Cumhur İttifakına katılma sürecinde 6284 Sayılı Kanununtartışmaya açılmasını isteyen Yeniden Refah Partisi şimdi de başka bir konuyla tepkilerin odağında.
Tepkilerin hedefindeki isim bir zamanlar üç eşli bir hayat süren eski Avrupa Milli Görüş Teşkilatları başkanı ve yeni Konya milletvekili Ali Yüksel.
Yüksel kariyerine 1970’li yılların başında müftü yardımcısı olarak başladı. Antalya, İzmir, İstanbul’da çeşitli ilçelerde müftülük ve vaizlik yaptı.
1975-1978 yılları arasında Antalya’da imam hatip liselerinde Din Bilgisi ve Ahlak dersleri öğretmenliği yaparken doktora yapmak üzere Almanya’ya gitti.
İhtisas için gittiği Almanya’da ilk yıllarda imam-hatiplik yaptı. 1985 yılında Avrupa Milli Görüş Teşkilatı Genel Sekreteri,1995 yılında da teşkilatın Genel Başkanı oldu.
Yüksel’in kariyeri 1990 yılında Almanya İslam Konseyi tarafından Din Kurulu Başkanlığı yani “Avrupa Şeyhülislamlığı” ile de taçlandırıldı. Şeyhülislamlık görevini beş yıla yakın süre devam ettirdi. Yüksel bu dönemde İslami holdinglere destek amacıyla gurbetçilerden maddi destek toplanmasında büyük rol oynadı. Birçok cami ve dernek bu desteklerle kuruldu.
Bu sırada çok eşli hayatı Avrupa Milli Görüş Teşkilatı’nda tepki çekti, teşkilatta geri çekildi.
2004 yılında gazeteci Fehmi Çalmuk, başörtülü kadınlar üzerine yazdığı “Merak Edilen Kızlar” isimli kitabında, Ali Yüksel ve üçüncü eşi Dilber Yüksel ile yapılan röportaja da yer verdi.
Röportajda Dilber Yüksel eşine 11 yaşında aşık olduğunuanlatıp şöyle demişti:
“… O zamanlar beni etkileyen belki kocamın hali. Belki hayalimde düşündüğüm eşe uygun olması. Bilmiyorum yani. Karakterini tanırsınız, İslami bir yaşantısı varsa o etki yapar. Hepsi bir bütün olarak beyaz atlı prenstir. Her gün birimizde. Sırayla gidiyor. Günü üçe bölmüyor. Her gün birimizde. Sıra atlanmıyor. Hanımlar yanında olduğu müddetçe sıra atlanmıyor.”
Ali Yüksel’in dördüncü evliliği yapmasını nasıl karşılayacağı sorulduğunda ise Dilber Yüksel, “Evlenmesin dersem haksızlık yapmış olurum. Onun hakkıdır. Ama hanım olarak, onu seven biri olarak istemem. Zor. Çok kırılırım” cevabını vermişti.
Ali Yüksel, kitaptaki röportajda çok eşliliği savunmuştu:
“Duygularımı bir tarafa atarak eşit davranmaya gayret ediyorum. Bunu da zannederim bir hayli başarıyorum. İnsanın sevgisine sınır yoktur. Allah müsaade etmiş. Allahım bana bu konuda haram nasip etme, helalden mahrum etme demiştim, Allah da bana nasip etti. Ben iki evlendiğim zaman ‘Benim niyetim dörde kadar gitmek ama kısmetim nedir, onu bilemem Allah bilir’ dedim.
Yüksel, Çalmuk’un “İkinciyi alırken birinciye, üçüncüyü alırken ikinciye danıştınız mı? İzin aldınız mı?” sorusuna şu cevabı vermişti:
– Hayır, izin almadım. İzin vermezler ki… Sünnet bir ibadeti yapacağımda izin almak olur da, izin almak mecburiyetinde değilim.”
2009 yılında yurtdışındaki Türk işçilerin örgütlenme sorunlarıyla ilgili görüş almak amacıyla Faruk Çelik’in danışmanlık kadrosuna atanan Yüksel, 2010-2011 yıllarında ise Başbakanlık Danışmanlığı yaptı.
2011 yılında emekli olan Yüksel, sonrasında kendi kurduğu bazı STK’larda çalışmaya devam etti. 2011 seçimlerinde AK Parti’den milletvekili aday adayı olan Yüksel’in adı daha sonra pek duyulmadı.
Ta ki 2018 yılında Yeniden Refah Partisi’nin kurucularındanolana kadar.
Yüksel, 14 Mayıs seçimlerinde Yeniden Refah Partisi’ndenKonya milletvekili olarak TBMM’ye girdi.
Ali Yüksel’in TBMM’ye girmesi kadın derneklerini kızdırmış görünüyor.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Cumhuriyet Gazetesi’ne verdiği röportajda Medeni Kanun’u ihlal etmiş bir kişinin parlamentoya taşındığını söyledi:
“Bu şahıs değil 4, 34 tane de eş alabilir. Çünkü 2016 yılından beri Anayasanın ihlal ve iptal edilen bir maddesi var. ‘Resmi nikâh olmadan, dini nikâh kıyılmaz’ maddesi vardı ve bu kaldırıldı. Burada bir suçlu var ise Türkiye’nin Medeni Kanunu’na aykırı hareket eden parlamento. Bu şahısın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunması hatadır, kusurdur, suçtur ve kadınlar adına ihlaldir”
Kadın Koalisyonu tüm yasa koyucuları konuyla ilgili göreve davet etti.
Yüksel ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile eleştirilere tepki gösterdi:
“Öncelikle bilinmelidir ki, hususî hayatımı ve bilhassa aile hayatımı ilgilendiren ayrıntılar özel hayatın mahremiyeti kapsamındadır.
Yine bilinmelidir ki,1971’de evlendiğim eşim 2005’te vefat etmiştir; 2006’da evlendiğim eşim ile de 2018 yılında boşanmış durumdayım.
Hakkımızda yapılan haberler ve paylaşımlar tezvirattan ibarettir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”