Ana SayfaHaberlerDavutoğlu 'eylem planı'nı açıkladı

Davutoğlu ‘eylem planı’nı açıkladı

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kardeşlik Buluşmaları kapsamında Mardin'in Artuklu Üniversitesi'ndeki konferansta konuşuyor. Davutoğlu'nun Terörle Mücadele Eylem Planı'nı açıklaması bekleniyor. Başbakan'ın konuşmasından satırbaşları:

 

Mardin, 7 bin yıl önce 7 kültürün, 7 dilin, 7 dinin yaşadığı yerdir. Mardin’i gerçekten anlamak isterseniz, Ulu Cami’den namaz sonrası yürüyün. O havayı içinize çekin. O kokuyu hissedenden kötülük çıkmaz.

 

Bu bölgede iki ruhtan söz edilebilir: birleştirenler ve parçalayanlar.

 

Mardin, Hz. Ömer tarafından fethedildi. Medine’nin ruhu, eşitlik ruhuydu. Veda hutbesinde Hz. Peygamber’in Arab’ın Acem’e üstünlüğü yoktur derken kastettiği buydu.

 

Alparslan’ın ordusunda bir Kürt olmak ile Selahaddin Eyyubi’nin ordusunda bir Türk olmak arasında fark var mı?

 

Bakanlar Kurulu'na bakıyorum: Sol tarafımda bir Kürt çocuğu oturur, Mehmet Şimşek. Sağ tarafımda Karadeniz’den bir evlat, Numan Kurtulmuş. En uçta Batı Trakya’dan, Rumeli’den gelen bir çocuk, Mehmet Müezzinoğlu. İşte Türkiye, Türkiye harmanı bu.

 

Diyarbakır’da Fatih Paşa Camii’ne saldıranlar, işte bu kardeşliği hedef alanlar oldu.

 

Haçlılardan Moğollardan sonra bir başka parçalayıcı güç de sömürgeciler oldu.

 

Kut'ül Ammare’de bu bölge halklarının sömürgecilere karşı birlikte verdiği son savaştı. Yüz yıl geçti, yine bu ruh ile parçalayıc ruh savaşıyor.

 

Orada yenilenler Sykes Picot anlaşmasında o birleştirici ruhu nasıl yok ederiz diye planladılar. Şehirleri, vadileri, insanları birbirinden ayırdılar.

 

Bütün bu anlaşmanın arkasında, Anadolu’yu Mezopotamya’daki ruhtan koparmak vardı. Ya Kut'ül Ammare, ya Sykes Piot kazanacak.

 

1920'de bir başka birleştirici ruh devreye girdi. TBMM dualarla açıldı. Sanki gizli bir el, bir gün Sykes Picot'yu parçalaması mukadder olan bu ruhu, son kale, son ordu olsun diye birleştirdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Ortadoğu'nun bütün birleştirici ruhlarının yanında, tüm bölgenin duaları üzerinde yükseldi. Bu devlet herhangi bir etnik millet üzerine kurulmadı, birleştirici millet üzerine kuruldu.

 

Tek tip ulusçu anlayış hangi formda tecelli ederse etsin aynı sonuçları doğurdu. Parçalayan bölen ulusçuluk…

 

Bu tek tipçiliğe karşı olduğunu savunan, aynı ölçüde tek tipçi örgütler çıktı. PKK gibi. Kürt ulusçuluğu adına hareket ettiğini öne süren bu terörist örgüt tek tipçidir, parçalayıcıdır.

 

12 Eylül’ün o tek tipçi anlayışına karşı mücadele ettik bir taraftan, diğer taraftan bu zihniyetin yansıması olan diğer tek tipçiliklerle mücadele ettik.

 

Bizim için 12 Eylül döneminde yapılan uygulamalar, bu milletin o derin irfanından beslenmemiş olan uygulamalardır.

 

Şunu çok açık gördük, tekrar Türkiye’yi son kalemizi ayağa kaldırmanın yolu insan harmanımızı yeniden bir araya getirmektyir. Demokrasiyle bütün vatandaşların iradesini ortaya koymaktır.

