Ana SayfaHaberlerYargıtay’da Yüksel Kocaman rahatsızlığı: Yargıtay Başkanı, Ankara Emniyet Müdürünü davet etti

Yargıtay’da Yüksel Kocaman rahatsızlığı: Yargıtay Başkanı, Ankara Emniyet Müdürünü davet etti

Suç örgütü liderliğinden tutuklanan Ayhan Bora Kaplan’ın Emniyet’teki resmi olmayan mülakatında, Yargıtay Üyesi ve eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’a villa ile lüks bir araç hediye ettiğini iddia etmesi yargı camiasında rahatsızlık yarattı. Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, soruşturmayı yürüten Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’i davet ederek görüştü ve dosyayla ilgili bilgi almaya çalıştı. Akarca’nın adı geçenler hakkında soruşturma başlatabileceği yorumları yapılıyor.

Gazeteci Tolga Şardan, T24’teki yazısında suç örgütü liderliğinden tutuklanan Ayhan Bora Kaplan hakkındaki soruşturmayla ilgili yeni bilgileri paylaştı.

Şardan, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın, Ankara İl Emniyet Müdürü Engin Dinç’le görüşerek, yargı camiasında güçlü bağları olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan dosyasıyla ilgili bilgi almaya çalıştığını yazdı.

Şardan’ın yazısının ilgili bölümü şöyle.

Kaplan’ın, Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘nun yanı sıra dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman başta olmak üzere kimi yargı mensuplarıyla bağının bulunduğu iddiaları başkentte ciddi rahatsızlık yarattı.

Özellikle yargı cenahı çok huzursuz. ‘Yargı camiası ikiye bölündü’ demek yanlış olmaz.

Yargıtay Başkanı, Dinç’le görüştü

Yaşanan rahatsızlık öyle bir boyuta ulaştı ki, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca devreye girmek zorunda kaldı.

Akarca, geçen hafta içinde Kaplan’la ilgili soruşturmayı yürüten Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç‘le görüştü.

Yargıtay kulislerinde gündem olan görüşme Yargıtay Başkanı Akarca’nın daveti üzerine gerçekleşti. Akarca, Yargıtay’a gelen Ankara Emniyet Müdürü Dinç’le makamda bir süre Ayhan Bora Kaplan’ın dosyası çerçevesinde değerlendirme yaptı.

Kulislere yansıyan iddialara göre, Akarca, Dinç’ten dosyanın içeriği hakkında bilgi almak istedi. Dinç kamuoyuna yansıyan bilgiler çerçevesinde değerlendirme yaptı.

Bu noktada Akarca’nın farklı iki amacı olduğunu düşünmek yanlış olmaz. İlki, Dinç’ten aldığı bilgilerden yola çıkarak halen Yargıtay üyesi olan Yüksel Kocaman veya varsa başka üye / üyeler hakkında soruşturma başlatmak. Diğeri ise; Kocaman ve olası diğer yüksek yargı mensupları hakkındaki iddiaları değerlendirmek, iddiaları ciddi bulmuyorsa Yargıtay üyeleri için koruma zırhı oluşturmak.

Ayrıca Yargıtay Başkanlığı’nın herhangi bir üye hakkında inceleme veya soruşturma başlatması için dosya içeriğini bilmesine gerek yok. Yürürlükteki mevzuata göre, başlatılacak soruşturma kapsamında delil ve belge toplanması mümkün.

Dolayısıyla Yargıtay Başkanı’nın, savcılık koordinesinde yürütülen bir soruşturma hakkında bizzat Ankara Emniyet Müdürü’nü çağırıp görüşmesi pek usule uygun durum değil. Görüşme “nezaket” kapsamında da olsa zamanlaması manidar.

Akarca’nın Dinç’le görüşmesinden sonra nasıl bir yaklaşım içinde olacağı Yargıtay yerleşkesinde merak konusu.

Soruşturmayı sulandırma girişimleri

Kaplan’a yönelik operasyonun yarattığı hoşnutsuzluk, farklı bir yönden ortaya çıktı.

Daha önce Büyüteç’te yazmıştım; operasyondan huzursuz olan kişiler ve gruplar, dosyayı hazırlayanları “kripto FETÖ’cü” olarak tanımladı. Zira, Kaplan’ın konuşması halinde, FETÖ’yle mücadele perdelemesi altından epeyce yargı ve emniyet mensubunun “kişisel menfaat” çerçevesinde bağlantılarının ortaya çıkacağı muhakkak.

