Tecrübeli bir polis-adliye muhabiri olan Yeni Şafak gazetesi özel haber müdürü Erdal Kılınç’ın Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan portesini aktarıyoruz.
81 yaşında ölen eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, güvenlik bürokrasisindeki kavgaları, başına buyruk adımları, tartışmalı raporları, açıklamaları ve ifşaatlarıyla 90’lara damga vuran bir isimdi. Eymür, asker babasının görevleri nedeniyle güvenlik birimlerine her zaman yakın, çekirdekten istihbaratçı olarak yetişti. Kurtarıcı mı, işkenceci mi, devleti temizleyen bir isim mi, yoksa karanlıklar prensi mi? Kimse tam olarak cevap veremedi. Siyasi bir tercihi var mıydı? Sağcı mı, solcu mu, liberal mi halen bilinmiyor. Hiçbir istihbaratçı onun kadar tartışılmadı.
Eymür, üç büyük olayla gündeme geldi. İlki binlerce genç insanın öldüğü sağ-sol olayları. Meşhur Ziverbey sorguları. İkincisi, siyasi konulardan uzaklaştığı ve yeraltı dünyasının düzeni bozmaya başladığı bir dönemde gerçekleştirilen Babalar Operasyonu. Üçüncü olarak da ASALA ve PKK ile mücadelesi, PKK elebaşı bebek katili Abdullah Öcalan’a Suriye’de düzenlenen bombalı suikast girişimi.
Sol karşıtı ilk dönem
1943 tarihinde dünyaya gelen Eymür daha öğrenciyken MİT’te çalışmaya başladı. 9 Mart 1971 darbe teşebbüsünden sonra Hiram Abas ile birlikte MİT’in sorgulama üssü olan Ziverbey Köşkü’nde
1. Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün’ün emrinde çalıştı. Kızıldere operasyonu ve Ulaş Bardakçı’nın öldürüldüğü operasyonlara katıldı. Sol ve marjinal grupların sokaklara hakim olma çabalarına engel olmaya çalıştı. Burada yaşadıkları, onun özellikle istihbaratta asker karşıtı bir konum taşıdığı yorumlarına neden oldu.
ASALA ve yeraltı dünyası
Ankara MİT Bölge Dairesi Başkanlığı Takip Şube Müdürlüğü de yapan Eymür, 1980’de Bulgaristan’a gitti. 1982’de Kenan Evren’in damadı Erkan Gürvit tarafından çağrıldı ve ASALA’ya karşı yapılması planlanan eylemler için görev verildi. ASALA’nın cinayetlerine karşılık verecek, örgütün üst düzey isimlerine suikast yapabilecek kişilerin arayışına girildi. İllegal işlerle adını duyuran mafya ve tetikçilerle irtibat kurdu, onları eğitti. Abdullah Çatlı ve Alaattin Çakıcı’yla da bu dönemde tanıştı.
Türkiye’ye döndükten sonra Mardin MİT Bölge Müdürlüğü’ne getirildi. Daha sonra Ankara’da Kontrespiyonaj Dairesi içinde kurulan Kaçakçılık ve İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne atandı. Başkan yardımcılığı görevine getirildikten sonra 1984 yılında Genelkurmay Başkanlığı’ndan alınan izinle Babalar Operasyonu’nu başlattı. Birçok ünlü kabadayı gözaltına alınıp sorgulandı. Dündar Kılıç, Behçet Cantürk bu dönemde yakalandı. Babalar Operasyonu devlet-mafya ilişkisinin boyutlarını göstermesi bakımından epey tartışılan bir çalışma oldu. Sadece siyasilerin değil askerlerin de mafyaya göz yumduğu, çıkar ilişkisine girdiği ortaya çıkmıştı.
Bölücü örgütle mücadele
Tansu Çiller’in 1993 yılının ortalarında Başbakan olmasının ardından Eymür, Mayıs 1994’te MİT’in Özel İstihbarat Dairesi Başkanlığı’na atandı. Çiller’in yönetime geldiği dönemde Türkiye terör kıskacına girmişti. 31 Ocak 1995’te yeni kurulan Terörle Mücadele Şubesi’ne geçti. O tarihte PKK, Güneydoğu’da büyük bir güce ulaşmış sürekli askerlerin şehit edildiği baskınlar yapıyordu. TSK ve MİT, terör örgütüyle ayrı ayrı mücadele ediyordu. Ancak her iki kurumun kullandığı isimler, bunlardan biri “Yeşil” olarak bilinen Mahmut Yıldırım’dı. Yıldırım daha çok askerlerle operasyona katılırken adını duyurdu. Acımasız olduğu, işkence ettiği söylentileri vardı. Sonradan askerle ilişkisinin kesildiği haberleri yayıldı. MİT’e çalıştığı dönem başlamıştı. Yeşil, bu kez Ankara’da Binbaşı Cem Ersever’in öldürülmesi ve bazı kaçakçıların infaz edilmesinde kullanılmıştı. Eymür, Yeşil ile tanıştıklarını ancak Yeşil’in hiçbir zaman MİT’te resmi olarak görev yapmadığını savundu.
