Hasan Basri Yalçın’ın yazısındaki ilgili bölüm şu şekilde:
“Bayram tatili üç gündü. Cuma, cumartesi, pazar. İstanbul’dan perşembe bile çıksanız pazar gününe kadar dönmek zorundasınız. Pazara kaldıysanız trafik büyük sorun. Ben de ailemle beraber pazara kaldım. Bu sefer sadece İstanbul girişi değil tüm şehirlerarası yollar araba kuyruğuydu. Çok zaman adım adım gerisini yoğun akıcı geçirdik. Kabaca üç saatlik yolu yedi saatte tamamladık. Şükürler olsun. İnsan düşünmeden edemiyor. Sözüm ona ülkede ekonomik sorunlar var. CHP’lilere sorsanız “millet aç. Benzin fiyatları uçuyor. Soğan ateş pahası.” Gerçekten ihtiyacı olan insanlar tabii ki var. Ama onlar hiçbir zaman “açız” demedi, demez. Ama bundan böyle “millet aç” diye böğürenlerin ağzına kürekle vurmak lazım. Trafiğin sıkıştığını söylediğim yollar öyle 20 sene öncesinin tek şerit gidişli gelişli yolları da değil. Üçer dörder şeritli otoyollar.“
“Onu da düşündüm. “Köprüler, yollar karnımızı doyurmaz” diyen utanmazlar o yolları ve üzerindekileri görünce ne düşündü acaba? Azıcık da olsa insafa geldiler mi? “Allah razı olsun, yapanlardan” dediler mi? Onları bilemem de ben ve benim gibi birçok insan bu yollar olmasa perişanlık çekeceğimizi düşünmeden edememiştir.Allah’tan Osmangazi Köprüsü var. İzmir üzerinden Bursa üzerinden konforlu şekilde gelip İstanbul’a girişte yeni otoyolu kullanabiliyorsunuz. Osmangazi Köprüsü’ndeki kalabalığı görünce aklınıza “geçmediğimiz köprünün parasını ödüyoruz” terbiyesizliği geliyor. Hani “geçiş garantisini karşılamıyor” dedikleri köprü. Ulaştırma Bakanlığı bir zahmet açıklasa da görsek bayram süresince kaç araba geçmiş köprülerden.”
Yazının tamamı için tıklayınız.