Babacan, Sözcü Gazetesi’nin Maslak’taki merkezine yaptığı ziyarette sorulara cevap verdi:
“Mart 2023’te baskın seçim ihtimali var”
Ali Babacan, 2023’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri tarihi konusunda çarpıcı bir ifade kullanarak “Mart 2023’te bir baskın seçim olma ihtimali var. Teşkilatlarımız buna şimdiden hazır” dedi. Babacan, “Sayın Erdoğan’ın ‘Zamanı geldiğinde ben de bırakacağım’ sözlerini içtenlikle söylediğine inandınız mı? Önümüzdeki seçimde sandıkta yenilse bile bırakmayacağına ilişkin endişeler var. Kenara çekilmemek için akla gelmeyecek yöntemler deneyebilir mi?” sorumuza şu yanıtı verdi: “AKP’de ‘3 dönem’ kuralının işlediği sırada belki bir süre bunu samimi olarak düşünmüş olabilir. Fakat 2014 yılında Cumhurbaşkanlığına seçildi ama partinin genel başkanlığını bırakmadı. ‘3 dönem’ kuralı tamamen yerle bir edildi.”
“Sandıkları patlatalım”
Babacan, Erdoğan’ın bırakıp bırakmayacağı konusunda da “Şöyle sandıkları hep beraber bir patlatalım… Açık ara seçimi alalım, ondan sonra hiç kimsenin ne söyleyeceği laf ne de yapabileceği bir iş kalır” diye konuştu.
“Merkezçek kuvveti var”
Altılı Masa’nın yeniden tek adam rejimi olmasın diye uğraştığının altını çizen DEVA lideri, “Bizim adayımız çıkacak, siyasi taahhütte bulunacak. Genel başkanlardan birisi aday olursa kendi partisinde çoğunluğu olmayacağı için herkes bir arada durmaya mecbur. O yüzden ben bu masanın ‘merkezçek kuvveti’ var diyorum. Şu anda Erdoğan niye Devlet Bahçeli’nin yükünü çekiyor ki? Parlamentoda AKP’nin çoğunluğu olmadığı için… Geçiş sürecini çok önemsiyoruz. (Meclis çoğunluğunu elde edemezsek) 6 ay, 1 yıl, 2 yıl diye düşündüğümüz süreç belki de 5 yıl devam etmek zorunda. Onun için dürüst, sözünde duran bir aday lazım” dedi.
“2017’de keşke konuşsaydım”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği ‘Helalleşme’ konusunda Ali Babacan, zihnine takılı kalan konunun 2017 referandumu olduğunu belirtti ve “O referanduma giderken, 2015’te ‘Ben artık konuşmayacağım çünkü siyaseti bırakıyorum’ diye karar almıştım. Referandumu soranlara bunun yanlış olduğunu söyledim. Fakat kamuoyunun önüne çıkıp açıklama yapmadım. ‘Bu iş yanlış. Başkanlık Sistemi dedikleri bu ucube sistem yanlış’ demedim. Çıkıp konuşsam iyi olurmuş” dedi.
Çok tartışılan Kur Korumalı Mevduat konusuna değinen Babacan “Burada ödenen kur farkıyla faize ödenen rakam 650 milyar ediyor. Tarım desteğinin tamamı 50 milyar TL, bütün çiftçilere verilen destek. Faizle kur farkı 650 milyar… Kimden alınıyor? Ya borçlanılıyor ya da asgari ücret üzerindeki vergiden, 1 kilo peynir alıyorsunuz oradaki KDV’den alınıyor. Büyük bir servet transferi. Onun için fırsat eşitliği, hukuki güvenlik ekonomi için olmazsa olmaz şeyler” açıklamasında bulundu.
“Orta direk yıkıldı”
Ekonominin temelinde güven olduğunu vurgulayan Babacan, “Bizim eylem planlarımızdan en kalını ekonomi, 116 madde var burada. Bir de yargı reformu, 198 madde var. Hukuk güvenliği olmayınca rekabete açık, fırsat eşitliği, şeffaf bir ekonomik düzen kurmanız mümkün olmuyor. O zaman az sayıda insan zengin, çok sayıda insan mağdur oluyor. Şu an bunu yaşıyoruz. Ülkede orta direk yıkıldı” diye konuştu.