Öcalan’a bombalı suikast
Terör olayları, ülkede derin bir huzursuzluğa yol açıyordu. Terörle Mücadele Dairesi’nin başında bulunan Eymür, 1996’da aralarında askerlerin de bulunduğu özel bir ekip kurdu. Operasyona Öcalan’ın bindiği aracın markası olan “Mercedes” adı verildi. Öcalan’ın Suriye’de kaldığı yer ile PKK kampı arasındaki yola yaklaşık 1 ton C4 plastik patlayıcı yerleştirildi. Ancak eylem başarılı olamadı. İddiaya göre 28 Şubatçı bazı askerler, PKK elebaşına önceden operasyonu haber vermişlerdi. Mesut Yılmaz Başbakan olduğunda 50 kişilik dairenin feshedilmesini emretti. Yılmaz, Eymür’e bağlı ekibin çeteleştiğini ve çetesine MİT’in şiddetle karşı çıktığını söyledi. Bu grubun Fetullah Gülen’e bağlı olduğu dillendiriliyordu. Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı, Susurluk skandalını araştıran Susurluk Komisyonu’na verdiği ifadede Eymür’ün, Mehmet Ağar’ın Emniyet’te yaptığı gibi bir çeteleşmeye gittiğini öne sürdü.
Ergenekon soruşturmasında tanık
İlerleyen yıllarda FETÖ’cü polislerin Mehmet Eymür’e ait bir yere baskın yaptığı ve önemli belgelere ulaştıkları konuşuldu. FETÖ’cülerin 2007’de başlayan Ergenekon soruşturmasında Eymür’ü tanık sandalyesine oturtmasının da bu baskınla ilgilisi olduğu belirtiliyordu. Anlatılanlara göre Eymür’ün bilgisayarında çok gizli belgeler ve özellikle failimeçhullerle ilgili önemli bilgiler vardı. Bu iddia üzerine zor durumda kalacağını düşünen Eymür tanık olmayı kabul etmişti. Eymür, 2012 yılında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Doğu Perinçek ve Veli Küçük ile ilgili iddialarda bulundu.
15 Temmuz öncesi darbe iması
Belli aralıklarla ortaya çıkan Mehmet Eymür, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden önce katıldığı bir programda, yazın çok sıcak geçeceğini ve işaretlere bakılırsa bir dönemin sona erebileceğini söyledi. Kısa süre sonra FETÖ 252 vatandaşın şehit edildiği bir darbe girişimine kalkıştı. Eymür’ün sessiz dönemi yeni başlamıştı.
Basına bilgi sızdırdı internet sitesi kurdu
Eymür 1. ve 2. MİT raporu olarak bilinen bilgileri, basına vererek büyük bir tartışmanın yaşanmasına neden oldu. Burada siyasiler ve Mehmet Ağar gibi bazı bürokratların yasa dışı işler yapan kişilerle ilişkisi üzerine bir çalışmayı paylaştı. Basınla önemli ilişkiler kurdu. Verdiği bilgiler bazı yazarlar tarafından gündeme taşındı. Eymür emekli olduktan sonra da “atin.org” isimli bir internet sitesi açarak gündemdeki konularla ilgili sürekli bilgi paylaştı.
Atasagun ve Avcı ne dedi?
Eymür’ün ölümünün ardından görüştüğümüz eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, “Bir süre birlikte çalıştık. Uyumlu olduğumuz ancak zaman zaman ters düştüğümüz konular oldu. Fikir ayrılığımız oldu. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum” demekle yetindi. Hanefi Avcı ise karşılıklı şikayet nedeniyle mahkemelik olduğu Eymür için “Birçok konuda olumsuz, eleştirilecek yönleri olmakla birlikte, kendisi farklı amaçlarla yapmış olsa da devlet içerisinde görevlilerin karıştığı, yolsuzlukları ortaya koyan 1. ve 2. MİT raporlarını yazması iyi olmuştur” dedi.