PKK yöneticilerinden Murat Karayılan, 2005’ten 2015’e kadar AK Parti’nin PKK ile çeşitli düzeylerde görüştüğünü ve MİT Başkanı Hakan Fidan’ın bizzat kendisinin Kandil’e gelerek görüşmek istediğini iddia etti.
Karayılan şu ifadeleri kullandı:
“Başlangıçta 2005’te uluslararası bir kuruluş aracı olmak istediğini, Türkiye’ye gidip Başbakan Erdoğan’la da görüştüklerini, onun da aracılıklarına onay verdiğini ve kendilerini MİT Müsteşarı olan Emre Taner adlı kişiye havale ettiğini, dolayısıyla bu konuda bizim de görüşlerimizi almak istediklerini belirtti. Biz de kabul ettik, çünkü biz Kürt sorununu gerçekten diyalogla çözmek istiyoruz.
“Bu uluslararası grup, uzun bir süre aramızda hep mekik dokudu, mesaj götürüp getirdi. En son Belçika’da heyetler yüz yüze bir araya geldi ve bir görüşme yapıldı. Daha sonra Eylül 2008’den Nisan 2011’e kadar periyodik olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi heyeti ile PKK heyeti arasında görüşmeler yapıldı. Şimdi sayısını tam hatırlamıyorum ama kayıtlarda vardır; yılda birkaç kez bizim heyetimiz resmi bir biçimde Hewlêr’den alınarak Oslo’ya götürülüyordu; yine heyetimizin bir kısmı da Belçika’dan Oslo’ya gidiyordu; Türk heyeti de oraya geliyordu ve görüşmeler o biçimde yapılıyordu. Heyetimiz her görüşmenin özetini mektup halinde raporlayarak Türkiye heyetine veriyordu; onlar da götürüp İmralı’da Önder Apo’ya teslim ediyordu.
“Fidan’ın görüşme talebini kabul etmedik”
“Ben o zaman KCK Yürütme Konseyi Başkanı’ydım. YNK de, ‘Bizim yönetimimizden de bir heyetle Kandil’e geliriz; Hakan Fidan doğrudan sizinle görüşmek istiyor, bu iyidir, sorunun çözümü için görüşmeniz iyi olur’ diye bize çok ısrarlı öneriler yaptı. Biz bunu da kabul etmedik. Ben, ‘İmralı Ankara’ya daha yakındır; orada görüşme yapsın; niye gelip benimle görüşme yapacak’ dedim ve bu temelde o görüşme önerisini de reddettik.”
“Muhalefet, bırakın görüşmeyi, bahsetmekten bile korkuyor”
Karayılan ayrıca muhalefet partilerinin PKK ile görüşmeye kapalı olmasından şikayet etti:
“Sorun çözmek üzere yapılacak bir görüşmenin garipsenecek, ayıplanacak nesi var ki şimdi AKP bir suç olgusuna dönüştürüyor! Halbuki kendisi bu kapıyı açtı; kendisi bu görüşmeyi başlattı. Şimdi görüşen ve ilişkide olan kimse olmadığı halde değişik kesimleri ilişkiniz var diye suçlaması büyük bir utanmazlıktır. Öyle bir görüşme durumu yoktur. Zaten AKP-MHP-Ergenekon ittifakı öyle bir baskı ve tazyik yaratmış ki, muhalefet veya başka güçler bu sorundan bahsetmekten bile korkuyor. Bir kısmı da zaten söz konusu Kürtler oldu mu iktidardan çok da farklı düşünmüyor. Gördük işte; mesela diyelim 6’lı Masa denilen ittifak bir yıl boyunca tartıştı ve bin sayfaya yakın belge hazırladıklarını belirtiyorlar. Bunların içinde bir Kürt kelimesi bile yoktur, Kürt sorunu diye bir şey yoktur. Neden? Yaratılan bu korkutucu ve herkesi ürküten havadan dolayı. Oldukça faşizan, ırkçı bir histeriyle sanki Kürt temsilcileriyle görüşüldü mü kıyamet kopacak gibi! PKK’yi bir tarafa verelim; HDP’yle görüşmeyi bile yadırganacak bir şeymiş gibi servis ediyorlar.”