Diyanet İşleri Uzmanı Mustafa Soykök'ün 'Sosyal Medyada Genç Olmak' başlığıyla yayımlanan yazısında gençlerin sosyal medya alışkanlığı için, "İnsan zaafları ve tutkuları ile insandır. İslam dini açısından önemli ve öncelikli olan bunlardan arınmış olmak değil, bunları kontrol altında tutarak iyi, faydalı ve dengeli bir hayatı inşa edebilmektir. Güç, servet ve şehvet tutkusunun yanında beğenilme arzusu, elindekinden daha fazlasına sahip olma tutkusu, takipçilerinin çokluğu ile övünme isteği (tekâsür) özellikle sosyal medya alanında gün yüzüne çıkardığımız zaaf noktalarımızdır" denildi.
'RETWEET KUL HAKKI İHLALİ'
Söz konusu yazıyı ilk olarak Cumhuriyet'ten Ozan Çepni duyurdu. Çepni'nin ücretsiz dağıtılan bir kitapçığa dayandırdığı yazı, Diyanet'in sitesinde de yer alıyor.
Gençlerin kendisinin ve ailesinin mahremini açığa çıkarmasının doğru olmadığı belirtilen yazıda YouTuberlar için, "Kameralar bir ömür boyu kayıtta kalacak, en başarılı ‘YouTuber'lar hesap günü tespit edilecektir" ifadeleri yer aldı.
Ayrıca, "İzni olmadığı halde bir başkasına ait herhangi bir fotoğraf ya da bilgiyi sosyal medya hesaplarında paylaşmak, bu şekildeki paylaşımları beğenmek ve retweet etmek kul hakkı ihlalidir" denildi.
Yazı şöyle devam etti:
— Benzerlerine sıkça rastladığımız bir metaforu örnek olarak sunmak isterim: Yaşlı bir amca ya da teyze şehir içi halk otobüsünde direklere sıkıca sarılmış seyahat ediyor, en yakınında yolcu koltuğuna oturmuş iki genç arkadaşımız ve diğer yolcular fotoğraf karesinde görülüyor. Yaşlılara saygı kalmadı, gençlik ne hâle geldi vb. iğneleyici cümlelerle bu karenin Facebook’ta paylaşıldığına şahit oluyorsunuz. Bu ve benzeri paylaşımlarda üç husus sorgulanmalıdır: Birincisi, bu fotoğrafı çeken, Facebook’a yükleyen ve paylaşanlar o karede bulunan insanlardan izin almışlar mıdır? İkincisi, o gençlerin yaşlıya yer vermek istedikleri yaşlının ise birazdan ineceği için oturmak istemediği gibi ilk bakışta anlaşılamayan bir durum olmuş olamaz mı? Üçüncüsü, benzer bir şeyin bize karşı yapılmasını ve bu yüzden yabancı insanların herhangi bir hatamız sebebiyle kınayıcı cümlelerle bize bakmalarını arzu eder miyiz?