İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugünkü (30 Mart) TBMM grup toplantısındaki konuşmasında polislerin sorunlarına da yer vermişti.
Akşener konuşmasında, şu ifadeleri kullanmıştı:
“Emniyet teşkilatımızın emeğini sömürüyorlar. Sözde getirdikleri, 8/24 çalışma sistemiyle ilgili, hâlâ bir ilerleme yok… Aradan 2 yıl geçmesine rağmen, polislerimiz hâlâ, ‘12/24’ ve ‘çakma 12/36’ diye ifade edilen sistemlerle görevlerini yapmaya, devam etmek zorundalar. Bu uygulamanın sonucunda da polislerimiz, 657 sayılı devlet memuru kanuna tabii olan, diğer memurlardan ortalama 2040 saat, daha fazla çalışıyor. Üstüne üstlük bu çalışma saatleri aile yaşam kalitesini ve iş tatminini düşürüp, tükenmişlik hissini, ve psikolojik rahatsızlıkları da beraberinde getiriyor.”
“AK Parti’nin nefes alan her canlısına verilen koruma polis memurlarının çektiği eziyeti size anlatamam”
“Burada kişisel olarak dinlediğim pek çok polis memurundan bizzat dinlediğim özellikle AK Parti’nin nefes alan her canlısına verilen koruma polis memurlarının çektiği eziyeti size anlatamam. Psikolojik baskı mı dersiniz çocuklarına baktırmak mı dersiniz, uşak gibi kullanmaya çalışmak mı dersiniz; bunlara karşı direnç gösterenlerin ortalıkta bırakılıp otomobilden yolun ortasında bırakılmasını mı dersiniz… O insanların o AK Partili kibirli kişiler tarafından marabanın ötesinde köle gibi görüldüğünün ve döndükleri dairelerine bu ilgili kişi tarafından haklarında en küçücük olumsuz kelime söylendiğinde hayatlarının en ağır psikolojik eziyetine katlanmak zorunda kaldıklarını mı dersiniz; nefes alan her canlıya AK Parti içinde bir koruma verme şımarıklığına mı dersiniz… Ben böyle bir şey görmedim. Böyle vahim bir kibirlilik! 28 yıldır aktif politikadayım böylesini hiçbir dönemde görmedim. Bunu milletin adamı olup milleti unutmuş olan Sayın Erdoğan’ın dikkatine sunuyorum. Çevrenize, sağınıza, solunuza dikkatle bakınız.”
“Her konuda olduğu gibi bu konuda da kulaklarının üzerine yatıyorlar”
“Peki, bu vahim durum karşısında, Bay Kriz ve ‘usta’ İçişleri Bakanı ne yapıyor? Hiçbir şey… Her konuda olduğu gibi, bu konuda da kulaklarının üzerine yatarak, hiçbir sorun yokmuş gibi davranarak, intihar eden evlatlarımızın, bir değeri yokmuş gibi, umursamaz tavırlar takınarak, kendi kurdukları kirli düzeni, sürdürmeye aynen devam ediyorlar.”
“Türkiye’nin müstakbel başbakanı olarak söz veriyorum: Bunlara asla izin vermeyeceğiz”
“Ben, bu kürsüden sizlere; Devletimizdeki yerinizi ve öneminizi iyi bilen bir insan olarak, Eski bir bakanınınız olarak, İYİ Parti’nin Genel Başkanı ve Allah nasip eder, milletimiz de takdir ederse, Türkiye’nin müstakbel başbakanı olarak, söz veriyorum: Buna asla izin vermeyeceğiz! Kahraman Türk Polisi’nin değerini, sadece şehit olduğunda bilen, bu köhnemiş zihniyeti mutlaka değiştireceğiz!”
Soylu’dan Akşener’e cevap: “Seni en iyi biz biliriz”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İYİ Parti lideri Akşener’in bu sözlerine Twitter’dan yayınladığı açıklama ile cevap verdi.
“Yapmak istediğin şey, bir FETÖ senaryosu”
Akşener’e “Zafiyet Hanım” diyerek seslenen Soylu, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin bugünkü huzur ortamında sadakat ve fedakarlıklarıyla katkısı büyük olan emniyet teşkilatımızı istismar kampanyasına 15 Temmuz öncesi gibi kendisini ’müstakbel başbakan’ atayan Zafiyet Hanım da katılmış. Polisimize, Cumhurbaşkanı aday adayı ve avanesi ile uyuşturucu taciri karalamasına, küçük ortağınız HDP tarafından ’beyaz toros’ suçlamasına ve FETÖ’cülerin alçak iftiralarına, meczupların saldırılarına ses çıkaramayan Akşener; anlıyorum ki Gaziantep’teki kaptagonculardan kurtulamamış. Şehit ailesine küfreden müptezeli koruyan çok kıymetli devlet büyüğü, çok kıymetli kendi kendini atayan ’müstakbel başbakan’, o kadar zayıf oynuyorsun ki daha önce söyledim seni en iyi biz biliriz, seni en iyi bildiğimizi de en iyi sen bilirsin. Emniyet teşkilatımız her an başarıdan başarıya koşarken kahraman polisimiz ağzına hiç yakışmıyor. Son üç yıldır TÜİK araştırmasında kamu hizmetlerinde vatandaş memnuniyetinde 1. sıra asayiş hizmetleri. Tüm araştırmalarda terör, ülkemiz sorunları arasında artık en alt sıralarda. Türkiye’nin en güvenilir kurumları arasında polis en ön sıralarda. Yapmak istediğin şey, bir FETÖ senaryosu: Türkiye’nin en güvenilir noktasına saldırmak. Başaramayacaksın Zafiyet Hanım…”
Ayrıca Soylu’nun açıklamasında yer alan “Seni en iyi biz biliriz, seni en iyi bildiğimizi de en iyi sen bilirsin” ifadesi de dikkat çekti.
