Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türkiye’de ders kitaplarının resmi ideolojinin etkisi altında kaleme alındığı, çeşitli çevrelerce dile getirilen bir görüş. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) döneminde de eğitim alanında durum farklı değil. Son olarak Dr. Canan Aratemur ve Dr. Sezen Bayhan tarafından hazırlanan “Değişen Ders Kitaplarında Sekülerizm ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” araştırması, bu durumu gözler önüne seriyor.
Aratemur ve Bayhan’ın 2018 yılında yenilenen ders kitapları ile bir önceki yılın ders kitaplarını karşılaştırdığı rapora göre, ders kitaplarında dinsel referansların yanı sıra erkek egemen bakış açısı artış gösterdi.
“Kişisel Gelişim” bölümünde kader inancı vurgusu
Araştırmada, 2018 yılında Türkçe kitaplarına eklenen “Erdemler” teması vesilesiyle dini vurgulu metinlerin çoğaldığı belirtiliyor. Altıncı sınıf Türkçe kitabında bu tema kapsamında “Birey ve Toplum” bölümü altında, dua eden bir padişah ve karşısına çıkan “hızır” karakterlerinin yer aldığı bir metinde, “Allah'ım senden şudur dileğim” gibi ifadelerle modern anlatımlara değil, hurafelere yer verildiğine dikkat çekiliyor. Aynı kitapta “Kişisel Gelişim” bölümünde Çinli filozof Lao Tzu’dan alıntılanan bir metinde Allah ve kader inancı vurgulanarak, “‘Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde ama bunların hangisinin talih, hangisinin talihsizlik olduğunu sadece Allah biliyor” sözlerine yer veriliyor.
Cami görselleri artış gösterdi
Ortaokul Türkçe kitaplarında dini vurgunun yer aldığı temalardan bir diğeri ise "Milli Mücadele ve Atatürk”. "Mehmet Akif Ersoy’un ‘Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın’ sözü ile ilgili neler düşünüyorsunuz” gibi soruların yer aldığı yenilenen 6'ncı ve 7'nci sınıf kitaplarında İslami-milliyetçi bir vurgunun göze çarptığı belirtiliyor.
Rapora göre ayrıca, yenilenen ortaokul ve ilkokul 2'nci sınıf Türkçe kitaplarında da dini öğelerin artışı nedeniyle önemli bir değişiklik var.
Kitaplarda artış gösterdiği vurgulanan bir diğer konu ise camileri tanıtan metin ve cami görselleri. Örneğin, geçen senenin 8'inci sınıf Türkçe kitabında cami görseli yer almazken, 2018 kitabında “Sanat” teması altında dört sayfa boyunca Selimiye Camii'ni tanıtan pek çok görsele yer verildiği belirtiliyor.
Gaza ideolojisi ve İslami fetih anlayışı
Araştırmaya göre, 2018 yılı 10'uncu sınıf Tarih kitabında gaza ideolojisinin işlerliği ve İslami fetih anlayışı iki hâkim anlatı olarak yer alıyor. “İslam’ın sınırlarını genişletmek” olarak tanımlanan gaza ideolojisinin “Osmanlı Devletiʼnin görkemli yükselişinin gerçek sebebi” olduğu belirtilirken, fethedilen yerlerin İslamileşmesi de, “Osmanlılar bir şehri fethedince ilk olarak ana kiliseyi camiye çevirmiştir” gibi ifadelerle anlatılıyor. Aynı kitapta Osmanlıların siyasi bir güç olarak ortaya çıkmasının en önemli nedenlerinden birinin gaza ve cihat anlayışı olduğu vurgulanıyor.
“Cihat kavramı” din kültürü kitaplarında
Ortaöğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında gözlenen fark ise cihat kavramının yeni kitaplara girmiş olması… Geçen seneden farklı olarak, 2018 yılı 11'inci sınıf kitabında, “Dünya ve Ahiret” adlı ünitede, Allah yolunda cihat edip şehit olanlara ölü denmemesi gerektiği ifade edildiği belirtiliyor. Aynı kitapta, “İslam dinine göre Allah yolunda öldürülenler şehit mertebesine yükselir” ifadesinin doğru mu yanlış mı olduğu sorulurken, bu ifade 2017 basımı 10, 11 ve 12'nci sınıf ders kitaplarında bulunmuyor. Araştırmaya göre, diğer yandan, aynı kitapta “Kur’an’da Bazı Kavramlar” adlı ünitede sekiz temel kavramdan biri cihat olarak yer alıyor.
