Emekli Tuğgeneral Osman Aydoğan’ın kendi sitesi Sehriyar’da kaleme aldığı “Helikopter” başlıklı yazıyı Serbestiyet okurlarıyla paylaşıyoruz.
Öncelikle dün helikopter kazasında şehit olan tüm askerlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, silah arkadaşlarına ve yüreği yanan milletimize başsağlığı dilerim.
Şehitlerimiz içinde yer alan Korg. Osman Erbaş’ı yakinen tanır idim. Korg. Osman Erbaş, Anadolu’nun bin yıllık imbiğinden geçip gelen bilgeliğin, nezâketin, zarafetin, letafetin, kibarlığın ve alçakgönüllülüğün kendi şahsında somut bulmuş bir hali idi. Mesleğini seven, görev bilinci yüksek bir asker idi… 2020 yılı içerisinde Elazığ’da iki defa makamında kendisini ziyaret etmiştim. Yakın zamanda Elazığ’a son gittiğimde ise makamında değil, sorumluluk sahasındaki bir birliğinde idi… Telefonla görüşmüş, bir başka zamanda görüşmek üzere vedalaşmıştık.
Şehitlerimiz hakkında müşteki olduğum birkaç konuyu da burada dile getirmek istiyorum.
Komplo teorileri
Sosyal medyada hemen bu kaza hakkında yorumlar yapıldı. Hem de okumuş, hem de yazmış kesimden. Biliyorum ki bu yorumları yazanların hiçbirisinin hiçbir şekilde kaza hakkında bilgisi yoktur, Cougar helikopterleri hakkında teknik bilgisi yoktur, arazi hakkında bilgisi yoktur, hava hakkında bilgisi yoktur, helikopter kazaları hakkında bilgisi yoktur… Ama kaza hakkında yorum yazan bu muhteremlerde komplo teorisi ise oldukça çoktur…
Kazanın sebebi olarak PKK’yı gösteren mi dersiniz, FETÖ’yü gösteren mi dersiniz, rahmetli Eşref Bitlis’in helikopter kazasıya benzerlik kuran mı dersiniz, aynı gün partisinden istifa eden Ümit Özdağ’ın açıklamasını örtbas etmek için bu kazanın tezgâhlandığını iddia eden mi istersiniz. Yazılarımda hep yazarım ya Allah bu memleketin insanlarına akıl sağlığı versin diye. Boşuna demiyorum ki!…
Alman dilinde ‘’Die orientalische Verschwörungstheorie’’ diye bir kavram var. Tam Türkçe karşılığı ‘’Doğulu komplo teorisi’’. Komplo teorisi her yerde kullanılıyor da bu kavram özellikle Doğu’ya ait. Çünkü Doğu’da bilgi yoktur. Bilgi olmayınca da üret üretebildiğin kadar komplo teorilerini. Yazık ki yazık… Demek ki cehaletin bu kadarı ancak tahsil ile mümkün oluyormuş…
O zaman gelin kazaya etki eden faktörler hakkında küçük birer bilgi sahibi olalım..
Cougar helikopterleri hakkında
Türkiye’de kullanılan Cougar helikopterlerinin 20 tanesi 1993 yılında Fransa’dan satın alındı. 30 tanesi de 1996 yılından itibaren TUSAŞ tesislerinde lisanslı olarak üretildi. Yani bu helikopterler 25 yaşındadırlar.
Ancak sorun olan sadece bu helikopterlerin yaşı da değildir.
Fransız Cougar helikopterlerinin alımı da ilginçtir. Zamanında Türk hükümeti bu Cougar helikopterlerini almak istediğinde bu isteğe Genelkurmay Başkanlığı karşı çıkmıştır. Bu isteğe Hava Kuvvetleri Komutanlığı karşı çıkmıştır. Bu isteğe Kara Kuvvetleri Komutanlığı karşı çıkmıştır. Bu isteğe bu helikopterleri bizzat kullanacak olan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kara Havacılık Dairesi karşı çıkmıştır.
