Ana SayfaHaberler“Saraçhane’ye gitmek için izin alma mecburiyetim yok”

“Saraçhane’ye gitmek için izin alma mecburiyetim yok”

İmamoğlu’na siyasi yasak kararı sonrası ortaya çıkan tartışmalar hakkında konuşan Akşener: “Bir kesim ‘siyasi nezakete uymuyor’ dedi. İmamoğlu’nu orada yalnız bırakmak siyasi nezaketmiş. Ben böyle bir ahmaklık hiç görmedim. (…) Normalde sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği söz oraya gitmekle alakalı değil. Oraya gitmekle alakalı sözler -tırnak içinde- kurmaylardan geldi. Bu beni ve arkadaşlarımı incitse bile kenara koyduk.”

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Fox TV’de İlker Karagöz’ün sunduğu Çalar Saat programında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen ceza ve ardından yaşanan tartışmalar hakkında açıklamalar yaptı.

Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “cezayı bayram havasıyla ‘çak yaparak’ kutlayanlar” sözlerine şöyle yanıt verdi:

“Millet iradesine ‘çak’ yapıldı aslında. Biz birbirimize ‘çak’ yapmadık. Sayın Erdoğan da hapishaneye giderken ‘çak’ yapmamıştı, o zamanın vesayetçileri millet iradesine çak yapmıştı ama o çakı suratımıza tokat olarak atmıştı. Şimdi de dünün mağduru, bugünün vesayetçisi; gene millet iradesine gene Saraçhane’de yine suratımıza tokat attı.

“Yahu arkadaş 1998’i hatırlasana. O kararın verildiğinde ne halde olduğunu hatırlasana. Biraz empati yapsana. Orada çak mak olmaz, orada teselli olur.

“Benim sayın İmamoğlu ve Dilek İmamoğlu’na yerimden kalkıp sarılma nedenim budur. Düşmeyeceğiz, milli iradenin temsilcisi olarak gereğini yapacağız.”

“İmamoğlu’nun şarkısı bitmeyecek. Sadece 16 milyon İstanbullu çerçevesine bırakırsanız o şarkılar biter”

Akşener, Saraçhane’deki konuşmasında İmamoğlu’na hitaben söylediği “85 milyon senin yanında” vurgusu için şunları söyledi:

“16 milyon İstanbullunun iradesine, hepsi oy vermemiş olabilir, ama o 16 milyonun bugün seçilmiş belediye başkanına ve milli iradeye uzatılan bir el var.

“İstanbul tamam ama bu milli iradeye çökme hadisesinin karşılığı olarak ’85 ya da 84 milyon Türkiye’de yaşayan herkes Türkiye de senin yanında’ dedim.

“Sadece İstanbul’a özel bir çökme değil bu. Bu Türkiye’nin tümüne çökme meselesi. Ben böyle olduğuna inanıyorum, bu perspektiften bakılması gerektiğine inanıyorum. Sadece İstanbullu Ekrem İmamoğlu’nun meselesi şeklinde bakarsak yanılırız.

“Sayın Erdoğan oradan giderken ‘bu şarkı bitmeyecek’ dedi, gerçekten bitmedi bakın şimdi cumhurbaşkanı. Şimdi Sayın İmamoğlu’nunki de bitmeyecek.

“Eğer sadece 16 milyon İstanbullu çerçevesine bırakırsanız işi o şarkılar biter. Tecrübe konuşuyor.”

“Kılıçdaroğlu’nu aradım, telefonu kapalıydı”

Mahkeme kararı sonrası Saraçhane’ye giderken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu arayıp aramadığı tartışmasıyla ilgili şunları söyledi:

“Ben Kılıçdaroğlu’nu aradım, telefonu kapalıydı. Ben de Almanya meselesini unutmuşum, uçakta zannettim, sonra anlaşıldı ki bir programdaymış.

“Sonra döndüm bir kalabalık güç oluşturabilelim diye Gültekin Uysal’ı aradım, konuştuk.”

“Bu belediye başkanları CHP ve İYİ Parti’nin seçtirdiği belediye başkanları”

“Ha yanlış anlaşılmasın, izin almaya aramadım öyle bir durum yok. Gövde gösteresi yapmak istedim, hepimizin orada olmasını. Ben zaten kimseden izin alma mecburiyetim yok, söyleyene de fena çarparım.

