Slovenya hükümetince yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletlerin (BM) yargı organı UAD’de, BM Genel Kurulu Özel Siyasi ve Dekolonizasyon Komitesi’nin 30 Aralık 2022 tarihli kararıyla talep ettiği, İsrail’in, işgali altındaki Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alınacağı danışma duruşmalarında, Slovenya’nın 24 Şubat’ta görüş bildireceği belirtildi.
Slovenya hükümetinin, söz konusu kararı aldığı oturum sonrası yerel medyaya açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Tanja Fajon, “Bu, bölgede onlarca yıldır işlenen ve korkunç sonuçları bugün hala görülebilen, iddia edilen çok geniş bir ihlaller yelpazesidir” dedi.
Fajon, Gazze ve Batı Şeria’da yaşanan son olayların ışığında Slovenya’nın, bu işlemlere aktif olarak katılmaya ve görüşlerini UAD önünde sunmaya karar verdiğini söyledi.
“Slovenya, Güney Afrika ile İsrail arasındaki davayı yakından takip ediyor”
Güney Afrika’nın UAD’de İsrail’i Gazze’de soykırım işlemekle suçlayarak açtığı davaya yönelik de Fajon, şu değerlendirmede bulundu:
“Görüşmeler henüz Güney Afrika ve İsrail dışında herhangi bir devletin müdahale edebileceği aşamada değil. Slovenya, UAD önünde Soykırım Sözleşmesi’nin ihlal edildiği iddiasıyla Güney Afrika ile İsrail arasındaki davayı yakından takip ediyor.
Yasal argümanlara dayanarak daha fazla bilgi elde edildiğinde bu özel davaya müdahil olmaya karar vereceğiz. Slovenya, hem Ukrayna hem de Filistin davasında Soykırım Sözleşmesi’nin ihlaline ilişkin davaları desteklemektedir. Uluslararası hukukun savunucusu olarak Slovenya, UAD’nin çalışmalarını tam olarak destekliyor ve Divan’ın bu davayı mümkün olan en kısa sürede karara bağlamasını umuyor.”
BM Genel Kurulu görüş istemişti
BM Genel Kurulu Özel Siyasi ve Dekolonizasyon Komitesi 30 Aralık 2022 tarihli kararında UAD’den, 1967’deki savaştan bu yana İsrail’in faaliyetleri sonucunda Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkının reddedilmesinin yasal sonuçları hakkında görüş bildirmesini talep etmişti.
BM Genel Kurulu, UAD’ye yönelttiği ilk soruda “İsrail’in Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal etmesinden, Kudüs’ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik tedbirler de dahil olmak üzere 1967’den bu yana işgal altında tuttuğu Filistin topraklarını uzun süreli işgal, yerleşim ve ilhak etmesinden ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinden kaynaklanan hukuki sonuçlar nelerdir?” ifadelerini kullanmıştı.
UAD’den danışma görüşü vermesi istenen ikinci soru ise “İsrail’in yukarıdaki belirtilen politika ve uygulamaları işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilemektedir ve bu statünün tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için doğurduğu hukuki sonuçlar nelerdir?” şeklinde ifade edilmişti.
Türkiye de yazılı beyanda bulundu
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 57 ülke ve uluslararası kurum, danışma görüşü verilecek sorular hakkındaki kendi tutumlarını içeren yazılı beyanları UAD’ye sunmuştu.
Merkezi Hollanda’nın idari başkenti Lahey’de bulunan UAD, birden fazla devlet arasında çıkan çekişmeli davalara bakmasının yanı sıra BM organları ve diğer özel kurumlarının sorduğu sorular hakkında bağlayıcı olmayan danışma görüşü verebiliyor.
UAD, 2004’teki bir danışma görüşünde, İsrail’in Filistin’de işgal ettiği topraklarda inşa ettiği duvarın uluslararası hukuka uygun olmadığını bildirmişti.