CHP’nin yeni programının temel ilkelerini ele alan bir yazı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinden iyi haber alan gazetecilerden biri olan Fikrat Bila bugünkü (3 Haziran) yazısında kaleme aldı (T24).
Bila’ya göre programda başlıca iki temel ilke öne çıkacak:
“CHP’nin yeni programına siyaset tarzı açısından damgasını vuracak iki temel ilke ‘diyalog’ ve ‘ittifak’ olacak. CHP’li yöneticiler bu ilkelere ‘Kılıçdaroğlu yaklaşımı’ adını veriyor ve yeni programda da böyle yer alacağını belirtiyorlar.”
Bila’nın yazısındaki “Kılıçdaroğlu yaklaşımı”nın, CHP liderinin bir süredir aralıklarla dile getirdiği “Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırmak” perspektifini içermemesi dikkat çekici… Çünkü CHP lideri uzunca bir süredir her fırsatta bunu dile getiriyor.
Gelişigüzel bir internet taraması, CHP liderinin demokrasi çağrısının salt son dönemdeki anti-demokratik gelişmelere yönelik olmadığını gösteriyor. Kılıçdaroğlu, çok daha geniş bir perspektiften, Cumhuriyet’in demokratik niteliğinin kuruluşundan itibaren zayıf olduğuna dikkat çekiyor. Bu yöndeki vurgularının sıklığı, bu yaklaşımının düşünülmüş ve sistemli olduğunu gösteriyor:
“Bizim, bu ülkenin vatanseverleri olarak bir görevimiz var. Biz, Cumhuriyet’i demokrasi ile taçlandırmak zorundayız. Biz, güzel ülkemizde gelişmiş ülkelerin standartlarını taşıyan bir demokrasiyi ve demokrasi kültürünü bu ülkeye getirmek zorundayız.” (5 Haziran 2019).
“Hedefimiz, Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırmak olmalı. TBMM, ikinci yüzyıla adım atarken, gelin bu anlayışla sorunları çözmeye çalışalım.” (9 Kasım 2019).
“En ufak endişeniz olmasın, yakın bir gelecekte göreceksiniz Mustafa Kemal’in Türkiye’sini demokrasi ile taçlandıracağız. Bu bizim görevimiz. Çünkü bu partiyi kuranlar Cumhuriyet’i kurdular. Çok partiyi hayata getirdiler. Bu partiyi kuranlar sosyal demokrasiyi getirdiler. Ve şimdi bu partiyi kuranların çocuklarına bu görevi yürütenlere tarihin yüklediği bir görev var. O görev de onların kurduğu Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırmak. O da bize nasip olacak inşallah.” (13 Aralık 2019).
“Hiç kimse unutmasın yüz yıl önce yolumuz nasıl Mustafa Kemal’in arkadaşlarıysa bundan sonra da öyledir. Yüz yıl sonra bize yakışan Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırmak.” (9 Şubat 2020).
“Bugün Türkiye’nin birinci önceliği bu ülkeye gerçekten demokrasiyi getirmektir. Yani biz onu şöyle tanımlıyoruz, 29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyet’imizi demokrasiyle taçlandırmak.” (9 Mayıs 2020)
“Tek adam rejimi budur işte. O açıdan bizim görevimiz, gençlerin görevi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurdukları Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırmaktır. Bunun mücadelesini vermek zorundayız.” (19 Mayıs 2020)
Dikkat çekici bir nokta da şu: Kılıçdaroğlu’nun “Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırma” vurgusu partinin öteki önde gelen simaları tarafından dile getirilmiyor. Onların demokrasi vurgusu çoğunlukla son dönemdeki gerilemelere yönelik oluyor ve demokrasi vurgusunun Cumhuriyet vurgusuna eşlik etmesine nadiren rastlanabiliyor.
Kılıçdaroğlu, “taçlandırma” amacında şimdilik yalnız kalmış gibi görünüyor.