Ana SayfaPlazma tedavisi Türkiye'de nasıl uygulanıyor

Plazma tedavisi Türkiye’de nasıl uygulanıyor

 

Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi olan Kayar, "Yatakta internet üzerinden bu tedaviyi okudum. 'Ne kaybederim, halsizken biraz kan vermiş olurum' dedim. Baştan kafaya koydum" diyor.,

 

Türkiye'de koronavirüsle mücadelede "immün plazma tedavisi" ay başında uygulanmaya başlandı.

 

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi ve Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, Covid-19'a karşı plazmanın etkisinin halen araştırıldığının altını çiziyor, ancak başka kesin bir tedavi yöntemi olmadığı için ve hastaların fayda görebileceği düşüncesiyle uygulamaya geçildiğini anlatıyor.

,

"İmmün plazma tedavisi" nedir?

Covid-19 geçiren bir kişinin bağışıklık sistemi koronavirüse saldıracak antikorlar geliştiriyor.

 

Glikoprotein yapısındaki moleküller olan antikorlar, kanın "plazma" adı verilen sıvısında oluşuyor.

 

Bu nedenle immün plazma tedavisinde Covid-19 tanısı konan ve tedavi sürecinin ardından iyileşen kişilerin kanından "plazma" adı verilen sıvı alınarak, hasta kişiye naklediliyor.

 

Bu antikorların, yoğun bakımdaki yüksek riskli hastaların iyileşmesine yardımcı olması umuluyor.

 

BBC Türkçe'ye konuşan Prof. Dr. Alpay Azap, "Beklentimiz, bunu (plazmayı) hastaya verdiğimizde antikorların virüsü etkisiz hale getirmesi" diyor.

 

Plazma tedavisi hangi hastalara uygulanıyor?

 

Dokuz gün hastanede yatan İsmail Kayar BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, yoğun bakımda tedavi görmediğini, yine de hastalığı çok ağır geçirdiğini anlattı:

"Hastaneye gittiğimde etlerim dökülecekmiş gibi eklemlerim ağrıyordu. Ne tarafa yatsan o tarafın acıyor. 5 gün süreyle ben ne bir şey yiyebildim, ne su içebildim. Nefes alıyorsun, yetmiyor. Lavaboya gidip geliyorsun sanki 5 kilometre koşmuşsun gibi yorgun hissediyorsun."

 

İsmail Kayar 30 Mart'ta hastaneden taburcu oldu

 

Kayar'a immün plazma tedavisi uygulanmamış, zira uygulanacak hastaların seçilmesinde belli kriterler aranıyor.

 

Prof. Dr. Azap yoğun bakımdaki ağır hastanın kanında bazı değerlerin düşük ya da yüksek olması ve hastanın oksijen desteğine ihtiyaç duyması gibi kriterlere bakıldığını söylüyor.

 

"Plazmayı hastalığın 7 ila 14'üncü günü arasında kullanmak gerekiyor, çünkü 14 gün geçtikten sonra çok fazla işe yaramıyor" diyor.

 

Sağlık Bakanlığı bünyesinde enfeksiyon, dahili, hematoloji, yoğun bakım ve transfüzyon tıbbı uzmanları bir araya gelerek immün plazmanın nasıl tedarik edileceğine ve tedavinin nasıl uygulanacağına dair bir rehber hazırladı.

 

Bu rehbere göre, "genel olarak çok güvenli" olduğu belirtilmekle birlikte plazma tedavisinin yan etkileri de bulunabiliyor. Rehberde "yüzde 1 oranında ateş, kaşıntı, kızarıklık ve diğer alerjik reaksiyonlar, on binde 1 ila beş yüz binde 1 arasında ise viral hepatit ve HIV görülebileceği" kaydediliyor.

