Hürriyet gazetesinden Burcu Purtul Uçar’ın haberine göre Bakırköy 30’uncu Asliye Ceza Mahkemesi, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Çolak’a ‘sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel saldırı’ suçundan 2 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme, ‘iyi hal’ indirimi uygulayarak cezayı 1 yıl 8 aya indirdi. Mahkeme, cezanın 2 yılın altında olması ve sanığın bir daha suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat oluştuğu gerekçesiyle cezayı erteledi.
Aykırı haber sitesi mülteci karşıtı yayınlarıyla tanınıyor.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 26 Temmuz 2021’de Bakırköy’de meydana gelen olay anlatılmıştı. İddianamede yer verilen müşteki avukat B.K. ifadesinde İstanbul’da serbest avukatlık yaptığını anlatarak “Bir müvekkilim ‘cinsel taciz’ suçundan yargılanarak beraat etti. Medyada müvekkilim hakkında olumsuz haberler çıkmaya devam etti. Doğru haber yapacağını düşündüğüm Batuhan Ç. ile iletişime geçtim. Ataköy’de bir kafede buluştuk. Batuhan Ç. bana kendi dava dosyalarından bahsetti. Ben bu davaları sözleşme yaparak üstlenebileceğimi söyledim. 26 Temmuz gününe ofisimde görüşmek üzere randevu verdim. Büronun terasında görüşüp kahve içtik. Kahve fincanlarını mutfağa götürdüğüm sırada Batuhan Ç. her iki kolu ile gövdemden sararak kendisine çevirdi ve yanağımdan öptü. Ardından dudağımdan öpmeye çalıştı ama buna engel oldum. ‘Ne yapmaya çalışıyorsun’ diyerek kendisine kızdım. Batuhan Ç. özür dileyerek ofisten çıktı” ifadelerini kullanmıştı. Batuhan Ç. ise olaya ilişkin verdiği ilk savunmasında, B.K.’nın kendisine iltifatta bulunduğunu söyleyerek “Bana dünyanın en güzel gülen 10 erkeğinden biri olduğumu söyledi. Müşteki benim internet sitemde yazarlık yapmak istedi. Ben bunu kabul etmedim. Bunun sebebi budur. Bunlar tamamen uydurmadır” demişti.
Savcının hazırladığı iddianamede ise Çolak’ın şikayetçi avukattan özür dilediği yazıyor:
“Katılanın soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki beyanları tutarlıdır. Bunun yanı sıra sanık ile katılan arasında gerçekleşen sosyal medya konuşmaları incelendiğinde sanığın olay nedeniyle katılandan özür dilediği anlaşılmıştır. Sanık özür dileme sebebi olarak katılanın kendisini sürekli rahatsız ettiği ve kurtulmak için olduğunu beyan etmiştir. Bir kişinin kendisini rahatsız eden ve taciz edici davranışlarda bulunan bir başka şahıstan bu sebeple özür dilemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Sanık savunmasının atılı suçtan kurtulmaya yönelik ve gerçeği yansıtmadığı kanaatine varıldığından, ‘sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel saldırı’ suçundan cezalandırılması talep olunur.”
Batuhan Çolak ise twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi:
“Foncusu, parti trolü, Kürtçüsü, Pelikancısı bir olmuş bana saldırıyor. Orada duracaksınız. Asıl tacize uğrayan benim! İnsan evinde otururken nerelere sürükleniyor hepsini anlatacağım. Son dönemde yaptığım haberler nedeniyle üzerime geliniyordu. Birçok kişi de beni uyarmıştı.
Ama bu kadar alçak bir iftiraya bu kadar hukuksuz bir şekilde maruz kalabileceğimi tahmin edemezdim. Soruşturma aşamasında Savcılık makamına verdiğimiz dilekçe somut deliller olmasına rağmen dikkate alınmadı.
