AKP ile MHP, seçim kanunu teklifini muhalefet cephesinde güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş için kurulan 6’lı masanın seçim ittifakına dönüşebileceğine ilişkin beklentinin iyice yükseldiği bir dönemde meclis gündemine taşıdı.
Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin yol haritasına 28 Şubat’ta Ankara’da imza koyan CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA liderleri ilk seçimlerde sadece cumhurbaşkanını değil parlamentodaki AKP-MHP çoğunluğunu da değiştirmeyi hedefliyorlar.
AKP ile MHP’nin seçim kanunu teklifinin, muhalefetin bu hedefini suya düşürme planı ile hazırlandığı ortada. Çünkü teklifle AKP ile MHP, 2018’deki “ittifak yasası”yla uygulamaya giren ve ittifakları öne çıkaran düzenlemeden geri adım atıyor. Amaç; daha fazla milletvekili çıkarmak.
2018 seçimlerinde, mevcut düzenleme gereğince ittifakların milletvekili sayısının hesaplanmasında ittifakın aldığı toplam oy esas alındı. İttifakın kazandığı toplam milletvekili sayısı, ittifak yapan partiler arasında her birinin aldığı geçerli oya bölünerek paylaştırıldı.
Yeni seçim kanunu teklifinde ise seçim barajı yüzde 10’dan yüzde 7’ye çekilirken, ittifakın yüzde 7’lik seçim barajını geçmesi koşuluyla her partinin milletvekili sayısının, ilgili seçim çevresinde aldığı oy oranına göre hesaplanması öngörülüyor.
Peki; siyasi partilerin ittifak nedeniyle ülke barajına takılmadan milletvekili çıkarmasının önünü de açan bu hesap, Cumhur İttifakı’nın karşısındaki Millet İttifakı’nı ya da Millet İttifakı’na katılması muhtemel DEVA ve Gelecek partilerini nasıl etkileyebilir?
“MHP bunu nasıl kabul etti?”
Seçim sistemlerini, partileri, parlamentodaki milletvekili dağılımlarını en iyi analiz eden isimlerin başında gelen kamuoyu araştırmacısı Tarhan Erdem yeni seçim kanunu teklifi ile Cumhur İttifakı’nın bir çeşit “mühendislik faaliyeti”ne giriştiği değerlendirmelerini yerinde buluyor.
Erdem en çok DEVA ile Gelecek partilerinden yükselen bu değerlendirmelerin bir adım ileriye taşınması gerektiğini söylüyor:
“İttifak ruhunu ortadan kaldırmaya çalışmakla yetinmiyorlar. İttifak ortağı olan büyük partilerin lehine bir mühendislik faaliyeti, hile yapıyorlar. Böyle kanun teklifi mi olur? MHP bunu nasıl kabul etti anlaşılır gibi değil. MHP barajı geçsin, AKP daha çok oy alsın hesabı yapıldığı açık. DEVA, Gelecek, Saadet ya da Demokrat Parti ittifakın içindeyken mi yoksa dışındayken mi daha fazla oy alacağının hesabını yapabilir. Ama ittifakın dışına çıkmak kimseye çok fazla güç katmaz. Ortada, herkesi güçlendiren, ayakta tutan bir birliktelik ruhu var.”
Tarhan Erdem’e göre muhalefet partilerinin ittifakta kalmayı tercih etme olasılığı daha yüksek:
“Oy oranı daha yüksek olan İyi Parti’nin ittifaktan kopacağı hesapları yapılabilir ama son kertede İyi Parti ittifaktan ayrıldığında bir seçim bölgesinde daha fazla milletvekili çıkarma olasılığını artırsa da Türkiye genelindeki oylarında kayıp yaşayabilir. Yani ortada; ittifakları bozmayı gerektirecek bir durum yok görünüyor.”
Erdem, seçim kanunu teklifinin yasalaşması halinde 600 milletvekilli parlamentoda sadece 8-10 milletvekilinin AKP-MHP lehine yerinin değişebileceğini söylüyor:
“Önemli olan iktidar ile muhalefetin ne kadar oy alacağı. Seçim kanunu bir yere kadar milletvekili dağılımını etkileyebilecek. Önemli olan vatandaşın iktidarı göndermeye kararlı olup olmadığı. Asıl bunun hesabını yapmak gerekiyor.”
Muhalefet kendinden emin
AKP ile MHP’nin seçim kanunu teklifi bugün muhalefetin her partisinde değerlendiriliyor ama çok da ciddiye alınmış değil. CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek neden ciddiye almadıklarını anlatırken, Cumhur İttifakı’nın daha fazla milletvekili çıkarma hesabı yapacak kadar bir korku yaşadığını seçim kanunu teklifiyle kamuoyuna duyurduğunu söylüyor.
Erkek, “Biz, demokrasi ittifakıyız. Hesaplarımız değişmez. Türkiye’ye hukuk devletini getirme sözümüz var. Bu sözden kimsenin dönmeyeceği de ortada. Demokrasi ittifakı seçim ittifakına dönüşür mü, onu zaten seçim tarihi yaklaştıkça göreceğiz” diyor.
İyi Parti, daha çok MHP’yi hedef almış durumda. İyi Parti’nin Millet İttifakı’ndan ayrılabileceğine dönük öngörülere “O zaman MHP de Cumhur İttifakı’ndan ayrılır” tarzı karşı çıkışlar yükseliyor parti yönetiminden.
İyi Partili Aytun Çıray, “Herkesin oyu kendine sayılacaksa bu Cumhur İttifakı için de geçerli. İttifakları kanunla bozan bir teklif var karşımızda. Herkes inceliyor. Ülke için en doğru karar verilecektir” diyor.
“Küçük parti değiliz”
DEVA ve Gelecek de, seçim kanunu teklifinin yasalaşmasının yeni bir durum yaratmayacağını öngörüyor. “Her şeyden önce biz küçük parti değil, yeni partiyiz” diyen DEVA’lı Mustafa Yeneroğlu, öngörülen sistemin ittifaklar içindeki büyük partileri daha çok etkilediğini, bu yüzden seçim kanunu üzerinde onların daha geniş değerlendirme yapabileceğini söylüyor. Seçim kanunu teklifi, DEVA’nın 6’lı masaya yaklaşımını değiştirmiş değil.
Millet İttifakı içinde olmayan DEVA Partisi, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş için muhalefetle birlikte çalışma motivasyonunu sürdürüyor. Bu motivasyonun henüz seçim ittifakına dönüşmediğine vurgu yapan parti yönetimine göre şimdilik kesin olan tek şey var. O da; muhalefet cephesinin cumhurbaşkanlığına ortak aday çıkarma kararlılığı.
Gelecek Partisi’nden de AKP ile MHP’ye sert çıkışlar sürüyor. “Bizi CHP ve İyi Parti listelerinden seçime girmeye zorluyorlar” diyen Gelecek Partili Selçuk Özdağ, “Anlaşılan MHP de, AKP listelerinden girecek seçime. Ama biz zorlama kabul etmiyoruz. Küçük partilerden kasıt MHP’dir” diyor.
Anlaşılan; seçim kanunu teklifine dönük ayrıntılı hesaplar hem iktidar hem de muhalefet cephesinde daha çok yapılacağa benziyor. 6’lı masa yoluna devam ediyor. 27 Mart’ta DEVA lideri Ali Babacan’ın vereceği akşam yemeğinde biraraya gelecek parti liderlerinin masadan nasıl bir hesapla ayrılacağı kritik.