The Washington Post, Türkiye ekonomisinin durumu ile Osman Kavala’nın dört yılı aşkın tutukluluğunun birlikte mütalaa edilmesi gerektiğini ele alan bir editoryal yorum yayımladı.
“Erdoğan’ın keyfi yönetimi, ulusunun para biriminin hem manevi hem de ekonomik anlamda devalüe olmasına sebep oluyor” cümlesiyle başlayan yorumda şöyle deniyor:
“Yüzeysel bakıldığında, Türkiye’deki güncel en büyük iki ana hikâye arasında özel bir bağ yok gibi görünüyor: 1- Hükümetin muhalif hayırsever Osman Kavala’ya zulmü; 2- Liranın baş döndürücü çöküşü. Ama aslında ikisi de aynı sebepten kaynaklanıyor: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın keyfi ve kaprisli yönetimi.
“Gerek ülke içinden gerekse de ülke dışından gelen baskılar Erdoğan’ı rotasını değiştirme konusunda iknaya yetmezse, ülkesi geri dönüşü olmayan siyasi ve ekonomik zararlara uğrayabilir.”
Yazıda daha sonra Osman Kavala ile ilgili bazı bilgilere yer veriliyor:
“Türkiye, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nde eğitim gören 64 yaşındaki Kavala, ülkesindeki liberal sivil toplum kuruluşlarında uzun bir faaliyet geçmişine sahip. Türk hükümeti onu 2013’te ülke genelindeki protestoları finanse etmekle ve başarısız/kanlı 2016 darbe girişimini desteklemekle suçluyor.
“Hakkında henüz kesin hüküm verilmemiş olan Kavala suçlamaları reddediyor ancak yine de 2017’den beri tutuklu yargılanıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Aralık 2019’da onun serbest bırakılmasına karar verdi, ancak Türkiye kararı uygulamayı reddetti.”
10 büyükelçinin Ekim ayı sonunda yayımladığı ortak mektuba değinilen editoryal yorum yazısında daha sonra şöyle deniyor:
“Yine bir Türk mahkemesi, Kasım ayı sonlarında Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi, karar Avrupa Konseyi’nin Türkiye’yi yakında uluslararası hukuku ihlal ettiğini resmen ilan edebileceği konusunda uyarmasına neden oldu.
“Bu arada, daha önceden Türkiye’nin merkez bankasını doğrudan kontrolü altına almış olan Erdoğan, enflasyonla mücadele için katı ekonomik önlemler yerine, bir dizi faiz indirimi emri verdi. Siyasi İslamcı olan Türk cumhurbaşkanı, bu garip politikayı haklı çıkarmak için faizi haram kılan İslami doktrini işaret etti; bu politikanın da Türkiye’nin ihracatını artıracağı ve böylece büyümeyi canlandıracağı iddiasında bulundu.”
DÇM modeli, dalgalanan Türk lirası, %36’ya ulaşan enflasyon ve son olarak BDDK’nın gazeteciler, ekonomistler ve eski merkez başkanı hakkındaki suç duyurusundan söz edilen yazı şu cümlelerle bitiyor:
“Kısacası, Erdoğan’ın son icraatları Türkiye’yi tek adam yönetimi konusunda uyaranların korkularını doğruluyor. Erdoğan’ın Absürt ekonomik fikirleri milletin servetini yakıyor. Sağlıklı bir demokraside, böyle bir felaketten sorumlu olan sınır tanımaz bir lider denge ve denetim mekanizmasına tâbi tutulurdu. Ama Bay Kavala’nın da tanıklık ettiği üzere, Türkiye sağlıklı bir demokrasiden uzaktır.”