Avlaremoz sitesinden Ali Haligua’nın yazısını aktarıyoruz.
Türkiye gazetesi bugün “Gazze’de 4 bin Türkiyeli katil! Soykırım suçuna ortak oldular…” başlıklı bir haber yayımladı. Türkçe internette Türkiyeli Yahudilere karşı ayrımcılık ve nefret söylemi neredeyse norm halini alırken hiçbir kaynağa dayanmadan böyle bir “haber” yapan Türkiye gazetesi Türkiye’de yaşayan bir avuç Yahudiyi hedef göstermekten çekinmedi.
Yılmaz Bilgen imzalı haber kaynak olarak Türkiye gazetesini gösterirken, “Türk pasaportu taşıyan 4 bin Siyonist… 7 Ekim’den bu yana en az 65 Türk vatandaşı Musevi Gazze’de öldürüldü; 110’u da yaralandı” gibi, İsrail devleti ya da İsrail ordu kaynakları yayınlamadıkça ulaşılması neredeyse imkansız bilgilere haizmişçesine rahat yayınlıyor. İsrail’in Gazze’yi işgalinden bu yana, 315 askeri öldü, hiçbirisinin Türkiye kökenli olduğuna dair bir haber yapılmadı.
‘Bize de mi güvenmiyorsunuz’ minvalinde haberin içinde sadece bir yerde “gazetemize bilgi veren resmî kaynaklar” diyerek en azından kaynak kelimesini kullanan gazete, “4 bininin Türk pasaportu taşıdığı belirlendi. Bunların 400’ünün Türkiye’den gittiği öğrenildi. İsrail’de 250 bin Türk pasaportu taşıyan kişi yaşıyor. Türkiye’de ise 20 bin civarında hem Türk hem İsrail vatandaşı Musevi bulunuyor” gibi, Türkiyeli Yahudilerin ve Türkiyeli Yahudiler üzerine çalışan akademisyenlerin yıllardır arayıp da bulamadığı rakamları bildiğini iddia ediyor.
Bildikleri bunlarla da sınırlı kalmayan gazete, “geri hizmet ve rezerv asker ve gönüllüler ile birlikte bu sayının 10 bini aştığı kaydediliyor… İsrail’in ‘Demir Kubbe’ sisteminin başındaki generalin de bir Türkiyeli olduğu öğrenildi” gibi iddialı bilgileri yine hiçbir kaynağa dayanmadan bizlerle paylaşıyor. “Türkiyeli generalin” adı gibi temel bilgileri de tabii ki haberde paylaşmıyor. Savaş suçlarına ortak olduğu iddia edilen bu Türkiye vatandaşının adını neden gizli tuttuğunu bilemediğimiz haber, bizi yine kaynak göstermeden Türkiyeli Yahudiler ile ilgili ‘veriye’ boğmaya devam ediyor.
Türkiyeli Yahudi nüfusa dair benim ulaşabildiğim tek veri ise, Türkiye’de on bin civarında Yahudi yaşadığı. Son 10 yıl içinde dünyanın çeşitli ülkelerine göç veren Türkiye’den, Yahudi Türkiyelilerin de büyük oranda göç ettiği bilinen bir gerçek. Sadece bu basit bilgi dahi gazetenin haberdeki iddialı rakamları nereden bulduğuna dair merakımızı artırıyor. İsrail’e göçen Türkiyeli Yahudilere dair ise İsrail devleti verileri mevcut. En son 2021’de güncellenmiş verilere göre, 2020’de 95, 2021’de ise 122 Türkiyeli Yahudi İsrail’e göçmüş.
Haber hızını almışken bizleri bilgilendirmeye devam ediyor: “Anlaşma gereği İsrail’in de aralarında bulunduğu 12 ülkede askerlik yapan çifte vatandaşlar Türkiye’de askerlikten muaf oluyor… Türkiye’de yaşayan ve askerlik tercihini İsrail’den yana kullanan Yahudiler çoğunlukta” diyor. Türkiye gazetesinin bu konuda neden Türkiye devletine hesap sormadığını, sözü geçen anlaşmanın iptali için baskı yapmadığını yine bilemeden haberi okumaya devam ediyoruz.
