CHP Genel Başkanı, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi’nin 6 Mart’taki “Kılıçdaroğlu’nun referandum tuzağı” başlıklı yazısında geçen “Parti strateji heyetinin toplantısında yapılan değerlendirme de benzer şekilde: Yüzde 50+1 bir hayır çıksa, CHP o sabah iktidarın meşruiyetini tartışmaya açar” ifadelerine atıfta bulundu. "Diyorlar ki 'Hayır çıkarsa CHP, cumhurbaşkanlığı makamının meşruiyetini sorgulayacak'. Milletin oyuyla gelmişse meşruiyet tartışması olmaz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinin, toplumun yarısını düşman, yarısını dost ilan etmesi halinde toplumun ayrışıp, bölüneceğini belirtti:
"Birlikte yaşamak varken neden kavga, birbirimizi dinlemek varken neden kutuplaşma? Bir anayasa değişikliği yapılıyor, toplum ikiye bölünmüş vaziyette. Neden? Ama o anayasa değişikliği toplumun yarısını düşman, yarısını dost ilan ederse toplum ayrışır, bölünür. Buna kimsenin hakkı yoktur. İstiyoruz ki oturalım birlikte düşünelim, karar verelim, tartışalım, birlikte daha güzelini bulalım. Birlikte çalışmak, birlikte düşünmek, konuşmak varken neden kavga, ayrışma, bölünme? Bölünmeyelim doğusu da batısı da güneyi de kuzeyi de bizim; kadını da erkeği de bizim, çocuklar hepimizin. Niye ayrışıyoruz?"
"Anneler, 'niye' diye sorun"
Kılıçdaroğlu, bugün anneler için konuşmak istediğini belirterek, her annenin evinde huzur olmasını istedi. Huzurun yolunun, beraber yaşamakta olduğuna dikkati çekti. Ekonomide parlak bir tablonun bulunmadığını ve 6,5 milyon kişinin işsiz olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, bir yere gittiğinde ceplerinin, çocuğuna iş isteyenlerin küçük kâğıtlarıyla dolduğunu belirtti. Bir annenin en temel sorununun bu olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "15 yıldır bir parti iktidarda, 15 yıldır sürekli istikrardan, kişi başına geliri artırdığından söz eder. Anneler, 'Benim çocuğum niye işsiz, komşumun çocuğu niye işsiz, öğretmen ataması niye yapılmadı?' diye sorun" ifadesini kullandı.
“Asgari ücretle verdiğinizi, kaşıkla verdiğinizi kepçeyle aldınız”
Kılıçdaroğlu, enflasyonun çift haneli olduğunu belirtti. Çok sayıda kadının asgari ücretle çalıştığını aktaran Kılıçdaroğlu, 2017'de asgari ücrete yüzde 8 zam yapıldığını anımsattı.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Son fiyat artışlarına bakalım, ulaştırmadaki zam yüzde 17,96, sağlıkta yüzde 12,53, eğitimde yüzde 9,33. Asgari ücretle verdiğinizi, kaşıkla verdiğinizi kepçeyle aldınız. Asgari ücretli kadın kardeşlerime sesleniyorum, sana verdiklerini daha fazlasıyla, zamla geri alıyorlarsa sen artık bu düzene hayır demek zorundasın. Bu düzen senin değil; ağaların, Ankara'daki beylerin düzenidir. Bizim savunduğumuz düzen halkın, milletin düzenidir. Esnafın durumu pek parlak değil. Sözde sicil affı getirdiler, kanunda 'Bankalar, kara listeyi dikkate almayabilir.' deniliyor. Bunun yerine, 'Bu dikkate alınmaz.' denilmeli.”
