Ana SayfaHaberlerYüzlerce Sumud aktivisti hala İsrail hapishanesinde: Thiago Ávila susuzluk grevine başladı

Yüzlerce Sumud aktivisti hala İsrail hapishanesinde: Thiago Ávila susuzluk grevine başladı

İsrail’in İstanbul’a gönderdiği 130’dan fazla aktivist dışında yüzlerce aktivist hâlâ İsrail’de, Negev çölündeki Ketziot Cezaevi’nde tutuluyor ve sınır dışı işlemlerini bekliyor. Mahkemeye çıkarılan Sumud Filosu organizatörlerinden Thiago Ávila, aktivistlere ilaçlarının geri verilmesi için susuzluk grevine başladığını duyurdu. Greta Thunberg ile görüşen İsveçli diplomatlar Stockholm’e bilgi notu gönderdi: “Zorla bayrak tutturularak fotoğrafının çekildiğini söyledi. Kendisi fotoğraflarının dağıtılıp dağıtılmadığını merak ettiğini ifade etti.”

Gazze’ye insani yardım götürmek üzere yola çıkan Küresel Sumud Filosu, İsrail donanmasının engellemesiyle durdurulduktan sonra yüzlerce aktivist gözaltına alındı. Gözaltındaki aktivistlerin kötü muameleye maruz kaldığı iddiaları uluslararası gündemi sarsttı.

İsrail’in müdahalesi sırasında 42 teknede toplam 470’ten fazla aktivist gözaltına alındı. Bunlardan 130’dan fazlası İstanbul üzerinden ülkelerine gönderildi. Ancak yüzlerce kişi hâlâ İsrail’de, Negev çölündeki Ketziot Cezaevinde tutuluyor ve sınır dışı işlemlerini bekliyor.

Thiago Ávila: “İlaçlarımızı istiyoruz”

Adalah Hukuk Merkezi, gözaltına alınan aktivistlerin ilaçlarına el konulduğunu açıkladı. 3 Ekim’de mahkemede ifade veren filonun organizatörlerinden Thiago Ávila, “İsrail el koyduğu ilaçlarımızı geri verene kadar susuzluk grevine başladım” diyerek uluslararası kamuoyuna seslendi.

Ekim’de Adalah Hukuk Merkezi avukatları, Global Sumud Filosu üyelerinin İsrail makamlarınca alıkonulduğunu ve hayati ilaçlarının ellerinden alındığını açıkladı. Aynı gün, Brezilya’da “Alma” adlı teknenin avukatı, Thiago Ávila’nın İsrail Yargı Mahkemesi’nde duruşması sırasında, İsrail aktivistlere ilaçlarını iade edene kadar susuzluk grevine başlayacağını ilan ettiğini duyurdu.

“Uluslararası hukukun ihlali”

Ávila, yaptığı açıklamada İsrail’in uygulamalarını “zalimlik” olarak niteliyor:

“İnsanları alıkoyduktan sonra onlara temel ilaç erişimini engellemek, uluslararası hukuk ve insan hakları sözleşmelerinin açık ihlalidir. Temel sağlık hizmetlerinin siyasi cezalandırma aracı olarak kullanılması zalimliktir.”

Guardian’ın ulaştığı yazışmalara göre, İsveç Dışişleri Bakanlığı Thunberg’in yakınlarına, büyükelçiliğin 22 yaşındaki aktivistle görüşebildiğini ve onun sert koşullar altında tutulduğunu bildirdi.

E-postada şu ifadeler yer aldı:

“Büyükelçilik Greta ile görüşebildi. Kendisi susuzluk yaşadığını söyledi. Yeterli miktarda su ve yiyecek verilmediğini aktardı. Ayrıca cildinde kızarıklıklar oluştuğunu, bunların bitlerden kaynaklandığını düşündüğünü belirtti. Kötü muameleden söz etti ve uzun süre sert yüzeylerde oturtulduğunu, zorla bayrak tutturularak fotoğrafının çekildiğini söyledi. Kendisi fotoğraflarının dağıtılıp dağıtılmadığını merak ettiğini ifade etti.”

Greta ve bazı aktivistler, İsrail bayrakları önünde zorla fotoğraflandı. Filo’da bulunan ve dün (4 Ekim) Türkiye’ye gelen 137 aktivist arasında bulunan gazeteci Ersin Çelik, “Greta’yı süründürdüler İsrail bayrağını öptürdüler” diye konuştu.

İsrail Cezaevi İdaresi bu iddiayı reddetse de, fotoğraf çekildiği diplomatik kaynaklarca doğrulandı.

Ben Gvir: “Minimumun minimumu”

İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir, Ketziot Cezaevi’ni ziyaret ederek aktivistlerin “teröristlere uygulanan en düşük standartlarda tutulduğunu” belirtti. Ben Gvir, “Onlara sadece minimumun minimumunu veriyoruz” ifadelerini kullandı.

Avrupa’dan Latin Amerika’ya birçok ülkenin büyükelçilikleri gözaltılarla ilgili devreye girdi. İnsan hakları örgütleri, aktivistlerin yaşadıklarını işkence ve uluslararası hukukun ihlali olarak tanımlıyor.

- Advertisment -