Habertürk’ün diplomasi editörü Sena Alkan, Antalya Diplomasi Forumu’nda Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tanju Bilgiç’e, önemini ve başarısını herkesin teslim ettiği bu organizasyonun fikir babasının kim olduğunu sordu. O anda zihnimde, böyle bir sorunun hakikatteki karşılığı ne ve kim olursa olsun, cevabın “cumhurbaşkanımızın liderliğinde” ile başlaması gerektiğine dair bir şimşek çaktı. Çünkü biliyordum ki bu bir standarttı… Bu ülkede yıllardır kimse olumlu, başarılı bir süreçten söz ederken cümlesinin başına bu kalıbı koymadan konuşmuyordu. (Nitekim Tanju Bilgiç’in cevabıyla bu tespit bir kez daha teyit edildi.) Somut örnekler için yaklaşık iki yıl önce kaleme aldığım “‘Cumhurbaşkanımızın liderliği’: Olmasaydı olmaz mıydık?” başlıklı şu yazıya bakılabilir:
İlk iki paragrafı ‘ana fikir’ için aktarayım, örnekleri okumak isteyen yazıya gidebilir:
“Başlıktaki soruya, başta bakanlar bütün iktidar sözcülerinin konuşmalarına bakarak cevap vermemiz istense, cevabımızın olumsuz olması gerekir: ‘Hayır’ demeliyiz, ’Cumhurbakanımızın liderliği’ olmasaydı hiçbir şeyi başaramazdık, şimdi övündüğümüz başarıları elde etmemiz bir hayal olurdu… Olmasaydı, olmazdık.
“Dikkatinizden kaçmamıştır: Son birkaç yılda ülkenin herhangi bir başarısından söz ederken, cümlenin önüne ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde’ ibaresini ilave etmek politik bir refleks haline geldi. Bakanların kendi alanlarında başarı olarak niteledikleri bir gelişmeyi, faraza ‘bakanlığımızın başarısı’ gibi bir cümleyle takdim etmeleri artık imkânsız.”
Berat Albayrak: Beni seçerek ülkenin makus talihinin değişmesinde vesile olduğu için teşekkür ederim fakat başarı benimdir!
Berat Albayrak’ın kitabında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a raferans veren tek bir cümlenin olduğunu biliyoruz. Kitap hakkında çıkan nadir haberlerden biri de “Berat Albayrak’tan içinde ‘Erdoğan’ geçmeyen kitap: Burası Çok Önemli” başlığıyla Serbestiyet’te yer almıştı. Erdoğan’ın geçmediği fakat ona referans içeren cümle de şöyleydi:
“Bahsi geçen bu zaman zarfında tüm bu hizmetleri hayata geçirmemize vesile olduğu için sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkürü bir borç biliyorum.” (s: 20)
Şaka bir yana burası hakikaten çok önemliydi ve doğrusu ben bu cümlenin önemini Akif Beki ve Yıldıray Oğur’un Karar TV’de birlikte sundukları Reşitpaşa Yokuşu’nun son programını (16 Mart) izlerken anladım.
Şöyle dedi Akif Beki mealen:
“Bu çok cesur bir tutum. Çünkü bu ülkede yıllardır başarıların tümü bir kişiye, cumhurbaşkanına aittir ve hiç kimse ‘ben’ diye ortaya çıkamaz. Cumhurbaşkanlığının liderliğini zikretmeden kimse herhangi bir başarıyı sahiplenemez. Sahiplenenin de ağzının payı verilir; bakınız Ali Babacan’ın, Ahmet Davutoğlu’nun başına gelenler…
“Oysa Berat Albayrak ‘liderlikten’ değil ‘vesile olmaktan’ söz ediyor. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan, Berat Albayrak’ı önce enerjinin sonra ekonominin başına geçirmiş, misyonu da orada bitmiştir. Başarı (yani Albayrak’ın ‘başarı’ dediği şey) tamamen kendi emeğinin, çabasının ve vizyonunun ürünüdür.”
Akif Beki bu tespitinin ardından “başarıyı kendilerine mal eden” Ali Babacan’ın ve Ahmet Davutoğlu’nun başına gelenlerin Berat Albayrak’ın başına gelmediğini söylüyor ki, evet, bu da doğru.
Burası Çok Önemli kitabında yer alan bu tek cümle hakikaten çok şey söylüyor. Anlaşılan, Berat Albayrak sahalardan çekilmedi ve fakat bundan sonraki maçlara Erdoğan’ın takımıyla değil kendi kuracağı takımla çıkacak.