Koç Holding’in Nakkaştepe’deki merkezinden topluluk bünyesindeki iş ortaklarına seslenen Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, Türkiye’de ekonomik faaliyetlerin pandeminin yarattığı şoktan sonra hızla toparlanmasını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi, “Ancak iyice artan enflasyon baskısının vatandaşlarımızı ne kadar yorduğunu da görmek insanı fevkalâde üzüyor” dedi ve ekledi:
“2000’li yılların ilk 10 senesinde yaptığımız gibi; esaslı bir reform ajandasına sarılarak ülke riskimizi azaltmak zorundayız.
“Avrupa’ya doğru kısalacak tedarik zincirlerini dikkate alırsak; Türkiyemizi yeniden cazip bir yatırım merkezi kılacak adımların daha da kıymetli hale geldiği açıktır. Kurları, maliyetleri ve nihai netice olan enflasyonu azaltmanın başka kalıcı yolu yoktur. Ülkemizin huzuru ve sürdürülebilir ekonomik büyüme için; her alanda aklın ve bilimin rehberliğinde hareket edilmesi gerektiği aşikârdır.”
“2022’nin ortalarından önce düzelme mümkün değil”
Konuşmasında küresel ekonomik ve politik gelişmeleri değerlendiren Ömer M. Koç, Covid-19 pandemisinin, insanlığın İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra gördüğü en acı küresel felaket olduğunu vurguladı.
“Bu fevkalâde güç dönemi artık geride bıraktık diyebilmeyi çok arzu ederdim; ancak, en azından önümüzdeki senenin ortalarından evvel, bunun mümkün olamayacağı anlaşılıyor.”
Financial Times: Koç’tan Erdoğan’ın ekonomi politikasına örtülü eleştiri
Koç’un bu açıklaması Financial Times’ta bir “eleştirel çıkış” olarak yorumlandı. Laura Pitel imzalı haberde şu cümleler yer aldı:
“Türkiye’nin önde gelen iş kodamanlarından biri, cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomi politikasına yönelik ince örtülü bir eleştiri olarak görülecek şekilde, ülkenin ‘yorucu’ enflasyonu ve hızla artan döviz kuruna karşı konuştu.
“Koç, Erdoğan’dan veya son 20 yıldır Türkiye’yi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi’nden (AKP) söz etmedi. Ancak onun yorumları, ülkenin 765 milyar dolarlık ekonomisini yönetirken giderek daha fazla tahmin edilemez ve alışılmışın dışında yaklaşımlar sergileyerek yabancı yatırımcıları korkutup ülkede artan kamuoyu hoşnutsuzluğuna neden olan Türk liderine yönelik alışılmadık ve ince örtülü bir eleştiri olarak görülecektir.”