Kamuoyunda bilinen davalarda avukatlık yapan Rezan Epözdemir’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dün (10 Ağustos) sabah saatlerinde “rüşvet”, “FETÖ’ye yardım” ve “siyasal ve askeri casusluk” suçlamaları yöneltilen iki farklı soruşturma kapsamında gözaltına alınmasıyla başlayan süreç, AK Partili isimleri karşı karşıya getirdi.
Şamil Tayyar: “Mehmet Uçum başta hatırlı isimler Akın Gürlek’i kuşatma altına aldı”
AK Partili eski milletvekili Şamil Tayyar, X hesabından yaptığı paylaşımda Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un Epözdemir’in serbest bırakılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e baskı yaptığını iddia etti.
Tayyar, paylaşımında şunları yazdı:
“Rezan Epözdemir sorgusu ciddi bir krize dönüşmek üzere. Şüpheli, ısrarla cep telefonunun şifresini vermek istemiyor. Şifre krizi aşılamadığı için sorgu süresi uzatıldı.
Mehmet Uçum başta olmak üzere ‘hatırlı’ çok sayıda isim devrede, Başsavcı Akın Gürlek’i kuşatma altına aldılar. Gürlek, İmamoğlu dosyasında bile görmediği yoğun baskı karşısında bunalmış vaziyette, şahsına yönelik iftira kampanyası başlatılmasından endişe duyuyor.
Devrede olanlar cep telefonu şifresinin verilmesine karşı çıkarak soruşturmanın mevcut delillerle tamamlanmasını, serbest bırakılmasını istiyorlar. Peki neden? Şüphelinin cep telefonunun açılma ihtimali, Uçum başta olmak üzere kimleri neden rahatsız etti?
Bu noktada Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a çağrım var: Başsavcıyı yalnız bırakmayın.”
Metin Külünk: “Yoksa telefonun içindekiler şantaj unsuru olarak size karşı mı kullanılıyor?”
AK Partili bir başka eski milletvekili Metin Külünk de X hesabından yaptığı paylaşımda Akın Gürlek’e Epözdemir’in serbest kalması için baskı yapıldığı ve Epözdemir’in telefon şifresini vermediği iddialarını tekrarladı.
Külünk, Gürlek’e baskı yaptığını iddia ettiği, ismini vermediği kişiler için “Telefonun şifresinin yargıya teslim edilmesinden korkan sizsiniz. Yoksa telefonun içindekiler şantaj unsuru olarak mı size karşı kullanılıyor?” diye yazdı. Külünk’ün paylaşımı şöyle:
“Ne oluyor? Neden bu panik, Ankara’daki bazı çevrelerde neden bu telaş? İster iktidara yakın, hatta iktidarın merkezinde yer alan hatlarda olsun; isterse muhalefetin hatlarında… Bu panik neden? Adı geçen Av Rezan Epözdemir hakkında kuvvetli şüphe, bilgi, belge ve delile dayalı olarak savcılık soruşturması kapsamında gözaltına alınıyor. Biz soruyoruz: Kuvvetli suç şüphesine ilişkin bilgi, belge ve delilin bulunduğu, yargının da ‘Bu nedir?’ diye sorma hakkının temel bir hukuk prensibi olduğu gerçeğinden hareketle… Bu şahsın avukatlık kimliği ve Ankara ile İstanbul’da kurduğu iletişim ağı, yargının bu soruları sorma hakkını ortadan mı kaldıracak?
Telefon şifresini vermiyor… Neden korkuyor? Telefon şifresini vermeyerek kimleri saklıyor? Bu saklananlar, Çağlayan Adliyesi Başsavcısı sayın Akın Gürlek’e yönelik baskı ve baskı ötesi tutum ve davranışların içine girme hakkını nereden buluyor? Elinizi Akın Gürlek Bey’in üzerinden çekin!
