Ana SayfaHaberlerNormalleşmede “suç ortağı” krizi

Normalleşmede “suç ortağı” krizi

Özgür Özel’in “Bahçeli ittifakından memnun değilse bizim ittifakımıza katılabilir. Suç ortağını bize doğru itmesin” açıklamasına AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten tepki: “Sn Özel’in Cumhur İttifakı bileşenlerine “suç ortağı” demesi siyasi nezaket atmosferine yakışmayan saygısız bir siyasi saldırganlıktır.”

MHP lideri Devlet Bahçeli, dün (12 Haziran) “AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği MHP’nin samimi dileği ve temennisidir. Buna rağmen Cumhur İttifakı’na bağlılığımız kararlılıkla devam edecek, TBMM’de desteğimiz aynen sürecektir” ifadelerine yer verdiği bir açıklama yapmıştı.

“Cumhur İttifakı’nda sorunlar var”

CHP lider Özgür Özel, Bahçeli’nin açıklamasıyla ilgili olarak gazetecilere şunları söyledi:

“Birkaç gün önce sayın Bahçeli’nin yüzüğünü sordunuz. Bahçeli’nin nefes israf etmeden taktığı yüzüğe benim nefes israf edecek halim yoktu. Şimdi yazılı açıklama yapmış. Ben yine çok fazla nefes israf edip de kamuoyunu yaratılmaya çalışılan suni tartışma ile meşgul etmek istemem. Belli ki sorunlar var. Cumhur İttifakının sorunları, Cumhur İttifakının sorunudur, bizim değil. Biz son seçime bir siyasi parti ile ittifak yaparak girmedik. Tek başımıza son 47 yılın en yüksek oyunu alarak Türkiye’nin birinci partisi olduk. O yüzden ittifak ortağımız olmadığı için kavga edecek kimse yok yanımızda. Kimseyle tartışmamız, gerginliğimiz yok.

“Belli ki Cumhur İttifakı’nda sorunlar var. Sorunları çözmek için bir metinde hem bir kopuş, hem bir sadakat, hem bir sitem, hem bir umut, hem bir tehdit barındırılmış. Bunların hiçbiri ile meşgul değiliz. Ben sayın Bahçeli’ye de bir davette bulunayım. Eğer kendisi ittifakından memnun değilse bizim ittifakımıza katılabilir. Bizim ittifakımızın adı ‘Türkiye İttifakı’dır. O yüzden siyasi partileri birleştirmeye ya da CHP ile bir başka siyasi partiyle ittifak teklif etmesine gerek yok. Gelsin ‘Türkiye İttifakı’na katılsın.

“Burada şöyle bir zorlukları olur. Bizim ittifakımızda örneğin bir genel başkan yardımcımızın eşini Sayıştay üyesi yapmak için Sayıştay’a seçtirmek için ricacı olmayız. Biz en düşük emekli maaşının asgari ücret olması için gider konuşuruz. Bununla ilgili mücadele veririz. Mesela biz papa seçimine dönmüş Yargıtay seçimini önce kilitleyip sonra bize yakın bir yüksek yargıcı Yargıtay Başsavcısı yapmak için pazarlık etmeyiz. Biz bütün asgari ücretlilerin, enflasyona ezdirilmemesi için mücadele ederiz. Eğer Türkiye İttifakında olacaklarsa partideki genel başkan yardımcılarının adalet ya da diğer bürokrasideki kendilerine yakın kişilerin bir yerlere gelmesi için pazarlıklar, itişmeler, kakışmaları bırakıp bu krizi yaratan Adalet ve Kalkınma Partisi ile kendilerinin birlikteliğinin sorumluluğundan kaçmayıp gelip emekliye, asgari ücretliye, buğday, çay, fındık, üzüm üreticisine, çiftçilere, emekçilere ve emeklilere sahip çıkacak bir mücadeleye varsa gelsin Türkiye ittifakına katılsın. Öyle bize kimse ittifak falan önermesin çünkü bugünün sorumluları, bu sorumluluğu taşıyacak. Sayın Bahçeli şöyle bir kolaycılık yapmasın. Memleketi bu hale kadar getirip suç ortağını bize doğru itmesin. Bu sorunları ya çözsünler ya bıraksınlar biz çözeriz.