“Çünkü bu belediye başkanları iki partinin ittifakıyla seçilmiş belediye başkanları. Bir tek Mersin hariç, diğerlerinin tümü bütün CHP’nin ve İYİ Parti teşkilatlarının çalışarak seçtirdiği belediye başkanları.

“Dolayısıyla bu arkadaşların iyi yaptıklarından da kötü yaptığı işlerinden de mesulüz. Dolayısıyla izne mizne ihtiyaç yok.

“Kendi seçtirdiğimiz belediye başkanı için kimden izin alacağız”

“Sayın Uysal çok ağır griple yatıyordu. Babacan’ı aradım ulaşamadım, 15 dakika sonra döndü bana, bir programdaymış. Sonra Davutoğlu 40-45 dakika sonra aradı onunla da konuştum onların da üçüncü yıl dönümleriydi akşama geleceğini söyledi. Temel Bey’e de hiç ulaşamadık, meğer hastanedeymiş.

“Kendi seçtirdiğimiz belediye başkanı için kimden izin alacağız. CHP üyesi olarak seçilebilirler ama onların sorumluluğu hepimize ait.”

“İmamoğlu’nu yalnız bırakmak siyasi terbiyeymiş. Böyle ahmaklık görmedim”

Akşener, İmamoğlu’na ceza çıkması üzerine Saraçhane’ye gitmesinin ardından gelen eleştiriler için şöyle konuştu:

“Bir kesim siyasi nezakete uymuyor dedi. Sonra siyasi saygısızlık haline döndü. Demek ki İmamoğlu’nu orada yalnız bırakmak siyasi nezaket, siyasi irfan, siyasi terbiyeymiş. Ben böyle bir ahmaklık hiç görmedim.

“Hüseyin baş da oradaydı. EMEP’in genel başkanı da oradaydı. CHP’nin genel başkan yardımcıları mahkemedeydi.”

“Kılıçdaroğlu’nun ‘içişlerine karışma’ sözü Saraçhane’yle ilgili değil”

İYİ Parti lideri Kılıçdaroğlu’nun “içişlerine karışma” sözleriyle ilgili şöyle konuştu:

“Normalde sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği söz oraya gitmekle alakalı değil. Oraya gitmekle alakalı sözler -tırnak içinde- kurmaylardan geldi. Bu beni ve arkadaşlarımı incitse bile kenara koyduk.

“Sayın Kılıçdaroğlu’na gazetecilerle yaptığı toplantıda şöyle bir soru soruldu; ‘Meral Hanım diyor ki, Ankara ve İstanbul belediye başkanlarından herhangi birini getirseler biz buna itiraz etmeyeceğiz…’ Ama bu 1,5 yıl evvel ben ve beş arkadaşımın CHP ziyaretinde, Kılıçdaroğlu ve beş arkadaşına söylediğim bir söz. Ondan sonraki fasılda da kamuoyuyla paylaştığım bir söz.

“Bu söz burada yeniden ortaya çıktı. Sonuç itibariyle bu soruyu sordular. Sayın Kılıçdaroğlu da içişlerine karışmakla ilgili bir cümle sarf etti.

“Bir partinin içişlerine karışma durumu yok, aday tespiti Altılı Masa’nın görevi”

“Burada öyle bir durum yok. Bizzat sayın Kılıçdaroğlu’nun talebiyle, isteğiyle, gayretiyle bir Altılı Masa toplandı ve cumhurbaşkanı adayının seçimi Altılı Masa’nın liderlerine bırakıldı.

“Dolayısıyla bir siyasi partinin içişlerine karışmak gibi bir durum yok. Sayın Kılıçdaroğlu’nun genel başkan yardımcılarından birini şuraya alın, buraya verin desem o içişlerine karışmak olur ama o masaya sayın Kılıçdaroğlu tarafından verilen görev aday tespiti. O tespit konusunda herkes hür ve bağımsız.”

“Aday olmayı istemek herkesin hakkıdır”

Akşener, “Kılıçdaroğlu’nun aday olmak istiyorum demesi halinde tavrınız ne olur” sorusuna şöyle yanıt verdi:

“İster hakkıdır. İstemek herkesin hakkıdır. Buna farzımuhal denir. ‘farzımuhal’i burada konuşamam, gelsin görelim. Her şeyi partimizle konuşarak gittiğimiz için ona göre bir bakış açımız olacak.”

- Advertisment -