Devletin Dersim özründen 13 yıl sonra bugün CHP’li bir Alevi milletvekilinin Dersim’i anması bile linç edilmesine yetebiliyor. Toplumlar her zaman ileri gitmiyor bazen geriye de gidebiliyor. 2011’de özür dileyen Erdoğan’ın hatta 1987’de genç bir asker olarak yaptıklarından en azından utanan Muhsin Batur’un bile gerisine düşenlere kısa bir hatırlatma…
Montesquieu, kanunları "genel ruhu" yansıtan aynalar olarak görür. Ancak Montesquieu günümüzde yaşasaydı kanunları “muktedirlerin ruhu”nu yansıtan aynalar olarak bu görüşünü güncellerdi diye düşünüyorum. Ağzındaki lokmayı yutup hazmetmeyen bir sonraki lokmanın kurbanı olur. Mevcut anayasayı ve yasaları bile sindirememiş bir topluma gökten yasa inse ne olur? Sanki Anayasa’daki vatandaşlık tanımı değiştirildiğinde her şey süt liman olacak. Aristo’nun deyimiyle “Tamamlanmamış bedende yetişkin yaşayış olmaz.”
“Franco, Zafer, Cumhuriyet, Cezasızlık ve Kentsel Mekân” adlı sergisinde görücüye çıkan başsız Franco heykeli. Belediye başkanı, “Franco rejiminin suçlarını ve hatta demokrasi döneminde bile süren cezasızlığı teşhir etmek” amacıyla sergiliyoruz dese de başsız da olsa, ironi de olsa Katalanlar ayağa kalktılar; heykel yumurta yağmuruna tutuldu, hızını alamayanlar bir de heykele Catalonya bayrağı bağladı.
İmamoğlu’nun danışmanı Necati Özkan, tutuklandığı casusluk soruşturması ve dosyanın kilit ismi Hüseyin Gün hakkında konuştu: “‘ABD’de çok başarılı olmuş bir Türk iş adamı ve teknoloji yatırımcısı’ olarak tanışmaya geliyorsunuz ama ‘anne’ dediğiniz kişiyle geliyorsunuz. Bir gencin iş görüşmesine ebeveyniyle gelmesi gibi garip bir durumdu, öyle birini işe almazsınız. Hüseyin Gün kelimenin tam anlamıyla yapıştı, ille bir sunum yapacak, ille Ekrem Başkan’la ‘mami’si bir kare fotoğraf çektirecek. Neden ve kimden musibet geleceğini kestiremeyeceğiniz bir ortamda herkesi kazanma duygusu içinde tolerans gösteriyorsunuz.”
Devletin Dersim özründen 13 yıl sonra bugün CHP’li bir Alevi milletvekilinin Dersim’i anması bile linç edilmesine yetebiliyor. Toplumlar her zaman ileri gitmiyor bazen geriye de gidebiliyor. 2011’de özür dileyen Erdoğan’ın hatta 1987’de genç bir asker olarak yaptıklarından en azından utanan Muhsin Batur’un bile gerisine düşenlere kısa bir hatırlatma…
PKK, 26 Ekim’de aldığı Türkiye’den güçlerini çekme kararından sonra Irak-Türkiye sınırındaki Zap bölgesinden tamamen çekildiğini duyurdu: “Mevcut haliyle söz konusu alanda çatışma riski tamamen ortadan kaldırılmıştır. Bu çekilme ve düzeltme de Öcalan’ın geliştirdiği Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin gelişip başarıya ulaşması için önemli bir pratik katkı olmakta ve sürece ilişkin kararlılığımızı bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu yeni adımımızın, Kürt sorununun çözümüne ve Türkiye’nin barışı ve demokratikleşmesine hizmet edeceği inancındayız.”
Yıldıray Oğur, Serbestiyet Editör Toplantısı’nın ikinci bölümünde Suriye’de SDG-Şam diyaloğunun son durumunu, şehit babasına haberin verildiği anların gösteren videoyu, gazetecilerin İBB soruşturmasına dahil edilmesini ve Furkan Bölükbaşı’nın tutuklanmasını yorumladı.