Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş hedefiyle ortak hareket eden altı partinin birlikteliğini “altılı ittifak” olarak tanımladığında tarihler 21 Şubat 2022’yi gösteriyordu.
Bu tanımlamanın ardından CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek ve DEVA partilerinden oluşan altılı masanın “seçim ittifakı”na dönüşeceğine ilişkin siyaset kulislerindeki yaygın öngörü, AKP ile MHP’nin 14 Mart 2022’de meclise sundukları seçim kanunu teklifi ile geçerliliğini yitirdi. Çünkü teklif, ittifak halinde seçime girmenin daha çok milletvekili çıkarmaya dönük avantajlarını ortadan kaldıran düzenlemeler içeriyordu. Milletvekili çıkarmada ittifakın toplam oylarını değil de, partilerin kendi oylarını esas alan düzenlemeler, muhalefetin itirazlarına karşın meclisten geçti. O kanun şimdi Anayasa Mahkemesi’nin önünde.
Yeni seçim kanunuyla birlikte altılı masanın seçime nasıl gireceğinin daha da sorgulanır olduğu bir atmosferde AKP ile MHP’nin altılı masayı dağıtmak için daha çok çabaladığını görüyoruz. Bir yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bir yandan MHP lideri Bahçeli altılı masanın ortak cumhurbaşkanı adayının kim olacağı meselesi üzerinden adeta bir seçim kampanyası yürütmeye başladılar.
Erdoğan, “Daha 2023’teki adaylarının adını koyabilmiş değiller” sözleriyle altılı masanın ortak karar alamayacağını iddia ederken, Bahçeli de “İlan edin adayınızı da, boyunun ölçüsünü görelim” çıkışıyla muhalefete meydan okudu.
Oysa altılı masanın kararı netti: Ortak cumhurbaşkanı adayı, seçim takvimi belli olduğunda açıklanacaktı.
Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın araya girerek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı cumhurbaşkanı adayı ilan etmesi, muhalefeti dağıtmada başka güçlerin de devrede olduğunu gösterdi.
“Uysal maksadını aştı. Sonra kendisine yakışanı yaptı”
Altılı masa için “anormal” olan; o masadaki Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal’ın attığı, 3 maddede ortak cumhurbaşkanı adayı kriterlerini ilan eden Twitter mesajıydı:
“20 yıllık AKP döneminde sorumluluğa ortak olmamış olmak… seçilebilirlik… seçim sonrası 20 yılda AKP tarafından ‘devr-i sabık’ muamelesine maruz kalan TC devletini kurucu bir ruhla yeniden tesis etme yetisi.”
Gültekin Uysal’ın doğrudan altılı masadaki AKP’den kopan partileri; DEVA ile Gelecek’in kurucuları Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu’nu hedef aldığı şeklinde yorumlanan bu Twitter mesajı sadece Gelecek ve DEVA partilerinde değil altılı masadaki diğer partilerde de “büyük rahatsızlık” yarattı.
Uysal’ın, “Kimse dananın altında buzağı aramasın. İsimlerden bağımsız toplumsal muhalefetin talebini dile getiriyorum” içerikli ikinci Twitter mesajı altılı masadaki rahatsızlığı önleyemedi. Liderler düzeyinde “İktidarın ekmeğine yağ sürmek” olarak görülen bu rahatsızlığı gidermek için Uysal bir tweet daha atma kararı aldı ve “altılı masa etrafındaki liderleri değil, Beştepe etrafında kümelenmiş dar çıkar gruplarını kastettiğini” duyurdu.
Uysal’ın son Twitter mesajı için bugün DEVA Partili İdris Şahin’in “Maksadını aşan mesajından sonra kendisine yakışanı yaptı” değerlendirmesine CHP ve İyi Parti kurmayları dahil altılı masadaki herkes katılıyor: Önemli olan altılı masanın ruhunu korumak.
Uysal’dan sonra Karamollaoğlu
Altılı masa tam “Uysal krizini” atlatıyordu ki, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Karar TV’de katıldığı programda yeni seçim kanunu gereğince her partinin kendi oy oranına göre milletvekili çıkaracağını hatırlatıp yeni yol aranması gerektiğini söyledi ve ‘üçüncü ittifak’tan söz etti:
“Seçim kanunu ile birlikte görüşlerimiz de değişti. İlle de her noktada birlikte hareket etme mecburiyeti yok. 6’lı masanın olması, meselelerin birlikte yürümesine fırsat veriyor. Ama üçüncü ittifak yeni seçim kanunundan dolayı olabilir. Tek tek de girilirse, 3 partinin aldıkları oyu birlikte oldukları takdirde üst üste koysanız daha büyük çoğunluk elde edersiniz. Milletvekili çıkarma ihtimali artar.”