"Suriyelilere vatandaşlık verilirsin mi verilmesin mi, vatandaşa soralım"
Kılıçdaroğlu, Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusundaki referandum önerisini yineledi:
“Bizim çocuklarımız işsizken Suriye'den gelenlere iş kapısı açan düzen adil, hakça düzen midir? Suriyelilere vatandaşlık vereceklerini söylüyorlar. Ben de çağrı yaptım. 'Her konuda biz milletin iradesine güveniyoruz' diyorsunuz. Sayın Erdoğan, Sayın Binali Yıldırım, gel beraber referanduma gidelim, millete soralım Suriyelilere vatandaşlık verelim mi vermeyelim mi? Bu konuda hiç konuşmuyorlar. Sen referandum demiyor musun işte referandum konusu. Millet yanılmaz, şaşmaz. Gel beraber soralım, ses çıkmıyor. Sayın Yıldırım çok açık, net çağrı yapıyorum, bununla ilgili parlamentoda her türlü desteği vermeye hazırız. Suriyelilere vatandaşlık verilirsin mi verilmesin mi, vatandaşa soralım.”
Dış politikaya Ecevit örneği
Türkiye’nin dış politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı'nın bir sabah, "Rakka'ya gideceğiz", öğleden sonra "Mümbiç'e gideceğiz", akşama doğru "Hem Rakka, hem Mümbiç'e gideceğiz" dediğini söyledi. "Siz nereye gideceksiniz, kime danıştınız, bu kararları nasıl veriyorsunuz?" diye sordu. “Ecevit'i düşünün, Kıbrıs'a çıkarma yaptığında kimsenin haberi olmadı. Türk askeri Kıbrıs'a indi ve sonra ‘Türk askeri şu anda Kıbrıs'ta’ açıklamasını yaptı. İşte devlet böyle yönetilir. Devlet yönetmesini bilmiyorlar. Devlet böyle yönetilmez, böyle yönetilmediği için zaten bugün büyük bir çıkmazın içinde. Her gelen tokat atıyor, umudu bağlamışlar, rüzgâr nereden esiyorsa oraya dönüyorlar. Bir bakıyorsan Trump'tan, bir bakıyorsun Putin'den yanalar. Sen Türk milletinden yana ol” dedi.
“Almanya'ya kızıyorsun daha kötüsünü siz yapıyorsunuz”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, iki bakanın Almanya'da konuşma yapmasına izin verilmemesini de değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, bu durumun, hem kendileri hem de iktidar tarafından tepkiyle karşılandığına, iktidarın çok ağır eleştiri getirdiğine işaret etti. Bir konu eleştiriliyorsa önce kendilerine de bakmaları gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "İğneyi kendine batır çuvaldızı öbür tarafa batırabilirsin" dedi.
Konuşmasında Bulgaristan'dan örnek veren Kılıçdaroğlu, hem Türk hem Bulgar vatandaşı, Bulgaristan-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Erdinç İsmail Hayrullah'ın, seçimlerde partisine oy istemek için Türkiye'de propaganda yapmasına izin verilmediğini, Dışişleri Bakanlığınca yasaklandığını ifade etti. "Sen Almanya'ya giderken tepki veriyorsun, aynı şeyi sen yapıyorsun. Bir Türk vatandaşının Bulgaristan'dan buraya girişini yasaklıyorsun. Belgesi de bu" diyen Kılıçdaroğlu, kürsüden elindeki kâğıdı gösterdi. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı'na, " Nasıl Türkiye'yi ayrıştırıp, kutuplaştırıyorlarsa Bulgaristan Türklerini de ayrıştırdılar, Halk ve Özgürlükler Partisi karşısına Dost Partisi'ni kurdular. Dost Partisi'nden olanlar Türkiye'ye girebilir, Hak ve Özgürlüklerden olanlar Türkiye'ye giremez… Böyle çifte standart olur mu?" Bu Türk vatandaşının, Türkiye'deki çifte vatandaş olan insanlara kavuşmasını, gelip propaganda yapmasını hangi gerekçeyle kabul etmiyorsunuz, hangi gerekçeyle Türkiye'ye girişini yasaklıyorsunuz?" diye sordu.
Kaynak: AA