Ana SayfaHaberlerMersin Polisevi saldırısı iddianamesi, İçişleri’nin “Dilşah Ercan” açıklamasını boşa düşürdü

Mersin Polisevi saldırısı iddianamesi, İçişleri’nin “Dilşah Ercan” açıklamasını boşa düşürdü

26 Eylül 2022’deki Mersin Polisevi saldırısıyla ilgili soruşturmanın iddianamesi, saldırıyı yapan PKK’lılar arasında Dilşah Ercan’ın bulunmadığını ortaya koydu. İçişleri Bakanlığı, saldırıdan sonra yaptığı açıklamada her ikisi de ölen saldırganlardan birinin Dilşah Ercan olduğunu duyurmuştu. Dilşah Ercan’ın CHP’nin 2013’teki tutuklu gazeteciler raporunda yer aldığının tespit edilmesi üzerine Erdoğan da dahil birçok iktidar temsilcisi saldırıyla CHP arasında bağlantılar kuran açıklamalar yapmıştı. Dilşah Ercan’ın halen hayatta ve PKK’da olduğu ortaya çıktı.

Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı, 26 Eylül 2022’de bir polisin hayatını kaybettiği Mersin Polisevi saldırısıyla ilgili soruşturmasını tamamladı.

Gazeteci Tolga Şardan’ın bugün (31 Mart) soruşturma iddianamesinden bilgileri paylaştığı yazısına göre; savcılık, İçişleri Bakanlığı’nın saldırının ardından yaptığı açıklamada yer alan, saldırganlardan birinin Dilşah Ercan adlı PKK’lı olduğu bilgisinin doğru olmadığını ortaya koydu.

Bakanlığın saldırganlardan birinin Dilşah Ercan olduğu bilgisini paylaşması üzerine iktidara yakın basın organlarında, Dilşah Ercan’ın adının CHP’nin 2013’te yayımladığı “Dünyanın en büyük gazeteci cezaevi: Türkiye” başlıklı rapordaki tutuklu gazeteciler arasında geçtiği haberleri yapılmıştı.

Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere birçok AK Partili, “CHP’nin saldırgan için 2013’te özgürlük istediğini” öne sürerek CHP’ye yüklenmişti.

DNA analizleri uyuşmadı

Şardan’ın iddianameden aktardığına göre, Dilşah Ercan’ın parmak izi, saldırıyı gerçekleştirdiği tespit edilen Dilara Ürper ve Emel Feremez’in olay yerine gelirken yoldaki çöp kutusuna attıkları zaman ayarlı patlayıcı düzeneğinde tespit edildi.

Yapılan DNA analizlerinde de eylemci kadınlara ait verilerin Dilşah Ercan’la uyuşmadığı anlaşıldı.

Savcılık iddianamesinde elde edilen veriler şöyle açıklandı:

“(…) Soruşturma devam etmekte iken https://firatnews.com/ isimli sitede PKK/KCK silahlı terör örgütü tarafından açıklama yapıldığı, açıklamada şüpheli Dilşah ERCAN’ın örgütsel kıyafetle ve yanında silah bulunduğu halde örgüt adına videolu açıklama yayınladığının ve örgüt içerisinde faaliyet yürüttüğünü videoda açıkça ikrar ettiğinin tespit edildiği,                                             

Olay yerinden elde edilen vücut parçalarının otopsi işleminin yapıldığı, yapılan otopsi neticesi parçaların adli tıpa gönderildiği, adli tıp tarafından düzenlenen raporda parçaların iki kadın şahsa ait olduğunun, bir kısmının bir kadına, diğer kısmının başka bir kadına ait olduğunun tespit edildiği,

Şüpheli Dilşah Ercan’ın anne ve babasından DNA örneği alındığı, yapılan karşılaştırmada tespit edilen iki kadına ait vücut parçaları ile Dilşah Ercan’ın anne ve babasına ait DNA örnekleri arasında annelik ve babalık bağı bulunmadığının tespit edildiği,

Soruşturma devam etmekte iken https://hawarnews.com/ isimli internet sitesi üzerinden PKK/KCK silahlı terör örgütü tarafından soruşturmaya konu eylemin sahiplenildiği, eylemi gerçekleştiren iki kadın teröristlerden birinin Dilara Ürper, diğerinin Emel Feremez isimli şahıs olduğunun açıklandığı, Dilara Ürper’in anne ve babasından DNA örnekleri alındığı, yapılan karşılaştırmada, Dilara Ürper’in anne ve babasının yüzde 99,99 ihtimalle olay yerinden elde edilen vücut parçalarından bir kısmının biyolojik annesi ve babası olabileceğinin tespit edildiği (…)”

İki gün sonra başlayan soruşturmada saldırıyla bağlantılı izlenimiyle sunuldu

Saldırıdan iki gün sonra ,aralarında CHP’li Mersin Büyükşehir Belediyesi çalışanlarının da olduğu 28 kişinin PKK propagandası yapma suçlamasıyla gözaltına alındığı soruşturma da, hükümete yakın medyada Polisevi saldırısıyla bağlantılı olduğu izlenimiyle sunulmuştu.

Soruşturma kapsamında Mersin Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Bedrettin Gündeş tutuklanırken, diğer 27 kişi bir hafta sonra serbest bırakılmıştı.

- Advertisment -