Bu karşı çıkışın nedeni Cougar helikopterlerinin kötü, kalitesiz veya işe yaramaz olduğu için değildir. Cougar helikopterleri sınıfının neredeyse en iyi helikopteridir. Ancak bu Cougar helikopterlerinin üretim ve kullanım amaçları farklıdır. Çünkü bu Fransız Cougar helikopterleri dağlık arazide, yüksek rakımlarda, olumsuz hava koşullarında icra edilecek operasyonlarda kullanılmak için üretilmemiştir. Cougar helikopterlerinin fiziki silueti büyük ve yüksekliği fazladır. Fransız Cougar helikopterleri esas olarak Fransa’da barış koşullarında havaalanları arasında yolcu transferinde kullanılmak, muharebe koşullarında ise geri bölgede personel taşımak için üretilmiştir.
Cougar helikopterleri, anlattığım gibi barış koşulları şartlarında, muharebede ise geri bölgede personel taşıma maksadıyla üretildiği için bu helikopterlerin füze koruma sistemi de yoktur.
Fransız Cougar helikopterleri alındığında zamanın Başbakanı Tansu Çiller’dir. Zamanın Savunma Bakanı Nevzat Ayaz’dır. Türkiye o zaman (1993) AB Gümrük Birliğine girmek istemektedir. Kanaatim odur ki nasıl ki NATO’ya girmek için ABD’ye rüşvet olarak Kore’ye asker gönderilmiş ise AB Gümrük Birliğine girmek için de rüşvet olarak bu Fransız helikopterleri alınmıştır.
Helikopterler alındıktan sonra bu helikopterleri Hava Kuvvetleri Komutanlığı almak istememiştir. Bu nedenle Cougar helikopterleri Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı da bu Fransız Cougar helikopterlerinin özelliklerini bildiğinden iç güvenlik harekât bölgesine değil de Ege Ordu Komutanlığı Hava Alayının envanterine dâhil edilir…
Sorulacaksa eğer, sorulması gereken soru, Cougar helikopterlerinin bu özellikleri bilindiği halde neden satın alındığı ve neden Doğu’daki birliklerde kullanıldığıdır?
Türkiye’deki Cougar helikopterleri kazaları
1993 yılında envantere giren ilk Cougar helikopterleri kazası 4 Haziran 1997 tarihinde yaşanır. Kuzey Irak’ta sınır ötesi operasyona katılan askerleri taşıyan helikopter, Zap bölgesinde füze ile vurulur. Saldırıda 11 asker şehit olur.
Cougar helikopterlerin füze koruma sistemi olmadığı sanırım bu saldırı ile farkına varılır (!) ki bu helikopterler tekrar TUSAŞ’a alınarak burada helikopterlere füze koruma sistemleri takılır.
Cougar helikopterlerinin ikinci kazası 29 Nisan 2003 tarihinde yaşanır. Isparta Eğirdir’de eğitim uçuşu sırasında bir Cougar helikopteri yüksek gerilim hattına takılarak düşer. Bu kazada da 4 asker şehit olur.
Cougar helikopterlerinin üçüncü kazası 1 Haziran 2017 tarihinde yaşanır. Şırnak’ta yine bir Cougar helikopteri yüksek gerilim hattına takılarak düşer. Meydana gelen bu kazada birisi Tümg. Aydoğan Aydın olmak üzere 13 asker şehit olur.
Cougar helikopterlerinin dördüncü kazası da dün, 04 Mart 2021 tarihinde yaşanır. Bu kazada da Korg. Osman Erbaş başta olmak üzere 11 asker şehit olur.
1993 yılında envantere giren Cougar helikopterleri kazalarında toplam 39 asker şehit olur.
Skorsky S-70 helikopterleri
Yüksek irtifada taşıma gücü, çevikliği, yeni nesil uçuş ve silah sistemleri açısından Doğu’nun şartlarına en uygun genel maksat helikopteri Skorsky S-70 helikopterleridir.
İşte bu kalitesi nedeniyle de Türkiye doksanlı yılların başında ABD’den elli adet civarında hem nakliye hem saldırı amaçlı Sikorsky S-70 genel maksat helikopteri satın almıştı…
Skorsky S-70 helikopterlerinin kalitesi için bir hatıramı anlatmak istiyorum.
1999 yılı Şubat ayında Avusturya Alplerinin Galtur bölgesinde yaşanan çığ felaketi sonunda kırk kişi ölür. Ölümlerin esas nedeni de kurtarma için bölgeye ulaşılamamasıdır. Çünkü Avusturya ordusunun elinde Alplerde, o yüksek rakımda, kısıtlı görüş şartlarında, sisler içerisinde görev yapabilecek nitelikte helikopterleri yoktur. Avusturya Savunma Bakanlığı bu şartlarda görev yapabilecek bir arama, kurtarma ve tahliye helikopteri satın alma konusunda arayış içerisindeydi. Konu uzun ama 1999-2001 yılları arasındaki Viyana’daki görevim esnasında Avusturya Savunma Bakanlığı ile görüşerek kendilerine Skorsky S-70 helikopterlerini önerdim. Bu maksatla Avusturya Savunma Bakanlığından teknik bir heyeti Skorsky S-70’leri incelemek ve tecrübelerini almak üzere Türkiye’ye gönderdim. Bu ekip Kara Havacılık Komutanlığında bir hafta süreyle Skorsky S-70 helikopterleri üzerinde incelemelerde bulundular. Kara Havacılık Komutanlığının kullanım ve bakım konularındaki tecrübelerini aldılar. Sonunda Avusturya Savunma Bakanlığı ABD’den bazı modifikasyonları ile beraber 10 adet Skorsky S-70 helikopteri aldılar. Bu anımı Skorsky S-70 helikopterlerinin kalitesini vurgulamak için anlattım.
Türkiye, genel maksat helikopterlerinde kalan ihtiyacını karşılamak üzere ABD Sikorsky Aircraft firması ile 2011 yıllında Türkiye’de üretilmek üzere 109 adet Skorsky S-70 genel maksat helikopteri anlaşması imzaladı… Orijinali Skorsky S-70 olan helikopterler Türkiye için yapılan değişikliklerle T-70 adını alacaktı. Bu anlaşmaya göre Skorsky T-70 helikopterlerinin ilk teslimatı, 2021 yılının ilk çeyreğinde yapılacağı bildirilmişti. Ancak 2 Ağustos 2017 tarihinde, Başkan Trump tarafından imzalanan CAATSA (Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) nedeniyle bu anlaşmanın nasıl etkilendiği henüz belirsizdir. Çünkü 2021 yıl ilk çeyreğine gelmiş olmamıza rağmen henüz TSK’ne teslim edilen / edilecek elde bir Skorsky T-70 helikopteri yoktur.
Ancak şu kesin ki 2000 yılının başından beri TSK’ne ne yeni bir savaş uçağı alınmıştır, ne de yeni bir genel maksat helikopter alınmıştır. (ATAK taarruz helikopteri ve 60 kişi taşıyabilen amacı farklı Chinook helikopterleri hariç) Anlattığım gibi Türkiye’de üretimi için anlaşması yapılan ve 2021 yılı ilk çeyreğinde ilk partisinin teslimi beklenilen 109 adet Skorsky T-70 helikopterinin de akıbeti CAATSA nedeniyle meçhuldür.
Yazılarımda hep tarihin tekerrüründen bahsederim ya. Nasıl ki zamanında asker sözü dinlemeyerek zamanın hükümeti tarafından Fransa’dan Cougar helikopteri alınarak Türkiye’nin başına iş açılmışsa, şimdi de yine asker sözü dinlemeyerek Rusya’dan S-400 füzeleri alınarak yine Türkiye’nin başına iş açılmıştır. Sanki asker bu ülkenin askeri değil de…
17. yüzyılda yaşamış Osmanlı şeyhülislamlarından Mehmet Bahaî Efendi’nin bir şiirinde yer alan ‘’Dahleden dinimize bari müselman olsa’’ diye bir dizesi vardı ya. Bu dize gibi askerî konularda karar veren siyasiler de askerî konularda ve uluslararası ilişkilerde bari askerlerden bir nebze de olsa daha iyi bilgilere sahip olsalar ya… Ne gezer. Sonuçlarını görüyorsunuz işte…
UH-1 helikopterleri
Şu an TSK’nin elinde 1976 yılında üretimi duran, 2004 yılında ABD ordusunda hizmetten kaldırılan ve 1970 yılından bu yana da TSK’nde hizmet veren UH-1 tipi helikopterleri bulunmaktadır. TSK halen bu helikopterleri kullanmaktadır.
Genellikle hava araçları için eski hava aracının bir sorun olmadığı söylenir. Çünkü hava araçları parça ömrü bazında değerlendirilir. Hava aracı parçalarının bir kullanım ömrü vardır ve her bir bakım periyodlarında bu parçalar değiştirilir. Bu işlem sağlıklı bir şekilde yapıldığı sürece hava aracının eskiliğinden söz edilemez.
Ancak nedense bu kural devletin makam araçları, binaları, lüksü ve şatafatı için işlemez… Devletin makam araçları her beş yılda, bazıları yeni modeli çıktıkça en lüksü ile yenilenir.
Almanya’da 9 bin, Japonya’da 10 bin, Fransa’da 8 bin makam aracı varken Türkiye’deki makam aracı sayısı 125 bindir. Sadece Cumhurbaşkanlığı’na ait lüks araç 268 adettir. Almanya’da 12, Fransa’da 14, İtalya’da 11, Japonya’da 2 adet devlet özel uçağı varken Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı’nın hava filosundaki uçak sayısı ise 16 adettir.
Bu kazayı sorgulayacaksanız eğer buyurun buradan sorgulayın derim.
Kazanın nedeni
Yazımın girişinde bahsettiğim gibi helikopter cinsi, hava ve arazi hakkında bilgi sahibi olmadan yapılan yorumlar ne yazık ki en başta şehitlere ve okuyanlara yapılan birer saygısızlıktır.
Helikopterlerde yaşanan ana kaza-kırım sebeplerini genel olarak şöyle sınıflandırılır: Mekanik, elektrik, motor veya kuyruk rotoru arızası. Bakımdan kaynaklanan sorunlar. Dış etkenler: Olumsuz hava şartları, görüş mesafesinin düşük olması, çok alçak irtifada uçulması. Pilotaj hataları… Helikopterler döner bir sisteme ve çok sayıda hareketli parçalara sahip olması nedeniyle mekanik ve hidrolik sistem arıza ihtimalleri de oldukça yüksektir. Ayrıca helikopterlerin, yüksek gerilim hatları, ağaçlar ve binalar gibi çeşitli engellere çarparak kaza yapma riski de yüksektir. Ki basında bu kazaları sıklıkla yaşandığını görürüz.
TSK, hem sabit kanatlarda hem de döner kanatlarda dünyanın en iyi pilotlarına sahiptir. Nedeni çok iyi bir eğitim sistemi olduğu gibi iç güvenlik harekâtı nedeniyle pilotlarımızın fiilen yaşadığı tecrübeleridir. Bu tecrübeyi pilotlarımızla birlikte beraber yaşamış birisi olarak benden daha iyi bilen kişi sayısı da çok azdır. Dolaysıyla Türkiye’de yaşanan bir helikopter kazasında pilotaj hatası en son gelecek ihtimaldir.
Türk Silahlı Kuvvetleri bu tür kazalarda Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde oluşturulan ‘’Kaza İnceleme Kurulu’’nun incelemeleri sonrasında ancak kesin sonuca varılır. Bu kesin sonucu beklenmeden, yukarıda anlattığım bilgilere sahip olmadan yapılacak yorumlar en basit deyimle şehitlerimize ve okuyuculara saygısızlık ve cehalet örnekleridir.
Tekrar dün helikopter kazasında şehit olan tüm askerlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, silah arkadaşlarına ve yüreği yanan milletimize başsağlığı dilerim.