El-Ezher, Gazze’de yaşanan açılığı sert ifadelerle kınayan bir açıklama yayınladı. Açıklamada, İsrail’in sistematik bir şekilde Gazze halkını açlığa mahkûm ettiği belirtilerek, uluslararası kamuoyu “ölümcül açlığa karşı harekete geçmeye” çağrıldı.
Ancak bu açıklama, yayınlandıktan kısa süre sonra kurumun resmi web sitesi ve sosyal medya hesaplarından kaldırıldı. İngiltere merkezli Middle East Eye haber sitesine konuşan kaynaklar, bildirinin Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından gelen talimatla yayından çekildiğini aktardı. Geri çekilme kararının arkasında, Mısır’ın İsrail ile sürdürdüğü ateşkes görüşmelerine zarar verme ihtimalinin olduğu ifade edildi.
Mısır’ın başkenti Kahire’de bulunan El-Ezher, 970 yılında kurulmuş olup hem dini hem de seküler alanlarda eğitim veren, Sünni İslam dünyasının en köklü ve etkili dini kurumudur. Kurum, verdiği dini fetvalar ve yaptığı açıklamalarla yalnızca Mısır’da değil, tüm İslam coğrafyasında yankı uyandırmaktadır.
El-Ezher’in başında 2010 yılından bu yana Ahmed et-Tayyib bulunuyor. Et-Tayyib, geleneksel Eşarî çizgisini temsil eden, ılımlı ve etkili bir din adamı olarak biliniyor.
İşte El-Ezher’in yayından kaldırılan açıklamasının tam metni:
“Ezher-i Şerîf, dünyaya çağrıda bulunuyor ve vicdan sahiplerini Gazze halkının maruz kaldığı ölümcül açlıktan kurtarılması için ivedi olarak harekete geçmeye çağırıyor.
Ezher-i Şerîf, bütün dünyaya Filistin’in hüzün feryadını ve ıstırapla dolu çığlığını duyurmak istemektedir. Bu duyuru, hâlâ vicdanında bir sızı hissedebilen, özgür, akıl ve sağduyulu vicdan sahibi bütün hikmetli ve şerefli insanlar içindir. Biliyoruz ki insan olan herkes, insani sorumluluk duygusunun ne kadar saygın bir şey olduğuna inanır. Ezilmişlerin ve hakları çiğnenmişlerin, güven içinde ve onurlu bir hayat yaşayabilmeleri için dikkat insanlarî ecdâ oldukları gerçeğinden başlayarak insanî haklarının korunması gerektiğini kabul eder. Bu çağrı, tarihin en acı eşiği ve benzeri görülmemiş ve gelecekte de bir daha ele görülebilecek cinayetlerden birine dair; şiddet, vahşet ve vurdumduymazlık sınırını içinde işgal güçlerinin Gazze’ye dayattığı ölümcül açlık tehlikesinden bu insanların kurtarılması içindir.
Ezher-i Şerîf, bugün beşeri vicdanın büyük bir risk altında olduğunu ilan etmektedir. Bilineceği üzere bu masumun, soğukkanlılıkla öldürülmekte, ölüme kurtulmuş olanlar ise açlık, susuzluk, iklim, ilaçsızlık yüzünden ve daha insanlar ölüme kurtarabilecek en um merkezlerinin ölüp olmasına dolaylı olarak mahkûm edilmektedir.
Ezher; netice olup işleyen işgal güçlerinin, karşılı Gazze halkına karşı sistematik şekilde açlığa dayalı bir kırma politikası uyguladığını dikkat çekmek ister. Halk, gıda krizininin ne bir bardak suya muhtaç hale getirilmiştir. Sığınaklar ve insani yardım koridorları, hedefe çevrilerek ihlal edilmektedir. Gazze’yi yaşanmaz kılmak amacıyla gerçekleştirilen bu eylemler, doğrudan ya da dolaylı olarak insanlara yaşam hakkı tanımamakta; çocukların, kadınların, hastaların ve yaşlıların açlıktan kırılmasına neden olmaktadır. Ezher-i Şerîf, bu durumu, İslâm ümmetinin hafızasında yer edinmiş, insan onurunu yerle bir eden büyük felâketlerle eşdeğer bir trajedi olarak görmektedir. Bu felâketi, sadece Filistin meselesi değil, insanlık vicdanının meselesi, bir ‘beyaz-açlık’ soykırımı olarak kabul etmektedir. Ezher, bu meselenin hatırlarla ve dualarla değil, somut adımlarla çözülmesi gerektiğine inanmaktadır.
Ezher-i Şerîf; Siyonist sistemin işgal politikasıyla Siyonist düşmanı engellemek, onu sistematik şekilde sürdürdüğü işgalin durdurulmaya zorlamak, açlığa dayalı ölüm sistemine engel olmak adına, vicdan sahibi tüm bireyler, insan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşları hedef yapılmasından geri durmamalı, bu katliamı durdurmalı daha da önemlisi zalimlerin eylemlerini belgeleriyle ortaya koyarak uluslararası kamuoyuna sunmalıdır.
Ezher-i Şerîf bütün dünyanın bu korkunç ölüm sessizliği karşısında tepkisini ortaya koyarak dört bir yandan zül edililmiş bu halkın zaferini konuşmayan uluslararası düzeydeki boş vermişliğe ortak olmayacağını, Gazze halkının kendi topraklarından tehir edilmelerine yönelik her türlü çağrının ve bu türden çağrıların dillerine dolayan, bunlara prim veren herkesin karşısında yer alacağını deklare eder. Yüreği yaralı Gazze’deki bu saldırıya destek veren herkesin, dökülen kanlardan, yitirilmiş canlardan ve açlıktan kavrulan bedenlerden sorumlu olduğunu hatırlatır.
Nihayetinde Cenab-ı Hakk’ın dediği gibi ‘Zulmedenler çok yakında nasıl devrileceklerini göreceklerdir.’ (Şuara 227/27). Netice olarak Ezher-i Şerîf, her Müslüman mazlumlar Allah’ın inayetine erişmeleri dileğiyle Peygamberimizin (SAV) zor zamanlarda sığındığı şu nebevi duayı etmeye çağırmaktadır: ‘Kitabı indiren, rahmet yağmurlarını yağdıran ve grup grup düşmanı hezimete uğratan Allah’ım! Düşmanı kahret, bize ilahi yardımını bahşet.’”