Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan kabine toplantısı sonrası konuşma yapıyor.
Erdoğan’ın konuşmasında, Suriye’de 6-8 Mart tarihlerinde silahlı gruplar arasında çıkan çatışmalar ve devamında sivillere yapılan saldırılar sonucu bine yakın sivilin hayatını kaybettiği olaylarla ilgili yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar şöyle:
“Kim sırf meşrebinden dolayı zalime arka çıkıyorsa insani değerlerini kaybetmiş demektir”
“Suriye’de eski rejim artığı provokatörler mezhep kavgası çıkartmayı hedefleyen terör eylemleri yaptı. Özellikle azınlıkların yaşadığı bölgelerde patlak veren olaylarda Suriye ordusu mensuplarının yanısıra pek çok sivil de hayatını kaybetti. Maalesef bunların arasında teravih namazından çıkarken kalleşçe şehit edilen kardeşlerimiz de var. Suriye ordusunun etkin müdahalesiyle olaylar kontrol altına alındı ama sahadaki durum hassasiyetini koruyor.
“Biz ne Irak’ta ne Suriye’de ne Lübnan’da ne diğer bölge ülkelerinde hiç kimsenin kökeniyle, diniyle, mezhebiyle ilgilenmiyoruz. Hangi mezhebe mensup olursa hiç kimseye farklı gözle bakmıyoruz. Tüm insanları Hz. Ali efendimizin buyurduğu üzere ya dinde kardeşimiz ya da yaradılışta eşitimiz olarak görüyoruz.
“Kim Suriye’ye baktığında sadece mezhep, meşrep, köken görüyorsa kör bir taassuba hapsolmuş demektir. Her kim sırf meşrebinden dolayı zalime arka çıkıyorsa insani değerlerini kaybetmiş demektir.
“Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak, iç cephemizi sarsmayı hedef alan bir sabotaj girişimidir”
“Biz asla böyle olmadık. Bir milyon Suriyeli Baas rejimi tarafından katledilirken nerede duruyorsak bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz.
“Masum çocuklar 14 yıl boyunca ölürken susanlar bugün bize insanlık dersi veremez. Muhalefet, en azından böyle muhataralı bir konuda sorumlu davranmalı, fitne ateşine odun taşımaktan artık vazgeçmelidir. Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak iç cephemizi sarsmayı hedef alan bir sabotaj girişimidir. Hele hele soykırımcı canilerden medet ummak kelimenin tam anlamıyla mandacılıktır.”