 

2001 Türkiye’sini hatırlayın: yasakların yoksullukların Türkiye’sini hatırlayın. OHAL’i, DGM’yi, köy yasaklarını kaldırdık. Terörden zarar görenlere milyarlarca lira destek verdik.

 

Kimse herhalde 2001’deyken, 5 yıl sonra Kürtçe devlet televizyonu olacağını düşünmemiştir. Her vesileyle söylediğim bir şey var: Eğer güzel şeyler söyleniyorsa, Ahmedi Hani’nin güzel Kürtçesi ile Yunus Emre’nin güzel Türkçesi arasında fark yoktur.

 

Birleştirmek için her şeyi yaptık. Bu topraklara geri kalmış diyorlardı, hizmet getirdik ve bunu lütuf gibi görmedik. Bütün bölgenin ihracatı 864 milyondu. Bunu 12 kat artırdık.

 

Bizim için Konya’ya, Rize’ye hizmet etmekle Mardin’e hizmet etmek arasında bir fark yok. Bizde bir vatan, bir gelecek, bir kader var.

 

Bırakalım onlar kaderlerine baksın demeyiz biz. Bizim için bu vatan topraklarının her aziz evladı değerli. Bu toprağın her aziz vatandaşının Hakkari'de ne kadar hakkı varsa, Edirne'de o kadar hakkı vardır.

 

Barış içinde huzur içinde yaşamak istiyoruz. Tek tipçi anlayışlara karşıyız. Kimseden bir şey beklemeden demokratik açılımlar yaptık.

 

Bir Türkmen çocuğuna Kürtçe yakışmaz mı? Yakışır, hem de çok güzel yakışır.

 

Tarihdaşlık, vatandaşlık diye iki hususu vurgulamıştım. Büyük bir ümit doğmuştu ve şu denmişti: Siyasi mücadele yapılacak ama silahlar terkedilecek.

 

Nevruz sonrası silahlar bırakılacaktı, her şeyin konuşulduğu bir dönem başlayacaktı. Ne oldu, hatırlayın?

 

Kasım 2013’te tam Türk-Kürt kardeşliğine dair sağlam intibalar verildi ki 17-25 Aralık’ta kumpaslar gördük.

 

6-7 Ekim’de Kobani’yi bahane eden olaylar çıkardılar, anladık ki amaç Türkiyelileşmek değil niyet farklı. Son şans verdik, hep bir ümitle. Acaba mecliste bunlar aşılır mı diye bekledik. 7 Haziran sonrası silahlanma çağrıları yaptılar.

 

7 Haziran’dan sonra, 15 Temmuz’da ben bütün partilerle birlikte HDP merkezini ziyaret ettiğimde, Kandil’den silahlanma ve ayaklanma çağrıları geldi. Evet biz çözüm iradesine bağlıydık ama daha çok bağlı olduğumuz şey milli iradedir. Bu milletin birliği ve beraberliğidir.

 

22 Temmuz’da Ceylanpınar’da iki delikanlımızı uyurken şehit ettiler, anlaşıldı ki bunların niyeti farklı. Bizimle bir şeyi tartışmak isteyenle tartışırız ama Moğol ruhu gibi, Haçlı gibi, sömürgeci gibi aramıza nifak sokmak isteyenle konuşacağımız tek dil milli beraberlik dilidir.

 

Yüreğimiz ne kadar muhabbetle doluysa bileğimiz de o kadar kuvvetle bezenmiş ve bilenmiştir.

 

Ortadoğu’daki tüm halklara seslenmek istiyorum: 2016 birleştirici ruhun hayata geçtiği yıl olsun.

 

Güvenlik birimlerine talimat verirken Allah şahit ki aklımda tek düşünce vardı: son kaleyi korumak. Kim vatandaşımızın canına malına kastederse onlara karşı gereken tedbiri almak.

