Macron, dün Avrupa Parlamentosundaki konuşmasında Rusya ile diyaloğun gerekli olduğunun altını çizerek, “Manipülasyonlara ve müdahalelere karşı dürüst ve talepkar diyalog olmalı.” dedi.
“Almanya ile Normandiya formatı kapsamında Ukrayna’daki krize siyasi çözüm bulmaya çalışıyoruz.” diyen Macron, Avrupa’nın gelecek haftalarda yeni “istikrar ve güvenlik” stratejisi belirlemesi ve bunu Rusya’ya önermesi gerektiğini söyledi.
Macron’un ABD’den ayrı olarak AB olarak diyalog çağrısında bulunması iki kıtada da şaşkınlığa sebep oldu, Ukrayna’yı ise kızdırdı. Tepki toplayan açıklamaya Ukrayna Başbakanı Kaja Kallas, ABD ve Fransa liderlerinin açıklamalarının endişe verici olduğunu söylerek cevap verdi:
“Şu anda müttefiklerimiz Rusya’nın taleplerini ciddi ciddi değerlendiriyor. Bence bu tehlikeli ve endişe verici çünkü müttefikler bu tür sinyaller verdikçe Rusya daha önce hiç talep etmediği şeyleri talep ediyor.”
Financial Times’a göre Macron’un danışmanları “Fransız liderin açıklamasını tekzip etti ve ABD’nin öncülük ettiği Rusya müzakerelerine bağlı kalındığını ifade etti”
Çarşamba günü, Başkan Biden bir basın toplantısında Putin’in Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda “ciddi ve ağır bir bedel” ödeyeceğini söylemiş, ancak bunun Rusya’nın bu konuda nasıl gittiğine bağlı olabileceğini de belirtmişti
Biden, “küçük” bir saldırının ABD ve müttefiklerinden daha zayıf bir yanıt getirebileceğini ima ederek Ukrayna’yı kızdırmıştı:
“Küçük bir saldırıysa ve ne yapıp yapmamamız konusunda kavga etmek zorunda kalırsak bu başka bir şey”
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky bu sözlere tweetle cevap verdi: “Büyük güçlere hatırlatmak isteriz: küçük istila, küçük ulus diye bir şey yoktur. Tıpkı kayıpların ve sevdiklerinizin kaybından kaynaklanan kederlerin küçük olamayacağı gibi. Bunu büyük bir gücün Cumhurbaşkanı olarak söylüyorum.”
“NATO’daki görüş ayrılığının ifşası”
BBC’den Barbara Plett-Usher Biden’ın gafını “Biden’ın, Ukrayna konusunda NATO’nun kamuoyu önünde verdiği birlik mesajının perde arkasında geçerli olmadığını ifşa etti” diyerek yorumladı:
“ABD’li yetkililerin ve NATO müttefiklerinin, Biden’ın ittifaktaki görüş ayrılıklarını böylesine açık bir şekilde ortaya koymasından mutlu olduğunu sanmıyorum. Kamuoyu önünde usanmadan verilen mesaj, birlik ile ilgiliydi. Fakat ABD Başkanı bunun altındaki çatlakları ifşa etti ve Putin’e, bir istila için yeşil ışık yakıp yakmadığına dair bir soru işaretine sebep oldu”
Biden sonradan bu sözlerine açıklık getirerek “Bölgeye yığılan Rus askeri birlikleri Ukrayna sınırını geçerse bu bir işgaldir.” dedi.
Sınıra yaklaşık 100.000 asker yükleyen Rusya bir işgal planlandığı iddialarını reddediyor.
Sosyal ve uluslararası medyada yayınlanan görüntülerde, Rus ordusunun Ukrayna sınırına yakın mesafede talim yaptığı ve Rusya’ya ait kısa menzilli balistik füze ve tankların ülkenin doğusundan Ukrayna sınırına taşındığı görüldü.
Ukrayna yönetimi, Türkiye’nin arabuluculuk teklifine yeşil ışık yapan bir açıklama yayınlamıştı. Daha önce farklı ülkelerin ev sahipliği yaptığı Ukrayna-Rusya-AGİT Üçlü Temas Grubu toplantısının bu sefer İstanbul’da yapılması için görüşmelerin devam ettiği, toplantıya daha önceki katılımcılar Rusya, Ukrayna, AGİT, Donbas’tan temsilcilerin katılacağı belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün El Salvador lideriyle yaptığı ikili basın toplantısında, Putin’in Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştireceğini söyledi ve ekledi:
“Temennimiz odur ki sayın Putin’le Zelenskiy’i bir araya getirebilmek ve yüz yüze bir görüşme yapmalarını temin etmek.”
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken bugün yaptığı açıklamada, “Baştan sona çok net olduk,” dedi ve Rusya’nın Ukrayna’ya herhangi bir müdahalesinin ABD ve müttefiklerinden “hızlı, sert ve birleşik bir yanıt” ile karşılanacağını da sözlerine ekledi.
Putin’in amacı ne? “NATO’nun genişlemesine misilleme”
Vladimir Putin, Ukrayna’nın NATO’ya katılmasına asla izin verilmemesi ve savunma ittifakının Doğu Avrupa’daki askeri faaliyeti bırakması konusunda Batı’dan bir dizi talepte bulunuyor
Rusya Devlet Başkanı uzun zamandır ABD’nin 1990’da verdiği ve NATO’nun daha doğuya genişlemeyeceğine dair verdiği bir garantiyi bozduğunu iddia ediyordu. Geçen ayki basın toplantısında da kızgınlığını ” Basitçe bizi kandırdılar!” diyerek ifade etti.
Rivayetler, o zamanki Sovyet lideri Mihail Gorbaçov’a tam olarak ne vaat edildiği konusunda farklılık gösteriyor. Yine de Putin bu garantinin verildiğine inanıyor.
O zamandan beri, eskiden Sovyetler Birliği’nin veya onun etki alanının bir parçası olan birkaç orta ve doğu Avrupa ülkesi NATO’ya katıldı. Rusya bunlardan Polonya, Litvanya, Letonya ve Estonya ile sınır komşusu.
Rusya, bu genişlemenin ve sınırlarının yakınında NATO birliklerinin ve askeri teçhizatın varlığının bulunmasının kendi güvenliğine doğrudan bir tehdit olduğunu savunuyor.
Ukraynalıların Rusya yanlısı cumhurbaşkanını devirmesinin ardından Rusya, 2014 yılında güney Ukrayna’daki Kırım yarımadasını ele geçirip ilhak etmişti. O zamandan beri, Ukrayna ordusu doğuda Rusya sınırlarına yakın bölgelerde Rus destekli isyancılarla bir savaş durumunda.
14 bin kişinin hayatını kaybettiği ve en az iki milyon insanın evini terk etmesine neden olan çatışmanın yeniden alevlenmesine ve Rusya ordusunun sınırı geçeceğine dair endişeler sürüyor.