Ana SayfaDış HaberMuhammed Emin Yıldırım’ın Sumud Günlüğü-6: "Telefonumu denize atmak zorundayım"

Muhammed Emin Yıldırım’ın Sumud Günlüğü-6: “Telefonumu denize atmak zorundayım”

Telefonumu denize atmak zorundayım. Dualarınız daim olsun. Allah’ın takdiri ne ise olacak olan odur… Ahhh Gazze…

(Operasyon öncesi yazdığı yazı)

Dün gece, karanlığın içinde bir başka karanlık belirdi. *İsrail botları bazı gemilerimizin etrafında dolaşmaya başladı.

Amaç belli: Taciz, baskı ve korku… Uluslararası suların ortasında, bir vicdan hareketine bile tahammül edemeyen bir zorbalıkla karşı karşıya kaldık. Aslında bu, beklenmeyen bir şey değildi ama belki bu defa farklı bir durum olur diye düşünmüyor değildik. Ancak denizin karanlığında zalimin motor sesleri gecenin sessizliğini deldi. Sirenler çaldı, alarmlar verildi; herkes can yeleklerini giydi.

Ama biz durmadık. Geri adım atmadık. Kararlılığımızdan hiç vazgeçmedik. Çünkü çok iyi biliyoruz ki yaptığımız bir cesaret gösterisi değil; *sadece ve sadece insan kalabilme çabasıdır.

Korkuyor muyuz? Evet, elbette korkuyoruz. Hepimiz insanız. Ama inanın zalimden, tutuklanmaktan veya ölümden değil… Mazluma ulaşamama ihtimalinden korkuyoruz. Bir çocuğun gözümüzün önünde açlıktan ölmesine, bir annenin gözyaşını silememeye, bir halkın yok oluşuna sadece ekranlardan bakmaya mahkûm olmaktan korkuyoruz.

Aciz seyirciler olmaktan ve seyir ede ede duyarsızlaşmaktan korkuyoruz. Her gün Gazze’nin kıyılarına gelen ve akşama kadar yol gözleyen, bazen oradan bize videolar çekip gönderen zeytin diyarının o güzel yavrularının umudunu kırmaktan korkuyoruz… Gemimiz sabahın erken saatlerine kadar yavaş yavaş yoluna devam etti; şu anda da filomuz rotasında gidiyor. Binlerce kez hamdolsun ki, gün doğarken gökyüzü kızıl bir utancı değil, bir uyanışı müjdeledi. Güneşle birlikte dualar da yükseldi. Ve biz bir kez daha anladık: Vicdan, en sağlam kalkan; umut, en güzel rota; insan kalabilmek en güçlü hedef, mazlumun yanında yer alabilmek en doğru duruştur.

Bu yazıyı, karanlığın içinde yaptığımız bir dua ile bitirmek istiyorum: “Ey Rabb’imiz! Ayaklarımızı sabit kıl. Bizi korkaklıktan, unutkanlıktan, umutsuzluktan koru. Yüreğimizi mazlumların kalbiyle bir kıl. Bize yalnızca yardım taşımayı değil, insan kalabilmeyi de nasip et. Zulmün en karanlık anında bile adâletten ayrılmamayı ve her şeye rağmen merhametli kalmayı öğret. Bizi, Sen’in rızan için yola çıkanlardan eyle. Ve yolumuzu, izzet yurdu olan Gazze’ye eriştir. Önümüzdeki engelleri kaldır. Zalimin elini, dilini, gözünü bağla ve bizi en yakın zamanda menzilimize ulaştır! (Âmin.)

- Advertisment -