Karamollaoğlu’nun “üçüncü ittifak olabilir” açıklaması da, Uysal’ın mesajları gibi altılı masanın dağılıp dağılmayacağı tartışmalarını alevlendirdi. Siyaset kulislerinde Saadet, DEVA ve Gelecek’in altılı masadan ayrı bir ittifak kuracağı analizleri yapılıyordu ki; Karamollaoğlu “Eksik kalmış veya yanlış anlaşılmış” diyerek üçüncü ittifak sözlerine açıklık getirdi.
Altılı masayla ilgili farklı bir fikir öne sürmediğini söyleyen Karamollaoğlu, Twitter mesajında, “Nasıl ki Demokrat Parti ile İyi Parti ittifak içinde bir ittifak içindelerse; aynısı farklı biçimde de olabilir” dedi.
“Birliktelik ruhuna uygun hareket”
Saadet Partisi kurmayları Karamollaoğlu’nun neden Demokrat Parti ile İyi Parti’yi örnek vererek üçüncü bir ittifaktan söz etmeyi tercih ettiğini açıklarken, hem Uysal’ın altılı masayı rahatsız eden açıklamalarından duyulan tepkinin bir şekilde dışa vurulmasına hem de 24 Haziran 2018 seçimlerine gönderme yapıyorlar.
Demokrat Parti, 24 Haziran seçimlerinde CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi’nin kurduğu ittifaka İyi Parti listelerinden katılarak destek vermişti.
Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın, “Aslında biz Gültekin Bey’in sözleri üzerinde çok durmak istemiyoruz. Olan oldu ama sonunda her ne karar alınacaksa altılı masanın birliktelik ruhuna uygun olacak” diyor.
Aydın; Karamollaoğlu’nun sözlerinin de altılı masanın ortak bir cumhurbaşkanı adayı çıkaracağı, parlamentoda da muhalefetin nasıl daha çok sandalye kazanabileceğine ilişkin formüller üzerinde birlikte çalışacağı şeklinde anlaşılması gerektiği mesajını veriyor:
“Öyle herkesin iddia ettiği gibi ortada altılı masanın dağılmasını gerektirecek bir durum yok. Muhalefetin parlamentoda en yüksek sayıda temsili için kimin, kiminle hareket etmesi halinde daha çok fayda elde edilir, onun formüllerini bulmaya çalışıyoruz. Şu an aklımızda parti isimleri, milletvekili göstereceğimiz listeler yok.”
Tek liste ya da bölgelere göre ittifak hesapları
Saadet yönetimi, siyaset kulislerindeki, “Karamollaoğlu üçüncü ittifaktan söz ederken hem yüzde 7’lik seçim barajı aşmak hem de parlamentoda daha çok milletvekili çıkarmak için Gelecek, DEVA ve Saadet’in birlikte hareket etmesini istiyor” yönündeki değerlendirmeleri çok da yanlış bulmuyor.
Aydın; “Her şey altılı masada belirlenecek ilkeler çerçevesinde kararlaştırılacak. Kimse o masadan ayrı işler yapmayacak” mesajı veriyor.
24 Nisan’da Demokrat Parti lideri Uysal’ın ev sahipliğindeki iftar yemeğinde buluşacak altı liderin “birliktelik ruhunun korunacağına” dair birbirlerine verdikleri güvenceyi yenilemeleri muhtemel. Bu güvenceyi yenilerken parlamentoda daha yüksek temsile dönük seçim ittifaklarını da konuşacaklar.
DEVA Partili İdris Şahin, “Biz seçimlere ilk kez girecek bir parti olduğumuz için kendi ismimiz ve amblemimizle seçimde olmak istiyoruz. Böyle bir hedefimiz var” diyor ama DEVA’nın önceliğinin de altılı masada seçim ittifakı için alınacak kararlara uymak olacağını söylüyor. Yani ortada henüz verilmiş bir karar yok.
Belirli olan tek şey; altılı masanın ortak bir cumhurbaşkanı adayı çıkaracağı, parlamento seçiminde de AKP-MHP cephesine karşı herkesin birbirini destekleyeceği. Gelecek Partili Selçuk Özdağ, “Hiçbir şey net değil” diye çıkışanların “AKP iktidarının haksız uygulamalarına karşı muhalefetin birlikte hareket etme kararlılığından vazgeçmediğini” görmesini istiyor:
“Her şey açık. Bir partinin listesinden de girilebilir, belli bölgelerde özel ittifaklar da yapılabilir. Her bölgeyi, her ili ayrı ayrı değerlendiriyoruz. Böyle ince hesaplar yapmamız da çok normal.”
Bu ince hesaplardan çıkacak formüllerin muhalefeti ne kadar rahatlatabileceğini de zaman gösterecek.