Rahmetli Kamer abi sağlığındayken Meclis’te onun hep yanındaydık. Ölümünden çok kısa süre önce Veli Ağbaba ile bana ‘Seneye ben olmam. Bakalım ne yapacaksınız’ dedi. Biz de dedik ki ‘Sen olmasan da biz senin yanında oluruz. Biz seni yalnız bırakmayız’ dedik. 2016 yılının Ocak ayından beri hem Veli Ağbaba hem Nurettin Demir hem de o dönem, bu dönem milletvekillerimiz sürekli Kamer ağabeyin ölüm yıl dönümlerinde Tunceli’de Nazımiye’de mezarı başında oluyoruz. Bu sene de buraya bu kez CHP sıfatıyla geldim. Biz siyasette Kamer Genç gibi dürüst, korkusuz ve söylediği sözü zamana bırakan ama hiçbir zaman haksız çıkmayan ilkeli siyasetimizle varız.
TUTTURMUŞ BİR DEM. DEM, DEM
Buradan bir kez daha Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyoruz. Sürekli polemik yapmak, kavga çıkarmak, olmadık yalanlarla, iftiralarla partimizi, bizi bir araya getirmek istiyor. İstiyor ki onla kavga edelim. Erdoğan, bizim kavgamız yoksullukla, açlıkla, insanların düştüğü durumladır. Türkiye’de büyük bir ekonomik kriz vardır. Sen başta emekliler olmak üzere, emekçileri ve emeklileri büyük sıkıntı içinde bıraktın.
Erdoğan, milletin derdi DEM değil, milletin derdi zam zam, zam. Tutturmuş, bir DEM, DEM, DEM. CHP ayrı bir parti, o söylediği DEM Parti ayrı bir parti. Bize ziyarete geldiler. Dedik ki ‘Ne görüyorsanız burada. Açık açık gözünüzün önünde.’ CHP’nin, milletin görmediği hiçbir anlaşması, angajmanı, hiç kimseyle bir ilişkisi yok. Herkes gözler önünde.
EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞINI ASGARİ ÜCRET YAPMADAN KARŞIMA GELME
Ancak tutturmuş bir DEM. DEM’i bırak da artık biraz zamma bak. 10 bin lira yaptığın emekli maaşı kimseye yetmiyor. Önce sen zammı ver. Emekliye en az bir asgari ücret ver. Ondan sonra gel bizimle uğraş. Bana diyorsun ki ‘Özgür Efendi.’ Efendiliğimi bozmadan sana sesleniyorum. Millet aç, yoksul. En düşük emekli maaşını asgari ücret yapmadan karşıma gelme. Seninle muhatap olmuyorum.