Bağlantıların gün ışığına çıkmasını önlemek amacıyla son bir haftadır, söz konusu kişiler ve gruplar, dosya dışındaki konuları sosyal medya üzerinden gündeme getirip deyim yerindeyse “soruşturmayı sulandırmayı” hedeflemiş durumda.

Dikkatleri başka yöne çekerek, dosyanın etkinliğini kırmak en önemli amaçları.

Hatta öyle ki, geçmişte birbirlerine düşman olanlar Kaplan dosyası sonrasında aynı kare içindeler.

Bu arada soruşturma savcılık koordinesinde yürütülmesine karşın polise yönelik baskılar artmaya başladı. Baskıların artmasının en önemli gerekçesi, ilk dosyadan sonra yine Kaplan’la ilgili soruşturmaya alınacak yeni dosyaların var olması.

Operasyonun ilk günlerinde Ankara Emniyeti’ne destek veren Emniyet Genel Müdürlüğü üst yönetimi, şimdi sürecin yavaşlatılması ve medyaya bilgi verilmesini önleme telaşında. Net biçimde hissediliyor bu tablo.

Bilhassa hemen her yerde kendisinin Soylu’nun ekibinden olmadığını söyleyen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Çorumlu‘nun, sürecin yavaşlatılması ve kamuoyuna bilgi verilmemesi konusunda Ankara Emniyeti’ne telkinde bulunduğu iddiası gündemde.

Emniyet’te Soylu’nun ekibi halen görevde!

Kaplan’ın gözaltına alınmasıyla birlikte Emniyet tarafında da ilginç gelişmeler yaşanıyor.

Öncelikle; Soylu’nun görevden alınan Emniyet’teki ekibinden bazı isimler, görevdeki kadrolar üzerinde etkinlik kurmaya çalışıyor. Bu isimler, Ankara Emniyet’indeki meslektaşlarına “yeniden biz geliyoruz, dikkat edin” şeklinde haberler gönderiyorlar. Bu haber gönderme kimi zaman direkt temasla, kimi zaman da aracılar üzerinden yürütülüyor.

Geçmişte benzer yöntemi Emniyet’ten tasfiye edilen FETÖ’cü polisler kullandı bir süre. Ancak geri dönüş yolu kapanınca sessizliğe büründüler. Şimdi de Soylu’nun ekibi FETÖ yöntemi kullanıp kendilerine yönelik adli ve idari soruşturmaların önünü kesmeye çalışıyorlar.

Emniyet’te yaşananlara bir ilave daha yapayım.

Ankara Emniyet Müdürü koltuğunda oturan Engin Dinç’i, geçmişte çok eleştiren yazılar kaleme almıştım.

Bugünse; Soylu’nun ekibinin Ankara Emniyeti’nden tasfiyesi çerçevesinde Dinç’in epey önemli adımlar attığının altını çizmek gerekiyor. Kritik birimlerdeki ekibi tasfiye edebildi.

Buna karşın, Emniyet Genel Müdürlüğü yönetiminin görevdeki Soylu ekibine karşı oldukça ihtiyatlı davrandığı görülüyor.

Merkezde görev yapan genel müdür yardımcıları ve daire başkanlarından bir bölümünün değiştirilmesine karşın, alt kadrolar halen iş başında. Beklenen atamalardan ses yok.

Teşkilatı yönetenler sanki Soylu travması içinde. Tayinlerin uzaması, huzursuzluğa neden oluyor maalasef.

Kaplan’ın dini gruplara desteği!

Öte yandan, Ankara’nın yeraltı dünyasının yeni isimlerinden Ayhan Bora Kaplan’ın zaman zaman bazı dini cemaat ve gruplara maddi ve ayni yardım yaptığı kaynaklarca belirtiliyor.

Bu konuda görüştüğüm bir kaynak, Kaplan’ın Menzil cemaatinin sivil toplum örgütü olan Semerkant Vakfı ile Milli Görüş’ün sivil toplum örgütü olarak bilinen İlim Yayma Cemiyeti’ne parasal destek verdiğini kaydetti.

MASAK devrede

Adli soruşturma çerçevesinde oluşturulan bilgi ve belgelere ilaveten MASAK da devreye girdi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), Kaplan ve bağlantılı isimlerin banka hesapları ile para transferlerini mercek altına aldı.

MASAK’ın hazırlayacağı rapor, dosyanın en önemli belgeleri arasında yer alacak.

- Advertisment -