Programın tamamını izlemek için:
“Bu kadar kitlesel halde kontrolsüz gözün insanlarda bir rahatsızlığa yol açmamasını beklemek yanlış. Bir rahatsızlık vardı ama böyle çok fütursuzca beyan edilemiyordu. Ne zaman edilmeye başladı? Ne zaman bu iş vites değiştirdi? Birileri başkalarını ırkçılıkla suçlamaya başladığı zaman, aşağılamak için bu kozu kullanmaya başladıkları zaman aslında sığınmacılara karşı bir hareket olarak değil, sığınmacılar üzerinden kendisini dövmeye kalkanlara karşı bir hareket olunca alevlendi. Dolayısıyla mesele, Türkiye’nin ırkçılığı meselesi değil. Her toplumda ırkçılar vardır. Yani bir toplumu ırkçı olarak etiketleyebilmek için bu ırkçılığın yaygınlığı üzerinden, derinliği üzerinden mukayese edilir. İçinde hiç ırkçı bulundurmayan bir toplum yok. Önce burada bir mutabık kalalım. Türkiye’nin bu anlamda karnesi nedir? Buna geçmeden önce bu hadisenin kronolijisini tekrar hatırlayalım. Buradaki asıl mesele sığınmacı karşıtlığı değil.
“Sığınmacılar üzerinden toplumun alt sınıflarını aşağılamaya kalkanlara karşı bir reaksiyon. Bu reaksiyonun malzemesi, mezesi oldu sığınmacı hikayesi. Başka herhangi bir mevzuda zaten hep böyle oluyor. Sonuçta AKP yandaşlığı da benzer bir süreçten geçiyor. Kendi normlarına göre yüksek puan almış, kendisine yüksek puan vermiş olan bir kesim var. Ve o kesim herhangi bir konuyu toplumun alt kesimlerini aşağılamak için kullanıyor. Sokak köpekleri sorunu da benzer bir süreç izledi.
“17 yaşındaki gence öyle edepsizce saldıranlara ‘Siz ne edepsizsiniz’ dediğiniz zaman o edepsizliğini müdafaa etmek zorunda kalır. Ümit Özdağ’ın üzerine giderek bir şeyler yapılırsa ve onun duygusal olarak peşine takılmışlar temize çekilirse problem çözülür. Bunun benzerini AKP için yıllardır söyleyip duruyorum.”