 13’ten satıldı ve 13’ten tekrar alındı. Aradaki 5 liralık fark kâr olarak yazıldı.”
Yani Rota’ya göre Merkez Bankası bir gecede bir kalem oynatmasıyla 130 milyar TL’lik, aslında reel hiçbir değeri olmayan bir ‘kaynak’ yaratmış; bunun 60 milyarıyla zararını kapatmış, 70 milyarını da kâr olarak yazmıştı.
Bu tuhaf operasyon bugün de ekonomist Uğur Gürses’in gündemindeydi. Gürses’in, konuyu aydınlatmaya çalıştığı fakat “tam olarak ne yapıldığını bilmiyoruz” diye şerh de koyduğu yazısı T24’te yayımlandı. Gürses’in yazısı şöyle:
Merkez Bankası’nın Pazartesi yayımlanan yıl sonu analitik bilançosuna göre, bankanın yaklaşık 60 milyar TL kâr yazdığı görülüyor. Oysa 30 Aralık tarihli bilanço vaziyeti, bankanın 70 milyar TL’ye yakın zarar yazacağını gösteriyordu. 130 milyarlık bir ‘ters takla’ olmuş.
Merkez Bankası’nın en son zarar ettiği tarihin 2005 olduğunu, bu tarihten itibaren kâr yazdığını ve aralık başındaki verilere göre 2021’de en az 30 milyar TL zarar yazmaya aday olduğunu yazmıştım.
Banka zarar ettiğinde ise ihtiyat akçesinden, o da yetmezse çoğunluk hissedarı olarak Hazine’nin sermaye transferi yapması gerekiyordu. Önceki yıllarda ihtiyat akçeleri de Hazine’ye aktarıldığından yeterince ihtiyat akçesi kalmamıştı.
Peki 31 Aralık 2021 tarihli Merkez Bankası Analitik Bilançosu ne gösteriyor?
Öncesi için kısa bir arka plan çizelim.
Eylül’deki faiz indirimleriyle kurdaki yükselişin getirdiği zarar, bankanın kâr-zarar hesabını zarara döndürmüştü.
Peki nasıl?
Eylül başında, yılbaşına göre 8 ayda sadece yüzde 10 artmış durumda olan döviz kuru, faiz indirimleriyle yükselişe geçmiş, Aralık sonunda artış yüzde 69’a ulaşmıştı.
Merkez Bankası’nın yıl boyunca bilançosu içinde haftalık ortalamalar itibariyle yaklaşık 20 milyar dolar pozisyon fazlası varken, bilanço dışında tutulan swaplar ilave edildiğinde döviz pozisyon fazlası açığa dönüyor, net açık ortalama 44 milyar dolar olarak hesaplanıyor.
Gerçek durum yıllık ortalamada 44 milyar dolar açık pozisyon. Yani, elindeki döviz varlıkları, döviz yükümlülüklerinden 44 milyar dolar eksik demek.
24 Aralık haftasında açık 55.8 milyar dolar idi.
Kur yükselişi, normal koşullarda bankanın bu açıkla zarar yazması demek.
Ancak, 60 milyar dolara yakın swaplar bilanço dışında taşındığından, kur artışı değerleme hesabında izlenmiyor.
Kur yükseldikçe, bilanço içindeki ‘fazla pozisyon’ değerleme hesabında ‘gerçekleşmemiş kâr’ gibi yer alıyor. Aynı zamanda, bilanço dışındaki açık pozisyon ise zarar olarak yansımıyor. Ancak, swap işlemleri bilançoya girip çıktıkça zarar olarak kâr-zarar hesabına zarar olarak yansıyor.
31 Aralık’ta ne yapılmış?
Tam olarak ne yapıldığını bilmiyoruz. Ama sonuç olarak bir gecede, yaklaşık 130 milyar TL’lik ne olduğu bilinmeyen bir kâr yazılıp, zararda olan netice hesabının 60 milyar TL kârda kapatması sağlanmış.
Böyle bir bilanço hareketi hiçbir dönemde görülmüş bir hareket değil.
Şimdi bu bir gecede yaratılan kâr, Hazine’ye temettü olarak aktarılacak.
Bankanın bilanço dışında taşınan kur zararı ise gelecek bilanço yıllarına ötelenecek. Yıllara yedirilerek eritilecek.
Zararda olan Merkez Bankası, bir gecede hokus pokus ile gerçek bir kâr olmayan bilanço içi kârı bir işlemle kâr zarar hesabına aktararak para basmış oldu.
Normal koşullarda Hazine’nin, bankanın bilançosu dışında taşınan kur zararını karşılaması beklenirken, tersine matbaada para bastırıp temettü alması da tarihe geçecek bir iş olmuş. Zira Merkez Bankası’nın tarihinde böyle bir gecede kâr yazma operasyonu olmadı.
Umarım bu bir gecede olan; zararı kâra çeviren ‘taklanın’ bir açıklaması vardır da en kısa sürede kamuoyuna bu açıklama yapılır.