“Erken seçim Bahçeli’nin uzmanlık alanı, çağrı yaparsa değerlendiririz”

Özel, “Bahçeli’nin bu çıkışının ardından erken seçim gündeme geleceğini düşünüyor musunuz” sorusuna, “O, sayın Bahçeli’nin uzmanlık alanıdır. Kendisine sorun. Eğer bir erken seçim çağrısı yaparsa değerlendiririz” yanıtını verdi.

“Normalleşmeden korkuyorlar”

Özel, MHP genel başkan yardımcıları Semih Yalçın ve İzzet Ulvi Yönter’in gazetecilerle ilgili sert sözleriyle ilgili soruya da şöyle cevap verdi

“Sayın Yönter ile Yalçın arasında bir fark yok. İkisi aynı yapıdalar. Aynı sorumlulukta, aynı korkuda, aynı telaştalar. Normalleşmeden en çok onlar korkuyor. Çünkü normalleşen Türkiye’de kimse başkentin göbeğinde bir ülkü ocakları eski başkanının cenazesini sahipsiz bırakmaz.

“Biz Sinan Ateş’in cinayetinin aydınlatılması için tavır koyuyoruz. Eşine ve çocuklarına tüm Türkiye’nin vicdanlı insanları ile birlikte sahip çıkıyoruz. Sinan Ateş gibi birisi için bir taziye tweeti atmayanların bu saldırgan tweetlerinin milletin gönlünde hiç yeri yoktur.

“Onlarla aynı seviyeye inersek çıkarken vurgun yeriz. Onları o seviyede bırakalım. Ama bir tek şey biliyorum. MHP çok saygın insanlardan, üyelerden oluşan bir parti ve onların da o iki isimden yaka silktiğini bizzat MHP’lilerden biliyorum. Samimi ülkücülerle konuşan herkes o iki ismin partiyi temsil etmediğini, partinin ve hareketlerinin sırtında yük olduğunu söylüyor zaten.”

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın: “Yumruğunu sallayan korkaklara benziyorsun”

X hesabından “ÖZGÜR ÖZEL’E HADDİNİ BİLDİREN CEVAP” başlığı ile açıklama yayınlayan Yalçın, “Özgür Özel, CHP’nin siyasi iş birlikleriyle ilgili sorularımıza cevap vermekten kaçınıp topu taca atarak aklınca seviyemize inmemekten bahsetmişsin. Sen zaten doğrudan MHP Divan üyelerini -üstelik isim zikretme cesaretini de gösteremeden- hedef alarak zaten düşük olan seviyeni iyice alçaklaştırdın. Bir siyasi parti genel başkanı gibi değil de, padişahtan kelle isteyen Celali elebaşı, bir sergerde gibi davranıyorsun. Lakin nefesini boşuna tüketiyorsun. Sahte kabadayılıkla bizi ürküteceğini sanıyorsan aldanıyorsun. İşi gücü, ülkeye yarar getirecek siyaseti bir kenara bırakıp bizimle uğraştığına göre; bizden adamakıllı korkuyor, tırsıyorsun. Tıpkı tehlike olmadığı zamanlarda yumruğunu sallayan korkaklara benziyorsun” dedi.

