TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Florya Sosyal Tesisi ve Atatürk Köşkü’nde bazı medya kuruluşlarının genel yayın yönetmenleriyle biraraya geldi.
Kurtulmuş, çözüm süreciyle ilgili şunları söyledi:
“Türkler ile Kürtler arasındaki bir barış süreci değil”
“Türkiye’de bu süreç, aslında Türkler ile Kürtler arasında bir barış süreci değil, aslında devlete karşı mücadele eden terör örgütünün silahlarını bırakmasını ilan etmesiyle birlikte başlayan bir sürecin parlamento tarafından dikkatle izlenmesi sürecidir. Bir pazarlık süreci değildir.
“Örgütle devlet arasında bir pazarlık söz konusu değildir, bugüne kadar da olmamıştır. Örgütün maksimalist taleplerle gündeme gelmediğini kamuoyuna yapılan açıklamalarla biliyoruz. Örneğin, federasyon gibi, birtakım ayrıcalıkların tesis edilmesi gibi, başka bir dilin Türkçe’nin yanında resmi dil olmasının talep edilmesi gibi bazı taleplerin gündeme gelmediğini biliyoruz.
“İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, MİT Başkanı gelinen aşamayı anlatacak”
“İnşallah bu hafta Perşembe günü İçişleri Bakanımız, Milli Savunma Bakanımız ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımız gelip en başta yaptıkları sunumla bugün arasında neler oldu, hangi adımlar atıldı bunları anlatacaklar. Gelinen noktada artık yavaş yavaş bu komisyon çalışmalarının toparlanması sürecine giriyoruz.
“Burada bundan sonraki adım, zaten sürecin buraya kadar gelmesini sağlayan en önemli husus, örgütün ‘Ben silahları bırakıyorum ve kendimi tasfiye ediyorum’ ilanıdır.
“Şimdi örgütün gerçekten silahları bıraktığının ve kendisini tasfiye ettiğinin tespit ve tescili bundan sonraki aşamanın en kritik noktasıdır. Bunu biz TBMM olarak yapacak durumda değiliz. Milli güvenlikle ilgili kurumlarımızın, başta Milli İstihbarat Teşkilatı ve Milli Savunma Bakanlığı unsurlarının, ‘Evet, örgüt kendisini feshetmiştir, sahada ciddi bir silahsızlanma sağlanmıştır’ diyerek bu tespiti yapmasından sonra TBMM’nin konunun gerektirdiği birtakım yasal düzenlemeleri gerçekleştirmesi mümkün olabilecektir. Bu çerçevede bizim komisyon olarak üzerinde durduğumuz konu ise bundan sonraki temel görevimiz, raporlamadır.
“Ayrıca bazen şöyle bir yanlış algılama da ortaya çıkıyor: ‘Bu komisyon yasal düzenlemeleri yapacak, bu komisyon anayasa düzenlemeleri yapacak…’ Hayır, değil. Bu komisyon, niteliği, tanımı itibarıyla tavsiye niteliğinde kararlar alan bir komisyondur. Şimdiye kadar bütün kararlarımızı hemen hemen ittifakla aldık. Şimdi bu kararı da ittifakla alırsak bu zaten bir siyasi çerçeveyi, bir perspektifi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne de göndermiş olacak.”
“MGK, PKK’nın silahlı örgüt olmaktan çıktığı kararı alırsa meselenin hukuki zeminini tahkim etmiş olur”
Kurtulmuş, PKK’lıların silah bıraktığının tespitinin nasıl işleyeceğiyle ilgili soruya şöyle yanıt verdi:
“Bunu yapacak olan biz değiliz, ilgili birimlerdir; Milli İstihbarat Teşkilatı, Milli Güvenlik Kurulu esası itibarıyla. Türkiye’nin en üst güvenlik kurulu olarak Milli Güvenlik Kurulu’nda bu konu ele alınır ve Milli Güvenlik Kurulu eğer bu tespitleri yapar ve bunu da ilan ederse burada çok önemli bir mesafe aşılmış olur. Yasa hazırlamak kolay, bütün partilerden temsilciler gelir, bir ortak alan oluşur ve inanın ki hele hele partiler anlaştıktan sonra parlamentoda 3-5 günde istediğiniz yasayı çıkarırsınız. Mesele yasa hazırlığından ziyade, yasa hazırlığından önceki sürecin iyi olgunlaştırılması, başından beri söylediğimiz kamuoyunun bu konuda hazır hale gelmesinin temin edilmesidir.
“Türkiye’de de devletin en üst güvenlik mercii, Milli Güvenlik Kurulu’dur. Milli Güvenlik Kurulu’nda bu konu tartışılır ve Milli Güvenlik Kurulu, PKK’nın artık bir silahlı örgüt olmaktan çıktığı yönünde bir karar alırsa bu meselenin hukuki zeminini tahkim etmiş olur.”
“Belki parti grupları birer temsilci verir”
TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin Abdullah Öcalan’ı dinlemeye gidip gitmemesi tartışmaları ve gidilmesinden yana olduğunu beyan eden DEM Parti ile MHP dışındaki partilerin İmralı’ya gidilmesine katkı verip vermeyeceğiyle ilgili soruya da Kurtulmuş şöyle yanıt verdi:
“Kimler gidecek, gitme kararı verilecek mi önce o karar verildikten sonra kaç kişi olacak… Belki çok kalabalık olmayan; belki bir grupla parti yönetimleri, parti grupları birer temsilci verebilir, bunları bilmiyoruz.
İmralı Ceza ve İnfaz Kurumu’na daha önce DEM Parti’den milletvekili arkadaşlarımız çok kez gitti. Ayrıca kendi avukatları ve yakınları çok kez gitti ve oradan görüşlerini daha evvel de farklı vesilelerle dışarıya çıkarmış oldu. Bunların bir kısmı da bu süreçteki ilerlemelerimize kilometre taşı mesabesinde olan açıklamalar oldu. Dolayısıyla zaten gidilmemiş, görüşü alınmamış bir yerden bahsetmiyoruz. Türkiye’deki mevcut infaz düzenlemesi içerisinde hükümlülerle yapılabilecek görüşmeler kapsamında eğer böyle bir görüşme olursa, eğer komisyon buna karar verirse; yeni bir şey olmayacak, olan bir uygulamanın bir devamı şeklinde olacak. Tabii oraya gidenler de yaptıkları görüşmelerde önemli gördükleri hususları anlatırlar diye düşünüyorum. Yoksa hiç kimseye bir kere oraya gitti diye komisyonda ayrıcalıklı bir üyelik vasfı doğurmaz. Rutin, bu sürecin aslı buymuş gibi davranırsak ben sürecin bundan sonraki işleyişine zarar gelir endişesindeyim. Onun için işi rutini içerisinde, Türkiye’nin mevcut hukuk sistemi içerisinde olan uygulamaların bir devamı olarak görmek eğer yapılacaksa ve o şekilde icra etmek en doğrusudur.”