İYİ Parti’den Soylu’ya cevap: ‘Kifayetsizliğin ve seviyesizliğin’ hiçbir idareciye bir şey katmayacağını ve yakışmayacağını hatırlatarak ilan etmek isteriz
Soylu’nun açıklamasına bir cevap da İYİ Parti’den geldi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Sayın Genel Başkanımız, bugün, partimizin grup toplantısında, Emniyet Teşkilatımızın çalışma şartları, sorunları ve özlük haklarına dair hatırlatma ve uyarılarda bulunmuştur. Mesai saatlerinden, ekonomik sorunlarına, maruz kaldıkları mobbingten, yeni yayınlanan ve tartışma yaratan yönetmeliğe kadar birçok konuda yaşanan sorunların, Emniyet Teşkilatımızın moral ve motivasyonunu olumsuz etkilediği, herkesin malumudur. Etkili konuşmaktan daha önemlisi etkili dinleyebilmektir. Etkili dinlemekten de önemlisi dinlediğini anlayabilmektir.
Bu tespit ışığında; Genel Başkanımızın teşkilat mensuplarına tercüman olan sözleri, bizzat teşkilatın amiri konumundaki İçişleri Bakanı tarafından belli ki anlaşılmamıştır. Bunun bir tercih olmasını dileriz. Zira; tercih değil de bir idrak sorunu ise durumun daha da vahim olduğunu kamuoyunun ve bu atamanın sorumlusu Sayın Cumhurbaşkanının bilgisine sunuyoruz.
Sayın Genel Başkanımızın konuşmasında da belirttiği gibi 5-10 maaş alan danışmanlar ve saray avanesi konusundaki iktidarın duyarsızlığının canlı bir örneği de bu vesile ile tecrübe etmiş bulunmaktayız.
Sayın Genel Başkanımızın TBMM grup konuşmasında 314.000 TL maaş alanlara ilişkin tek bir cümle etmeyen Usta Bakan, daha önce de örneklerine defalarca vakıf olduğumuz üzere; her sıkıştığında bilumum terör örgütlerinin isimlerini sayarak, düne kadar irtibatlı ve iltisaklı olduğu, methiyeler düzdüğü FETÖ’nün güncellenmiş versiyonu gibi görevi ve yetkisini karine yaparak iftira ve suç uydurma içerikli aciz siyasetine kararlılıkla devam etmektedir.
Bir bakan düşünün ki; katıldığı her miting ve parti toplantısında, Sayın Genel Başkanımıza sayısız iftira ve ithamda bulunup devamında hiçbir şey yapamamaktadır. Siyaseti ve Bakanlık görevini birbirinden ayıramayan, kişisel ikbalini, milletin, demokrasinin hukuk ve adaletin önüne konumlandırmış olan Usta Bakan’ın sene-i devriyesine yaklaştığımız hakkındaki iddialara ilişkin bir arpa boyu yol alınmamış olmasındaki rolünü de yakından takip ettiğimizi bu vesile ile kamuoyu ile paylaşmak isteriz.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini, ucube sistem olarak tanımlamamızın yaşayan örneği olan Usta Bakan, bir İçişleri Bakanı’nın görevinin patronuna şirinlik, görevde kalabilmek için her türlü tavizi vermek ve bu uğurda her türlü işbirliğine sıcak durmak olduğunu defalarca olduğu gibi bu olayda da çekinmeden ortaya koymuştur.
Emniyet Teşkilatımızın, mücadele kararlığı ve kahramanlıklarını, kişisel siyasi çıkarı uğruna kullanmaya teşebbüs eden Usta Bakana, teşkilat ve mensuplarının yapısal sorunlarıyla kalıcı olarak ilgilenmesini öneriyoruz. Sayın Genel Başkanımızın, TBMM Grup konuşmasında ifade ettiği gibi, “İçişleri Bakanlığı Türk Devlet idaresinin en önemli kurumlarından biridir.” Dolayısıyla, bu kurumun başındaki kişinin de, makamının önem ve ağırlığına uygun bir üslup taşıması, devletimizin itibarı açısından son derece kıymetlidir.
“Kifayetsizliğin ve seviyesizliğin” hiçbir idareciye bir şey katmayacağını ve yakışmayacağını hatırlatarak ilan etmek isteriz ki; İyi Parti, Emniyet Teşkilatımızın sorunlarını dile getirmeye, bu sorunlara çözümler önermeye devam edecektir. Mevcut iktidar bu sorunları çözmediği taktirde de, İyi Parti iktidarında gereğini hızla yapacaktır.”