 

Bu süre içinde Başbakan olarak bana nice mektuplar geldi. Değişik şehirlerden, haraç toplamak niyetiyle işkence edilen işadamları, gencecik insanların 4. kattan atılması..

 

Bu mücadelede şehit düşen bütün kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralananlara acil şifalar diliyorum.

 

Bir anneyi düşünün, yanık çocuğunun yanağını öperken neler hissettiğini düşünün. Biz bütün bu mücadeleyi bu anaların bu acıları yaşamaması için verdik. Demokratik mücadeleyi bunun için yaptık. Biz hiçbir zaman vatandaşlarımın lehçelerine bakıp acaba Türk mü Kürt mü Arap mı diye düşünmedik.

 

Bugün bu mücadele yeni bir aşamaya gelmiş bulunuyor. Kırsalda umduklarını bulamayanlar bu kez şehirlerimizi yaşanmaz hale getirmeye çalışıyor.

 

Bu mücadele başarılı olduysa, buradan en büyük başarı sırrını zikrediyorum, bölge halkının desteğine borçluyuz. Buraya teşekkür etmeye geldim. Ne çağrılar yaptı terör örgütü ama vatandaş kulak asmadı.

 

10 ayaklı eylem planı:

 

1.       Psikolojik unsur. Millet ve devlet arasındaki farkları tamamen ortadan kaldıracağız. Millet vicdanı ile devlet aklını birleştireceğiz.
Bu hafta takip ettiniz programımı. Bölgeden gelen iş adamları ile stk ile görüştüm. Çarşamba günü de bölgeden gelen vali ve komutanları, mülki idari amirleri dinledim.
Millete şefkatli, milleti tehdit edene karşı kudretli olacaksınız. Sizin gücünüz kaynağı, babamızdan kalan miras değildir. Sadece milletin bize verdiği destektir. Her güç kullanan hesap verecek.

 

2.       Planın ikinci önemli ayağı kamu düzenini inşa etmektir. Kamu düzenini kim tehdit ederse, mutlak suretle durdurulacak, engellenecektir. Bakınız, kamu düzeni dedim. 12 Eylül devlet otoritesi diyordu. Kamu hepimiziz. Hepimizin birlikte inşa ettiği bir düzen. Birinin kurup diğerinin dikte ettiği değil. Kendisi dışında başkasına hayat hakkı tanımayan, feodal bir düzen değil. Suriye’de gördük bunu, oradan ilk kaçanlar PYD baskısından kaçan KDP yanlısı Kürtlerdi. Biz herkesin eşit vatandaşlık ilkesi etrafında toplanacağı bir düzenden bahsediyoruz. Kimse 90’lu yıllara dönüleceği kanaatine kapılmasın. Kesinlikle buna izin vermeyiz. Ama birilerinin Stalinist bir anlayışla buradaki halkı kendisine köle etmesine de asla izin vermeyiz.

 

3.       Kapsamlı demokratik reform süreci. Gelin Türjkiye’nin bütün vesayet kurallarını değiştirelim. Tüm siyasi partilerle konuştum, HDP’den de randevu istedim. Ne oldu? Ben ki mavi Marmara bombalandığında zalim terör örgütü İsrail demişim,  Myanmar’da esselamü aleyküm demişim. kendi ülkemde Ankara’da istiskal edilmeme izin verir miyim? Yüzümdeki tebessümü yanlış algılamasınlar, her zaman kullandığım pozitif dili yanlış anlamasınlar. Zalim karşısında en güçlü izzet ile muamele etmesini de biliriz.. Gün bugündür, gelin Anayasa komisyonuna ne istiyorsanız konuşalım. Ne isytiyorsanız, Ankara’da konuşacak zemin var. Cizre’de çukurların arkasında bir şey elde edemezsiniz.