Cesaretiniz varsa, soruşturmanın adil yargı sistemi içerisinde sürmesini engelleyecek hiçbir adım atmayın. Korkaksınız! Çünkü telefonun şifresinin yargıya teslim edilmesinden korkan sizsiniz. Yoksaaaaaa telefonun içindekiler şantaj unsuru olarak mı size karşı kullanılıyor? Serbest bırakılması için bu baskınız niye? Ve dönüp, başsavcıya baskı yapmaya kalkıyorsunuz; oturduğunuz koltuklarda, tartışmalı gücünüz üzerinden… Açıkça söylüyoruz: sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a en büyük zararı verenler sizlersiniz.
AK Parti hareketini sokaktan koparan ve ele geçirdiğiniz koltuklar üzerinden derebeyliğinizi ilan ederek kurduğunuz düzeneklerin bozulma tehlikesinden korktuğunuz için soruşturmayı engellemeye kalkıyorsunuz. Oturun oturduğunuz yerde! Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a açık çağrımızdır: Sayın Akın Gürlek’i, yürütülen soruşturma üzerinden baskılamaya çalışanlar, sizi yalnızlaştırmaya çalışanların ta kendileridir.”
Zihni Çakır: “Bu skandala imza atan Uçum ya da her kimlerse…”
Gazeteci Zihni Çakır da benzer iddiaları dillendirdiği paylaşımında, “Bu skandala imza atan Uçum ya da her kimlerse, Rezan Epözdemir’e isnat edilen suçların ortağı mı da süreci akamete uğratmak için çabalıyorlar?” ifadelerine yer verdi.
“Bakın buradan açık açık yazıyorum! Gelen duyumlara göre; İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve Rezan Epözdemir soruşturmasını yürüten savcılara, Epözdemir’in ‘etkin soruşturma yürütülmeden’ serbest bırakılması yönünde baskı yapılıyormuş.
Şamil Tayyar açık açık isim verip Mehmet Uçum’un sürece müdahil olduğunu belirtiyor. Ben de Uçum’un bu sürece müdahil olmasını bekleyenlerdendim ki dün gece alıntıladığım paylaşımda uyardım. EVELEYİP GEVELEMEYE GEREK YOK; BU SKANDALA İMZA ATAN UÇUM YA DA HER KİMLERSE, REZAN EPÖZDEMİR’E İSNAT EDİLEN SUÇLARIN ORTAĞI MI DA SÜRECİ AKAMETE UĞRATMAK İÇİN ÇABALIYORLAR?”
Ayhan Ogan’dan Bahçeli atıflı yalanlama RT’si: “Uçum’un müdahale etmesi ihtimal dahilinde bile değil”
Uçum’a yakınlığıyla bilinen Cumhurbaşkanı Danışmanı Ayhan Ogan’ın ise gazeteci Mehmet Çek’in Uçum’un davaya dahil olduğunun gerçekçi bulmadığını belirten tweetini paylaştı.
Çek, Tayyar’ı hedef aldığı paylaşımında MHP lideri Devlet Bahçeli’ye atıfta bulunarak, “Ha yarın iddiaların yalan çıkarmış? Devlet Bey gibi bu ülkenin en büyük kanaat önderi seni Türkiye`nin gözü önünde itin şeyine sokar çıkarırmış? Ne gam?” yazması dikkat çekti. Çek, X hesabından şu mesajı paylaştı:
“Operasyonel aparat Şamil, bütün hayatı yalan iftirayla geçti. ‘En’ enteresan iddialarda bulun, uydurma senaryolar diz.
Ha yarın iddiaların yalan çıkarmış? Devlet Bey gibi bu ülkenin en büyük kanaat önderi seni Türkiye’nin gözü önünde itin şeyine sokar çıkarırmış? Ne gam?
Uçum’un böyle bir davaya müdahale etmesinin ihtimal dahilinde bile olmadığını bilmez mi Şamil? Domuz gibi de bilir ama ne gam? Buna rağmen savcıların adını bile yalanına alet eder mi eder.
Zaten asıl soru bu; soruşturma gizli iken sen bunları nereden biliyorsun? Soruşturma savcılarını nasıl töhmet altında bırakıyorsun? Soruşturma gizli. Bu durumda ya uyduruyorsun ya da hukuk dışı işlerin içindesin?
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanlığı’na iftira atmanın hukuki bir karşılığı da zaten olur diye düşünüyorum.”