Kameraların olduğu bir yerde, kamera kayıtlarını ısrarla istememize rağmen, mahkemenin KARŞI TARAFIN GİZLEDİĞİ kayıtları incelemeden bana atılan iftira doğrultusunda karar vermesinin ne hukuki ne de vicdani bir açıklaması olamaz. (Tarafıma sözlü tacizin yapıldığı alan.)
Bu durum adil yargılama esaslarına aykırıdır. Mahkeme aynı zamanda sanık lehine olan delilleri toplamakla yükümlüdür. Gelin neler yaşanmış konuşalım. Dışa kapalı, aile üyelerim dışında kullanmadığım Instagram hesabından kendisini avukat olarak tanıtan bir şahıs bana ulaştı.
Benimle tanışmak istediğini, çalışmalarımı çok beğendiğini ve dava dosyalarıma ücretsiz bakmak istediğini söyledi. Daha sonrasında aralarda mesaj attı ve asistanı aracılığıyla ofisine davet etti. Kendilerine müsait olmadığımı ve gelemeyeceğimi ifade ettim.
Buna rağmen ısrarla “Akşam ne yapacaksınız” diyerek saat 19.30 gibi davet etti. Davalarımın çokluğundan ve avukat desteğinin iyi olacağını düşünerek ofise gittim. Ofise gittiğimde kendisinden başka hiç kimse yoktu.
Dava dosyalarımdan konuştuk ve kameraların altında ofisin terasında oturduk. Dava dosyaları üzerine konuştuktan sonra, ücret almadan avukatım olmak istediğini bunların karşılığında Aykırı’da yazarlık yapmak istediğini, davalarımı alarak prestij sahibi olacağını söyledi.
Konuşma aralarında sürekli sözlü tacizlerde bulundu. Özel hayatını anlatmaya başladı. Hareketlerinden ve davranışlarından şüpheye düştüm ve çok rahatsız oldum. Kendisine “Siz bana kumpas mı kuruyorsunuz, ne dediğin ne istediğin belli değil.
Yok diksiyonun çok güzel, yok gülüşün şöyle etkileyici, yok şuran böyle diyorsun. Kusura bakma da ben bu tezgaha gelemem” vb sözlerle tepki gösterip ofisinden ayrıldım. Buna rağmen ısrarla aramaya (HTS kayıtlarıyla sabittir) mesajlar atmaya ve aile huzurumu kaçırmaya devam etti.
Tüm kanallardan şahsı engelledim. Savcılığa “Beni öpmeye çalıştı” diye şikayetçi oldu. İlk ifademden bu yana kamera kayıtlarını (ofis içi, ofis terası) talep etmemize rağmen bunlar verilmedi. HTS kayıtlarını isteyince ifadesini değiştirerek, kendisinin beni aradığını kabul etti.
Mahkeme emniyete görüntülerin alınması için talimat verdi. Ofise giden polise kimse kapıyı açmadığı gerekçesiyle, iftiranın çökeceği somut deliller de alınamadı! İşte ispatı:
Mahkemenin ceza vermesi halinde konuyu istinafa götürüp bu iftirayı açığa çıkarabilmek için özellikle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmedim.
Davada açık ihlal ve çelişkiler vardır: – Delil karartma, gizleme – Israrlı arayışlar ile ofise çekme – Ofiste çalışanların bulunmayışı – Görüntüleri almak için ofise giden polislere kapı açılmayışı – Tüm aramaların ve ofis davetinin şüpheli tarafından başlatılmış olması
Ve en önemlisi hakkımda şikayetçi olup, haber yaptırmak için kuruluş kuruluş gezen şahıs, Taksim’de fuhuş amaçlı çalıştırılan Faslı kadınların avukatlığını yapıyor, bunu da yeni öğrendik. Bu kumpasın altında her kim varsa bu yargıya rağmen tüm gücümle mücadele edeceğim.
Konu ile ilgili yargı süreci devam etmekte olup iftira atan ve bu doğrultuda yalan haber yapan herkesle yargı önünde sonuna kadar savaşacağım.”