Son günlerde alınan şehit haberlerinin acı ve üzüntü verici olduğunu söyleyen Bahçeli, "Türkiye terör belasının üstesinden milli birlik ve dayanışma ruhuyla gelecektir" dedi.
Teröristlerin, şehit kanlarının hesabını vereceğini söyleyen Bahçeli, "Türkiye silah ve bombayla teslim alınamaz. Kuru tehditlere bu millet boyun eğmez. Terörle mücadeleyi güçloü bir iradeyle sürdürmek ağır bir sorumluluktur. Türkiye Cumhuriyeti cesaret ve dirayetle bu mücadeleyi devam ettirmektedir" dedi ve Zeytin Dalı Harekatı'nın başarısına vurgu yaptı.Taviz yoktur geria dım yoktur mücadeleden dönüş yoktur.
"Müzakere ve mütareke arayışları kapalıdır. And olsun milletçe kazanacağız. Yarının güçlü Türkiye'sini inşa etmek hepimizin asli sorumluluğudur. Katillere ne yapılacağı bellidir ve bunun gereği de yapılmaktadır." diyen Bahçeli, sözü Suriye'deki kimyasal saldırıya getirdi ve şunları söyledi:
"Masumlar hayatlarını kaybederken bu durum küresel güçlerin mücadelesine alet edildi… ABD Başkanı, yeni yetme ergen edasıyla Rusya'ya meydan okumuştur… Gelişmeler savaş senaryolarını gündeme getiriken, ekonomik tetikçiler de boş durmadı ve yangından mal kaçırmanın hesabını yaptılar…
ABD'nin, İngiltere ve Fransa'yla birlikte yaptığı askeri harekat dar çerçeveli olmuştur. Rusya'nın askeri karşılık vermeyerek diplomatik açıklama yaparak sadece kınamada bulunması dikkat çekicidir. Muhtemeldir ki Beyaz Saray, saldırı öncesi Rusya'yı bilgilendirmiştir. Askeri tamtamlar susmuş, asıl mesele günyüzüne çıkmıştır.
Sınırlarımızın hemen dibinde kan akıyorsa, bunun müsebbibi sadece despot Esad ya da kiralık terör örgütleir değildir. Asıl suçlu ve sorumluluk emperyalist çevrelerdir. Esad cezalandırılmalıdır ancak bu uluslararası toplumun tam bir itttifakı ile sağlanmalıdır.
"ASIL GAYE EMPERYALİST HESAPLAR"
Tarihin en ibretlik yıkımlarından birisi Suriye'ye hakim olmuştur. Tüm bunlar oluyorken Esasd rejimine se sçıkarmayıp, varını yoğunu PKK-PYD terör örgütüne harcayanlar hangi noktadalar? Geçmişte olanlar insanlık çığlığı değildi de şimdi insnalığın çığlığı duyulur hale gelmiştir. Bu vicdan mıdır petrol kuyulaırnın cazibesi midir? Kimyasal silah kullanmak aşağılık bir suçtur elbette ancak kimyasal silahlardan daha çok ölüme sebep olan gelişmeler yaşanırken ABD, Fransa ve İngiltere'nin akılları neredeydi? Tutarsızlık ve samimiyetsizlik diz boyudur. Asıl niyetlerin başka olduğuna dair kuvvetli şüpheler vardır… Asıl gaye küresel emperyalist hesapların gerçekleşmesidir… Suriye'de yaşa nan gelişmeleri birbirinden ayrı yorumlamak doğru olmayacaktır, emperyalizm yeni oyunlar peşindedir."
Bahçeli, 16 Nisan referandumunun 1 yılını geride bıraktığını belirterek, "Güçlü devlet ve güçlü yönetim Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin esaslarıdır… Geride kalan bir yılda siyasi partilerin ittifak yapabilmeleri için yasal düzenlemeler de yapılmıştır ve bu milli duruşun bir tezahürüdür. Bunu tanımamak gibi çabalar vardır. CHP'nin başını çektiği ilkesizler koalisyonu çürük çatısını örmektedir" dedi ve şunları söyledi:
"Biz 7 Ağustos Yenikapı ruhuna sağdığız, 16 Nisan'ın sonucuna muazzez sonucuna bağlıyız. Milli birlik ve beraberlik şuuruna ise sonuna kadar sevdalıyız… Bu itibarla CHP, HDP, İP havanda su dövmektedir, vaz geçmelidir. Bozgunculuk kimseye bir şey kazandırmadı.
Halk oylamasının 1. yıldönümünde oturma eylemi yaparak toıplumssal huzura ve milli iradeye virüs aşılamaya ön ayak olanlar yanlışa düşmüşlerdir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türk milletinin iradesiyle tecelli etmiştir ve tamamıyla meşrudur. CHP saygı görmek istiyorsa millete saygı duymayı öğrenmelidir.
CHP'NİN OTURMA EYLEMİ
CHP''nin OHAL bahanesiyle 81 ilde düzenlediği oturma eylemi, fikren sakat, ahlaken sakıncalı, ruhen hastalıklıdır. Yürüdüler olmadı şimdi de oturmaya başladılar. Bunlar oturdukları zaman kalkmaya bilmezler, kalktıkları zaman yürümeyi beceremezler. CHP, bırakın oturmayı ister amuda kalksın, ister parende atsın, ister ipe çıksın cambazlık yapsın yine yararsız, yine beyhudedir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden dönüş olmayacaktır. CHP'nin küçük aklı, iç ve dış tehditler tümüyle ortadan kalkana kadar da OHAL'e engel olamayacaktır.."
"3 KASIM 2019'U BEKLEMEK MÜMKÜN DEĞİL"
"Türkiye'nin bu ağırlığj altında daha fazla kalması, 3 Kasım 2019'a kadar sabırla dayanması mümkün değildir. Ülkenin, sistem tartışmalarıyla boğulmak istendiği bugünkü şartlar altında 3 Kasım'a ulaşması istikrar ve dengeyle ulaşması zorlaşmaktadır."