DW Türkçe'ye konuşan Dr. Bayhan'a göre, kitaplarda en önemli değişikliklerden biri düşünce ve ifade özgürlüğü sınırlarının dinle çizilmesi. Bayhan, “Laiklik göstermelik olarak yer alıyordu ama en azından Anayasa'ya referans vardı. Şimdi ise ayetlere referans yapılıyor” diyor. Laiklik konusunun 2018 yılı 7'nci sınıf ile tüm ortaöğretim kitaplarından çıkarıldığının ifade edildiği raporda, “Düşünce özgürlüğü sadece din içi bir kavram olarak uyarlanıyor” deniyor.
Kadın annelik üzerinden tanımlanıyor
Araştırmaya göre, kitaplarda cinsiyetçi iş bölümüne dair içeriklerin çoğaldığını söylemek de mümkün. Kadınlar çoğunlukla annelik kimliği üzerinden tanımlanıyor. 2018 yılı 7'nci sınıf Sosyal Bilgiler kitabında, “Türk kültüründe aile toplumun temelidir. Osmanlı toplumunda da aileye verilen değerin sonucu olarak kadın saygın bir yere sahiptir” sözleri yer alırken, görsellerde ise anneler kızlarıyla mutfakta yemek yaparken ya da masa hazırlarken daha fazla görülüyor. Hayat Bilgisi 3'üncü sınıf kitabının 2018 basımında yer alan, “Hatice nine okul dönüşü kurabiye yapıyor. Annemle Ömer dedeleri ziyarete gidiyoruz. Annem hastalandıklarında onlara yemek götürüyor, ev işlerinde yardım ediyor” sözleri örnek veriliyor.
"Erdemlilik erkek üzerinden temsil ediliyor”
DW Türkçe’ye konuşan Dr. Aratemur, kadını evde konumlandıran görsellerin geçen seneye göre arttığını dile getirerek, “Erkek karakter sayısında da artış var” diyor. İlkokul ve ortaokul için hazırlanan Türkçe ders kitaplarında “Erdemler” teması konusunda alıntılanmış metinlerin çoğunlukla erkek yazarlardan seçilmiş olduğu görülüyor. Aratemur, "Erdemli olmak erkekler üzerinden temsil ediliyor. ‘Erdemli insan' kitaplarda erkekler” diye ekliyor. Öte yandan, yenilenen Türkçe kitaplarında en çok yer alan spor dallarından biri olan cirit oyunu “son derece eril görseller eşliğinde” aktarılıyor.
“Yeni Osmanlıcılık etkisi var”
Dr. Bayhan'a göre ise kitaplarda “Yeni Osmanlıcılık” fikrinden ilham alan bakış açısına sahip ancak bağlama oturmayan metinler de dikkat çekici… Örneğin haremin savunulması, bunlardan biri. Tarih 10‘uncu sınıf 2018 kitabında “haremden bahseden insanların hareme saygısızlık ettikleri” ifadesi raporda eleştiriliyor. Ayrıca, 2018 İnkılap Tarihi kitabında kadın ve erkeğin eşit kabul edilmediği Mecelle adlı kanunun, “hukuk alanında batılılaşmaya yönelinmesiyle yürürlükten kaldırıldığı” ifade edilirken, kadınlar için olumlu sonuçlar doğması arasında doğrudan ilişki kurulmuyor.
“Çocuklar cinsiyet eşitliğini mutlaka okulda görmeliler”
Özyeğin Üniversitesi’nden Dr. Senem Timuroğlu, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında eğitimin rolüne dikkat çekiyor. DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada Dr. Timuroğlu, “Anaokulundan itibaren toplumsal cinsiyet eşitliğini odak alan eğitimde yetişmiş bir erkeğin üniversiteye geldiğinde genç bir kadın öğretmene onu yok edecek kadar büyük bir nefret besleyemeyeceğine inanıyorum” diyor. Erkekliğin yüceltildiği değerlerle büyüyen bir erkek çocuğunun “şişirilmiş bir erkeklik gerçekliğiyle” hayatı algıladığını ifade eden Timuroğlu, “Toplumsal cinsiyet eşitliği değerlerinin eğitimde yer alması konusuna bakışımız bir ölüm kalım meselesi olarak algılanmalı. Çocuklar cinsiyet eşitliğini aile içinde göremese dahi mutlaka okulda görmeliler” diyor.
“Toplumsal cinsiyet eşitliğini yok sayan politikalar hayata geçiyor”
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini destekleyen politikalar sadece ders kitaplarında değil… Milli Eğitim Bakanlığı geçtiğimiz haftalarda Eğitim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği’nde yer alan “toplumsal cinsiyet eşitliği” ibaresi yürürlükten kaldırıldı. Bu adım üzerinde dava açan Eğitim-Sen’in genel başkanı Feray Aytekin Aydoğan, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik en önemli saldırılardan birinin Ocak ayında “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi”nin iptal edildiğini vurguluyor. Aydoğan, “Vesayet mekanizmaları toplumsal cinsiyet eşitliğini yok sayan tüm politikaları adım adım hayata geçirmeye devam ediyor” diyor.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe