Mesele Enver Aysever değildir; mesele, Türkiye’de yargının, kanunları kılık olarak araçsallaştırarak sevmediğimiz fikirler karşısında takındığı tavırdır. İster istemez şu soruyu sormak zorundayız: Özgürlük, gerçekten bu kadar savunmasız mı? Bir insan sırf “yanlış”, “rahatsız edici”, “tahrik edici” ya da açıkça “saçma” konuştu diye özgürlüğünden mahrum edilebilir mi?
Hukuk devleti iddiasını ciddiye alan herkes için bu sorunun cevabı nettir: Hayır.
Etnik kimlikleri bastırma ve ulus devleti tek bir etnik kimliğe bağımlı hale getirme hırsı, bir varolma kavgasına yol açtı. Güney Afrika’daki kanlı tecrübeyi yakından yaşamış bir insan hakları savunucusu olan Avukat Bhabha şöyle diyor: “Etnik kimlikleri bastırmakla hata ettik. Tam tersine onların da sesinin duyulabildiği yeni bir ulus-devlet fikrini kurmalıydık.”
Kim ne derse desin, Erdoğan, son 20 yılda ülkede gerçekleşen tarihî bir değişimin ve sosyolojik bir dönüşümün simgesi ve taşıyıcısı olmuş, modernist cumhuriyet modelini ters yüz etmiştir. Muhafazakâr kesim bu faktörü, her tür sosyal-ekonomik girdinin ve hukuk devleti sorunlarının önünde değerlendirmiştir. Bunun önemini muhalif zihinler her zaman hafifsemiştir. Bunları gören, karşı siyaset üreten muhalefet olmadıkça durum pek kolay değişmez.
Odesa’daki Chornomorsk Limanı’na yanaşan Türk feribotu Cenk T’ye isabet eden füzeler yangına neden oldu ama saldırıda can kaybı ya da yaralanma olmadı. Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Nariman Celal: “Gemi, Türkiye’nin en büyük lojistik şirketlerinden biri olan Cenk Shipping Group’a aittir. Cenk Shipping Group, feribot hattını açarak ticaretin ve sivil lojistiğin sürdürülmesine katkı sağlamıştır. Daha önce de Rus insansız hava araçları İzmail Limanı’nda bir Türk gemisini hedef almıştı.”
Ek klasörleri açıklanan İBB davasındaki gizli tanık kaosunu Özgür Özel açıkladı: “İddianame çıkınca Meşe yok yerine İlke var. İlke her şeyi aynen söylemişti. İlke, 'Tüm ifadelerimi geri çekiyorum. Tedbirlerimi kaldırın' demiş."
Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturmada, Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in arkadaşı Sultan Nur Ulu, Gülter’in annesini iterek camdan aşağı attığını iddia etti. Gülter’in iki avukatı dosyadan çekildiklerini açıkladı. Ancak avukatlar çekilme açıklamasında “suçlu olduğu anlamına gelmesin” ifadelerine yer verdi. Gülter, adliyeye götürüldüğü sırada “Cinayeti siz mi işlediniz?” sorusuna “Hayır, gerçekler bir gün çıkacak ortaya” diye yanıt verdi.
İmamoğlu'nun da yargılandığı İBB duruşması başlıyor. İlk duruşma 9 Mart 2026'da. Yargılama en fazla 4 bin 600 gün sürecek (12 buçuk yıl). İBB iddianamesinde Ekrem İmamoğlu ile 105'i tutuklu 402 kişi var. İmamoğlu hakkında 2 bin 352 yıl hapis cezası isteniyor.