Irak’ta Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) yakınlığıyla bilinen Suriye Kürt Ulusal Konseyi’nin (ENKS) sözcüsü Nawaf Reşid, Rudaw’a konuştu.
Reşid, PYD/YPG’nin ağırlıkta olduğu SDG yönetimiyle diyaloğa geçmeleriyle ilgili şunları söyledi:
“Geçmişteki 11 yıllık süreçte birçok şey yaşadık. ENKS’ye, Rojava halkına ve topraklarımıza yönelik ciddi ihlaller oldu. Bunların hepsini bir tarafa bırakmaya hazırız. Nasıl ki El Kaide, El Nusra’ya ardından da HTŞ’ye evrildiyse ve herkesi kabul edeceğini açıkladıysa, Rojava’daki mevcut idarenin de bir dönüşümü sağlaması gerekmektedir.
“Mazlum Abdi, kendisini Kürt temsilcisi görmüyor, Kuzeydoğu Suriye temsilcisi olarak lanse ediyor. ENKS’nin onu kabul etmesi için bundan vazgeçmesi gerekiyor. ‘Ben Kürdüm ve Suriye’deki Kürtlerin temsilcisiyim, Minbic ve Rakka’nın temsilcisi değilim’ demeli.
“Mazlum Abdi, Türkiye’ye ‘Biz PKK’li değiliz’ demelidir”
“Aynı şekilde, Mazlum Abdi, Türkiye’ye ‘Biz PKK’li değiliz’ demelidir ve onlara açıkça ‘Türkiye’ye karşı değiliz’ şeklinde güven verebilmelidir. Kobani ve Rojava’ya yönelik büyük bir askeri tehdit var. Dolayısıyla saldırının önünü almak için Türkiye’ye verilen bahanelerin kesilmesi gerekiyor. Türkiye ile bir güven tesis edilmeden saldırılar durmayacaktır.
“Biz doğrudan müzakerelere hazırız. ENKS buna hazır, ancak öncelikle şartlarımız uygulanmalı. Onlar da bahsettiğimiz üç temel şartı kabul etmelidir. PYD’nin zindanlarında çürütülen ve akıbetleri bilinmeyen onlarca Kürt vardır. Bütün bunlara rağmen biz iki şey istiyoruz: Birincisi, ‘Kürtlerin temsilcisiyiz’ desinler. İkincisi, Türkiye devletine karşı herhangi bir düşmanlıkları olmadığını açıklasınlar. Üçüncüsü, ‘Biz PKK’li değiliz, onlarla organik bir bağımız bulunmuyor’. Kadroları varsa da Rojava’dan çıkartılmalıdır. Şartlarımız bunlar.
“ENKS olarak Esad düştüğünden beri bir saat bile boş durmadık. Şam’daki temsilcimiz Kürtler, Dürzi ve Hristiyan halklarıyla bazı görüşmeler yaptı. Ancak HTŞ ile doğrudan bir görüşmemiz olmadı. Çünkü ENKS tek başına müzakerelere başlamak istemiyor. Rojava’da tarafların anlaşmasını bekliyoruz. Ancak mecburen anlaşma olmazsa HTŞ’yle tek başımıza görüşmek zorunda kalacağız.
“Efrin, Serêkaniye nasıl gittiyse, hangi bahane ile Kürtlerin elinde çıktıysa, aynı bahane yine öne sürülüyor. Türkiye’ye biz ‘saldırılarınızı durdurun’ demeden önce Mazlum Kobani’nin ‘Ben Kürtlerin temsilcisiyim. Ben Rojava’da yaşıyorum. Benim Minbic, Rakka ve Deyrizor ile bir ilgim-alakam yoktur. Ben PKK’li değilim’ demeli ki Türkiye’nin saldırılar için öne sürdüğü bahaneler de son bulsun.”