MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 26 Ağustos'ta yapılmasına yönelik çağrısı siyasetin gündemine oturdu.
AK Parti grup toplantısı öncesinde konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, erken seçim çağrısı yapan Bahçeli ile yarın bir görüşme yapacağını söyledi.
Erdoğa, grup toplantısında yaptığı konuşmada da Bahçeli'nin çağrısına değinmedi ancak seçimlerin Kasım 2019'da yapılacağına yönelik ifadeler kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"FETÖ gerçekleri eninde sonunda ortaya çıkıyor. Bu kumpasçılar yakayı ele veriyor. Adil Öksüz hainini kimlerin sertbest bıraktığını, bu işte kimlerin parmağı olduğunu unutmuş değiliz. FETÖ'cülerin oyunlarına göz yumanları bir kez daha ikaz ediyorum. Yanlışa düşen olursa vakti saati geldiğinde kendilerini mahkeme önünde hesap verirken bulacaklar.
Zeytin Dalı Harekatı'na başladığımız 20 Ocak tarihinden bu yana, yurtiçinde 209, Kuzey Irak'ta 341olmak üzere 550 PKK'lı teröristi etkisiz hale getirdik. Afrin harekatında şu an itibarıyla etkisiz hale getirilen terörist sayısı 4 bin 205'e ulaşmıştır.
"ER VEYA GEÇ ONU DA GETİRECEĞİZ"
En son Kosova'da 6 Gabon'da 3 tane olmak üzere 80 FETÖ'cü'yü getirdik. Pensilvanya'ya kaçan terörist başının durumu da farklı olmayacak. Er veya geç onu da alacağız. Bu millete ihanet eden herkes hakettiği cezayı alacak.
Birileri petrol için yardım kavramının içini boşaltabilir ama biz bunu asla yapmayacağız. Fransa AB müktesebatının da tam aksine Fransa'daki romanları derdest etti, AB bunun hesabını sordu mu? Hayır.
Kongrelerle elde ettiğimiz çoşkuyu devam ettirmeliyiz. Rehavet bundan sonra hiç imi hiç olmamalı.
Türkiye'ye güvenerek yatırım yapanların hiçbirinin pişman olmadığını hatırlatarak yabancı girişimcileri Türkiye'ye davet ettik.
Dün 16 Nisan halk oylamasının birinci yıldönümüydü. Bilhassa evet diyerek ülkemizin ve milletimizin tarihi yol ayrımında iradesini ortaya koyan milletimizin her bir ferdine şükranlarımı ifade ediyorum. Halkoylamasıyla önemli bir değişiklik kabul edildi. Anayasa değişikliği düzenlemeleri 2019 Kasım seçimleriyle tamamen yürürlüğe girecek.
AK Parti olarak MHP ile 7 Ağustos sürecine bizler sadık kaldık. Ama sözde anamuhalefet akşam başka sabah başka. Bu süreç MHP ile AK Parti'yi cumhurun ittifakına taşıdı. Cumhurun ittifakıyla yeni bir dönem başlayacak. Bu ittifakı 2019 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine de taşıyoruz.
MALATYA'YA TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ
Özal'ın adını yaşatmak için Malatya Turgut Özal Üniversitesi'nin kurulmasına karar verdik. Mevcut üniversitenin (adını anmak istemiyorum) oradaki öğrenci sayısı fazla. Onu ikiye böleceiz ve Turgut Özal Üniversitesi'ni kuracağız.
"GİDECEKLERİ YER KANDİL OLUR"
Muhalif olmakla muarız olmayı birbirine karıştıran bu partinin devletimizle milletimizle olan bağı gün geçtikçe zayıflamaktadır. Terörist sevicilikten başka bir vasfı olmayan bir partiye gösterilen hayranlıkla CHP'nin gideceği yer olsa olsa Kandil olur. Gerçi yakında biz o Kandil'i de teröristlerin başına yıkacağız. CHP'nin başındaki zat Afrin operasyonuna da karşı çıkmıştı. Sakın Afrin şehir merkezine girmeyin çağrısı yapmıştı.
Sanatçılarımız, sporcularımızla askerlerimize destek için Hatay'daki sınır karakoluna gittiğimizde bu zat herkese hakaretler yağdırdı. Sonra kalktı kendisi de Hatay'a gitti. Bizim ziyaretimiz sırasında giydiğimiz kamuflaja da hayran kaldı heralde. Onun için laf attı. Kendisine postal ve parka gönderme teklifinde bulunduk, öğrenciliğimden beri giyiyorum dedi. 40 yılda bir doğru söz söyledi. Siz teröristlerin giydiği posta ve parkalı giyersiniz aramızdaki fark bu.
2019'DAN SONRA
Türkiye'nin ana muhalefet partisinin marjinalize edilmesine gönlümüz el vermiyor. Bizim demokrasi anlayışımıza göre muhalefetin en az iktidar kadar güçlü olması gerekiyor. eğer ana muhalefet iddiasında bulunuyorsanız en az yüzde 50'lik oy iddiasında olmalısız. 2019'dan sonra AK Parti yine güçlü bir şekilde Meclis'te ve cumhurbaşkanlığında yer almayı sürdürecek ama CHP'nin akibetini kestiremiyoruz.
"ÖNEMLİ AMA YETERLİ DEĞİL"
ABD, Fransa ve İngiltere'nin Suriye'ye hareketı bir anda 3. dünya savaşı senaryolarını gündeme getirdi. Türkiye'nin haklılığı ortaya çıktı. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ile güvenli hale getirdiğimiz alan önemli ama yeterli değil. Buralara yüzbinlerce Suriyeli kardeşimiz yerleşti. Afrin daha fazla olacak. Henüz geride evlerine kavuşmayı bekleyen 3.5 milyon Suriyeli kardeşimiz var. Suriye sınırımızın tamamını güvenli hale getirmeliyiz. Karşımızda kimin olduğuna değil ihtiyacımızın ne olduğuna bakacağız. Rejimin Doğu Guta'daki saldırılarıyla kimyasal silah saldırıları göstermiştir ki kırmızı çizgiler yoktur.
"NEYİ GETİRİRSENİZ GETİRİN"
Suriye sahasında faaliyet göstermeye en çok hakkı olan ülke Türkiye'dir. Onbinlerce kilometre öteden buraya gelmenin ne anlamı var? 60 bine yakın PYD/YPG'li teröristi bölgeye getirme gayretindeler. Neyi getirirseniz getirin. Buranın güvenliği sağlamakla kararlı bir Türkiye Cumhuriyeti var. Öbür tarafta da ÖSO var. Suriye konusunda Türkiye kimsenin mutlak yanında ya da karşısında değildir. Nerede ne zaman kiminle hareket etmemiz gerekiyorsa ediyoruz.
MACRON'UN SÖZLERİ
Biri çıkmış Türkiye ile Rusya'nın arasını açtık diyor. Dış politikamızın esası dostlarımızın sayısını çoğaltmak düşmanlarımızı azaltmaktır. Suriye'de olup bitenler dostlarımızın samimiyetini düşmanlarımızın da gücünü gösteriyor. İki konuda da fikir sahibi olduk."