Haber, herhalde heyecan dozunu artırmak için olsa gerek, “Edinilen bilgiye göre bu kişiler, Türkiye’den değil, deşifre olmamak için üçüncü ülkeler üzerinden ve farklı kimlikler kullanarak İsrail’e geçti” gibi James Bond filmi tadında hikayeleri de yine bilgiymiş gibi paylaşıyor. Habere göre, “Türkiye’den gidecek olanlara maddi destek ve İsrail’de de geniş imkanlar sunuluyor… Türkiye’den gidenlere önemli görevler veriliyor.” Türkiye’den gideceklere neden öncelik verildiği, onlara diğer ülkelerden gidecek Yahudilerden farklı davranıldığı haberde açıklanmamış olsa bile, bu Yahudilerin en azından Bilgen’in kafasında Türkiyeli olmanın forsu ve gururunu yaşadıkları açık. Türkiye devletine savaş suçlarına karışan vatandaşlarını yargı önüne çıkarması için baskı yapmak ya da savcıları göreve çağırmak yerine Yahudi nefreti ateşine odun taşıyan Türkiye gazetesi ırkçı/ayrımcı dili ile tanınıyor.
Bitti mi?.. Bitmedi!
Yukarıdaki haber, Türkiye gazetesinin bir hafta içerisinde Yahudilerin amaçları, niyetleri ve yapıp ettiklerine dair hiç kaynak olmadan, istihare yoluyla yaptığı ikinci haber. Araştırma ve bilgilendirme ateşiyle yanan Türkiye gazetesi muhabiri Yılmaz Bilgen bir hafta önce de “Yahudilerin gözü Anadolu’da! Kürdistan haritasını Siyonist çizdi” diye harika bir habere imza atarak yine nereden geldiği belli olmayan bilgileri bu sefer “araştırmacı Ali Bademci” üzerinden aktarıyor. Bademci’nin kaynakları yine bir sır olarak kalsa da haberi okuyanlar “hedef, Suriye’nin doğu ve kuzeyi, Irak ve Türkiye’nin güneyini içine alan Kürdistan kurdurup bunu İsrail ile birleştirmek” gibi fantastik cümleleri bir arada görme şansına sahip oluyorlar.
Bu vitamin dolu haberde sayın Bademci “Siyonistler Irak ve Suriye’yi de içerisine alan sözde vadedilmiş topraklarda kuracakları devletin Akdeniz’e inmesi ile ilgili 100 senedir plan ve program yapıyor. PKK falan sadece onları amaçlarına götüren birer maşa. Bütün hesap Suriye’nin doğu ve kuzeyi ile birlikte Irak ve Türkiye’yi de içine alan siyonist işgal haritasını sıcak sulara indirmek ve bölge ile İsrail’in bağlantısını sağlamak” gibi bilgiler paylaşırken benim kafam karışıp başım dönmeye başlıyor.
Sıcak denizlere inmeye çalışan Ruslar değil miydi? İsrail zaten Akdeniz kıyısında değil mi? gibi çılgın soruları bir kenara bırakıp sizleri sayın Bademci’nin engin vizyonuyla baş başa bırakıyorum: “Şanlıurfa, Gaziantep, Osmaniye, Adana ve İskenderun-Hatay güzergahında binlerce tapu kayıp. Birçoğu şeytani hilelerle el değiştirdi. Osmanlıdan beridir bu toprakların asli sahipleri ve nasıl el değiştirdiğini raporluyorum. Burada gizli saklı işler dönüyor. İsrail bu topraklara göz koydu. Sadece Hatay-İskenderun değil Türkmen dağı da büyük tehdit altında. Öyle şeytani metotlarla arazi topluyorlar ki bazen arazi sahibi bile toprağının elinden nasıl çıktığını bilmiyor.”
Pek umudumuz olmasa da Türkiye gazetesini evrensel gazetecilik ilkeleri doğrultusunda yayın yapmaya, nefret ve ayrımcılığın gözlerini kör etmesine izin vermemeye çağırıyoruz.