“Layık olduğunuz tarzda muamele ve hitap ederiz”

“Sen önce kendi partinin içindeki sorunları çözmeye çaba göster. Bize sataşıp bizimle uğraşarak Yerel Seçimlerin rüzgârında ötelenen parti içi kavgalarının üstünü örtemezsin. Senin partinde öyle tipler var ki gıdım gıdım altını oyarlar. Sonra bir bakmışsın ki koltuk altından gidivermiş. Ama şu sıralar kapıldığın kibir ve gurur yüzünden ayağın yerden kesilmiş. Kibrin ve enaniyetin, gözünü kör etmiş. Gerçekleri göremiyorsun. Hayatta insanı mahveden üç şey vardır Özgür Özel… Bunlar; korkaklık, gurur ve öfkedir. Sende bunların üçü de var. Korkaklar; yalan, iftira ve çamuru silah olarak kullanırlar. Korkaklar; duyguları istismar eder, hassasiyetleri şeytanca kaşırlar. Üzerlerine gidince çabucak öfkelenirler. İşte sen tam da böyle birisin. Menfur bir cinayeti istismar ederek kirli siyasetine katık ediyorsun. Birilerinin zembereklerini kuruyor, hassasiyetlerini tahrik ediyorsun. Her gün biraz daha çirkinleşiyor, çirkefleşiyorsun. Haddini bilmeden bize saldırmaya devam edersen, sana kemali memnuniyetle haddini bildirmekten çekinmeyiz. Senin riyakârca efelenmelerinin, laf ebeliklerinin altında kalmayız. Layık olduğun tarzda muamele ve hitap ederiz. Biz varız; sen de buyur, böyle devam et! Hodri meydan! Özgür Efendi; Şahsımı ve mesai arkadaşım İzzet Ulvi Yönter’i maksatlı olarak hedef alan hezeyanlarının, millet nezdinde karşılığı olup olmadığını da zamanla göreceksin.”

Ömer Çelik: Cumhur İttifakı bileşenlerine “suç ortağı” demesi saygısız bir siyasi saldırganlıktır

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik konu hakkında şunları söyledi: “CHP Genel Başkanı Sn Özgür Özel’in Cumhur İttifakı’nın birliğinde ve bütünlüğünde bir sorun olduğunu düşünmesi beyhude bir yaklaşımdır. Sn Özel’in Cumhur İttifakı bileşenlerine “suç ortağı” demesi ise siyasi nezaket atmosferine yakışmayan saygısız bir siyasi saldırganlıktır. Cumhur İttifakı güçlü bir birliktelikle yoluna devam etmektedir ve her türlü saldırganlığa siyaset ve hukuk zemininde cevap verecek güçtedir. Sn Özel’in Cumhurbaşkanımızın iade-i ziyareti sonrasında bu şekilde yakışıksız bir açıklama yapmasını, yürüttüğü siyasete dönük olarak CHP içinde meydana gelen rahatsızlıkları giderme çabası olarak görüyoruz.”

CHP Genel Başkanı Özgür ise Gazeteci Yavuz Oğan’a yağtığı açıklamada Çelik’e şu cevabı verdi:

Özgür Özel’in konuya ilişkin açıklamaları ise şöyle:

“Emeklilere on bin lirayı verecek, on bin liraya emeklileri mahkum edeceksin. Asgari ücreti zam yapmayacaksın. Çaya, buğdaya, maliyetin altında fiyat vereceksin. Ondan sonra memleketi bu hale getireceksin. Yani işte kur korumalı mevduata iki trilyon hepimizin cebinden para vereceksin. Tarihin en büyük yoksuldan zengine fon transferi gerçekleşecek. Buralarda hep AK Parti’ye destek vereceksin. Anayasa Mahkemesi kapatılsın diyeceksin. Türkiye’nin neredeyse Avrupa Konseyi’nden çıkarılma sürecini başlatacak kadar hukuk tanımaz bir noktaya geleceksin. Sonra ben gidiyorum AK Parti sizin olsun. Yok öyle ama yani. Ben bu suç ortağı dediğim, Türkiye’yi buraya getirmekle birlikte suçlusunuz. Yoksa Sinan Ateş cinayetinden bahsetmiyorum. Ayrıca da yani kriminal bir suçtan bahsetmedim. Ama benim esas kastettiğim ekonomik olarak memleketi getirdiği nokta”

- Advertisment -