 

Plazma immün tedavisi uygulanmasına hastayı tedavi eden ekip karar veriyor. Tedavi ekibi hastaya plazma gerektiğine karar verirse, Kızılay Kan Merkezi'ni arıyor. Kızılay da tüm Türkiye'yi kapsayan immün plazma bankasından hastanın kan grubuna uygun plazmayı tedarik ediyor ve hastaneye ulaştırıyor.

 

Prof. Dr. Azap, Kızılay'ın süreci yönetmesindeki amacın "hasta yakınlarını plazma bulmak zorunda bırakmamak" olduğunu söylüyor ve ekliyor:

"Bu iş suistimale de açık. Bazı hasta yakınları 'Ne gerekiyorsa yapalım. Ne kadar para istiyorsanız verelim' noktasına da geliyorlar haklı olarak. Bu tür durumları engellemek adına, 'Kan bağışı olsun ve Kızılay organize etsin' dendi."

 

Ancak buna rağmen sevdiklerinin hızla iyileşmesini uman hasta yakınları, sosyal medyadan ilanlarla bağışçı arıyor.

Bağış süreci nasıl işliyor?

Covid-19 hastası olduğu klinik testlerle kanıtlanmış ve tedavi sürecinin üzerinden 14 gün geçmiş kişiler bağışta bulunma başvurusunda bulunabiliyor.

 

Kızılay da tüm Türkiye çapında Covid-19 tetkiki istenen hastaların bilgilerinin girildiği halk sağlığı yönetim sistemi veri tabanına erişiyor. Bu listelerden iyileşen hastalar aranarak plazma bağışçısı olmak isteyip istemedikleri soruluyor.

 

Bağış yapılmadan önce söz konusu kişiye tekrar test yapılıyor.

 

Test sonucu negatif çıkanlar, Kızılay'ın plazma için belirlediği kan bağışı noktalarına gidiyor.

 

Ardından bağışçının onayı alınıyor ve kan vermesinde sakınca olup olmadığının tespiti için muayene ediliyor, kanına laboratuvar testleri uygulanıyor.

 

Test sonuçları uygun olan bağışçının kanında bulunan plazma, aferez cihazında ayrıştırılarak alınıyor, kandaki diğer bileşenler bağışçıya geri veriliyor.

 

İşlem 45-60 dakika sürüyor

 

Prof. Dr. Azap, "Bağışçı olmanın herhangi bir zorluğu yok. Kan bağışçısı olmakla aynı şey. İşlem birebir aynı" diyor.

 

İsmail Kayar da 14 günlük karantina sürecinin ardından plazma bağışında bulunmadan bir gün önce hastaneye çağrıldığını anlatıyor:

"Detaylı kan tahlilleri ve koronavirüs testi yine yapıldı. Test sonucu tekrar negatif çıktı. Kanda antikor ürediği tespit edildi. Kan verebileceğim söylendi."

 

Hastalık, ameliyat geçmişi ve sigara kullanımı gibi soruların olduğu bir form doldurduktan sonra kan verdiğini anlatan Kayar, işlemi şöyle özetliyor:

"Bir makine var. Koldan damar yolu açıyorlar. İğneyle bağlanıyorsunuz makineye. İşlem yapılırken bir ağrı, sancı yok. Bazen 'elini sık, bırak' diyorlar. Makine kanı alıyor, ayrıştırıyor, sonra geri veriyor."

 

İmmün plazma bağışı, ilk bağışın yapıldığı tarihten itibaren 7-10 gün aralıklarla bir ayda en fazla 3 kez yapılabiliyor.

Kayar'ın plazmaları 3 kişide kullanılmış. "'Normalde donduruyoruz, ihtiyaç halinde veriyoruz, ama çok bekleyen var' dediler. 'Durumları da iyiye gidiyor' dendi ertesi gün."

 

Kayar, röportajın yapıldığı günün ertesi günü tekrar bağış yapmayı planlıyordu. Ondan bir hafta sonra da 3. kez bağış yapacağını söyledi.

 Kaynak:BBC Türkçe

 

- Advertisment -