(…)
Prof. Dr. Murat Erdoğan da şu anki koşulların Suriye’de gönüllü geri dönüşler için uygun olmadığını söylüyor. Erdoğan’a göre Suriyeliler bu şartlarda dönerlerse başlarına bir şey gelmesinden endişe ediyor: “BM de bunu söylüyor. Ayrıca konunun bir de sosyolojik kısmı var. 2011’den beri Türkiye’de yaşayan en azı beş senedir Türkiye’de olan Suriyeliler Türkiye’de kendi yaşamlarını inşa ediyor. Bu da onların gönüllü geri dönüş arzusunu azaltıyor, hatta neredeyse ortadan kaldırıyor”.
Prof. Dr. Murat Erdoğan’ın öncülüğünde gerçekleştirilen Suriyeliler Barometresi araştırmasına göre“Suriye’ye dönmeyi hiçbir şekilde düşünmüyorum” diyenlerin oranı yüzde 80’lerde (sf. 226).
“Suriye’ye geri göndermenin sürdürülebilir sonuçları yok”
Sığınmacılar üzerine çalışmalar yürüten Doç. Dr. Başak Yavcan, dünyada da Suriye’ye yönelik gönüllü geri dönüş programlarının işlemediğine dikkat çekiyor: “Lübnan’dan Rusya’nın desteği ve Esad’ın can ve mal güvenliğine zarar vermemesini garanti etmesiyle gönüllü geri dönüşler yaşandı. Ancak dönenler kısa dönemde işkence, yargısız infaz, faili meçhul, kaçırılma gibi ağır insan hakları ihlalleri ile karşılaştı.”
Esad, mültecilerin geri dönüşü için Rusya ile birlikte çalışmalar yürütüyor. 2017 ve 2021 yılları arasında Lübnan ve Ürdün’den de Suriye’ye gönüllü geri dönüş programları düzenlendi. Ancak hem dönen az oldu, hem de dönenler için sonuç pek iyi olmadı. İnsan Hakları İzleme Örgütü, 2017 ila 2021 yıllarında Lübnan ve Ürdün’den dönenlerin ağır insan hakları ihlalleriyle karşılaştığını ortaya koydu. Uluslararası Af Örgütü’nün 2021 yılında yayınlanan “Eceline gidiyorsun” raporuna göre, geri dönenler de keyfi olarak gözaltına alınıyor, işkence ve cinsel saldırıya maruz kalıyor.
Bu raporlar ülkede silahlı çatışmalar azalsa da, güvenli bir ortam sağlanamadığını ortaya koyuyor. Geri dönenler, kaçtıkları için vatana ihanet ya da terörizmle suçlanabiliyor.
Yavcan, mevcut şartlarda geri göndermenin sürdürülebilir sonuçları olmadığı görüşünde: “Esad siyasi olarak dönün çağrısı yapsa da, ne yapacağı kestirilemiyor. Çoğu insanın zaten dönecek yeri yok. Ayrıca dönenlerin geriye ekonomik entegrasyonları da zor. Mevcut koşullarda, çaresizlik içindeki insan bir yolunu bulup mutlaka bir şekilde geri gelir. Bir kere göç eden yine göç eder. 10 gelmezse yedi gelir.”
Teyit’in ulaştığıSuriyeli Aktivist Taha Elgazi, sığınmacıların Esad rejimi iktidardayken dönmesinin zor olduğunu, dönenlerin ne can ne de mal güvenliği olduğunu söylüyor:
“Barış ortamı olmadığı sürece, insanların can güvenliği sağlanmadıkça dönmek zor. Suriye’de Esad rejimi bölgesinde yaşayan insanların da ekonomi ve altyapı şartları çok kötü. Hala cezaevinde olan insanlar var. İktidardan farklı düşünenler hala işkence görüyor.”
Uluslararası toplumda geri dönüş tartışmaları
Dünyada “zorla kitlesel geri gönderme”nin bir örneği yok. Ancak mültecilerin geri gönderilmesi tartışması diğer ülkelerde de var.
Doç.Dr. Başak Yavcan geri gönderme söyleminin özellikle Doğu Avrupa’daki popülist liderlerin dilinde olduğunu söylüyor. Yavcan’a göre siyasetçiler bu ülkelerde de korkuya dayalı güvenlikçi siyaset söylemlerine başvuruyor; kendini demokrasi ve insan haklarının savunucusu gören ülkeler, mültecileri kötü muameleye maruz bırakıyor.
Mevcut ve artma olasılığı olan mülteci nüfusunun, Avrupa’da aşırı sağın yükselmesinin sebeplerden biri olduğu da düşünülüyor. AB ülkelerinde mülteci statüsü almanın zorluklarının yanı sıra, bu statüye sahip insanların bile uzun vadede geleceği belirsiz.
Örneğin, Danimarka Suriyeli mültecilere yönelik en sert tavrı takınan Avrupa ülkelerinden. Suriyeliler sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya; çünkü 2021 yılında Suriye’nin bazı bölgelerinin güvenli olduğunu iddia eden rapora dayanarak mültecilerin oturma izinlerini yenilememe kararı alınmıştı. Hatta Danimarka, sığınmacıların işlemlerini Danimarka’da değil Uganda’da yapmak için de hazırlık içinde. Sığınmacıları bir tehlike olarak gören Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, hedeflerinin “sıfır sığınmacı” olduğunu açıklamıştı. 5,8 milyon nüfuslu Danimarka’da, 500 bin sığınmacının ancak 35 bini Suriyeli.
Ancak Murat Erdoğan Danimarkalıların da mültecileri ülkesine gönderemediğini söylüyor: “Hukuk ve sivil toplum devreye girince, söylemle uygulama farklılaşıyor. Yani onlar da, Suriyeliler ya da diğer mültecileri gönderemediler.”
Danimarka’da Suriyeli mültecilerin oturma izinlerinin iptal edilme kararı parlamento önünde protesto edilmişti. Çadırda Danca “Suriye güvenli değil” yazıyor.
Murat Erdoğan, Britanya hükümetinin de sığınmacıları Ruanda’ya gönderecek bir plan üzerinde çalıştığını aktarıyor.
Yunanistan’daki mülteciler de kötü şartlar altında yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Hatta genelde hukuki güvencelerin olmadığı bir ülke olarak tanımladığı Türkiye’yi “güvenli üçüncü ülke” olarak belirledi ve mültecileri Türkiye’ye gönderen politikalar da izliyor.
Lübnan’da da siyasiler Suriyelilerin mutlaka geri dönmesi gerektiğini savunuyor. Ancak kitlesel bir geri gönderme girişimi söz konusu değil.
Uluslararası kuruluşların “gönüllü geri dönüş” programlarına rastlamak da mümkün. Örneğin Birleşmiş Milletler, Burunduli, Kongolu mültecilerin ülkelerine güvenle dönmeleri için çalışmalar yürütüyor.
Araştırmanın tümü için:
https://teyit.org/dosya-yerinden-edilmis-suriyeliler-i-geri-donus-mumkun-mu