 

4.       Planın dördüncü unsuru, terörle mücadelede oluşan yaraları sarmak için sosyal seferberlik ilan ediyoruz. Allah’ın izniyle milletin her bir ferdinin yarasını sarar, bağrımıza basarız. Her bir aileye tek tek destek sağlayacağız. Evinden çıkma zorunda kalan kardeşlerimize kira yardımı yapılıyor ve yapılacak, ihtiyaçları karşılanacak. Onlar huzur içinde uyumadıkça Ankara’da bize uyku haramdır. 11 bin 500 öğrenciyi ara dönemde eğitime aldık. Telafi eğitimi vereceğiz. 

Hastanelerimizi en iyi şekilde tekrar imar edeceğiz. Bugün Cizre’de yine talep üzerine ambulans gönderdik. Hala bir yaralı teslim edilmedi. Cizre hastanesine birkaç gün içinde 20 roket atıldı. Terörden etkilenen öğrencilerimize yurtlarda barınma imkanı sağlayacağız, gençlik ve kardeşlik kampları kuracağız.

 

5.       Planın beşinci unsuru, 13 yılda ayağa kaldırdığımız bölge ekonomisini yeniden ayağa kaldırmaktır. Bütün prim borçları ertelenecek, faiz alınmayacak. Faizsiz kredi sağlanacak çiftçi, işadamı ve esnafımıza. İstihdamı artırmak için yeni hamle başlatacağız.

 

6.       Mekanın yeniden inşası olacak. Buna kentsel dönüşüm diyorlar ben öyle tanımlamıyorum. Mardin’in ve bütün tarihi şehirlerimizin, doğuda batıda, tarihi dokuya sahip yerlerde yeni bir yasal çerçeveyle tarihi dokuyu koruyan şehir ihya çabaları içerisinde yeniden inşa edeceğiz. Sur’u öylesine yeniden inşa edeceğiz ki bütün insanlık gelip mürşit şehirden ilham alacak. Çukurlarla, mayınlarla bozulmuş altyapılar elden geçirilecek. Süratle yollar rehabilite edilecek.

 

7.       Etkin bir iletişim stratejisi uygulayacağız. Algı operasyonlarına karşı valiliklere, kaymakamlıklara talimat verdim. Halkımıza ulusal ve uluslararası düzeyde bilgi aktarılacak.

 

8.       Yerel yönetimlerin yetkileri genişletilecek. Bu çerçevede edinilen tecrübeler ışında, yerel yönetimler etkinleştirilecek ancak istismar edilmeleri önlenecek. Yatırım yapmaktansa terör örgütlerine destek veren belediyelere izin verilmeyecek. Terörü teşvik etmelerine asla izin verilmeyecek.

 

9.       Yeni bir milli kardeşlik projesi başlatıyoruz. Artık muhatap milletin ta kendisidir. Herkesi muhatap alacağız ama elinde silah olan kimseyi muhatap almayacağız. Herkesle konuşacağız ama millete zulmedenleri muhatap almayacağız.

 

10.       Planın onuncu unsuru, tüm Ortadoğu’da yeni bir kardeşlik döneminin başlaması için kapsamlı bir birleştirici ruh başlatacağız. Sykes Picot’nun parçalayıcı ruhu karşısında Türkiye her zaman birleştirici rol oynayacaktır. Musul’daki Araba, Basra’daki Şii kardeşime sesleniyorum Kuttül Amarra’da beraberdik, önümüdeki dönemde de birlikte olacağız inşallah. Sykes Picot’yu işbirliği ile aşmaya çalıştık ama bizi engellediler, mezhepçilikle ayırmaya çalıştılar.

 

Ey Alparslan’ın torunları, Selahaddin Eyyübi’nin torunları, yedi iklimi birleştiren Osmanlının evlatları, ey Anadolu çocuklarını birleştiren Meclis üyelerinin çocukları, ey şehit anneleri, Mezapotamya çocukları, Kafkas çocukları. Ayağa kalkın ve birleşin. Birleştirici Mardin ruhunun feyziyle beraber hareket edelim.  Kim bu ruhun karşısında bu milleti bölmeye çalışırsa, karşısında dimdik duracağız. 

- Advertisment -