Organize suç örgütü yöneticisi olduğu iddiasıyla yargılanan Sedat Peker dün, kendisinin yönettiği “Deli Çavuş” isimli Twitter hesabından kimi AK Partili isimler ve Beştepe’de görev yapan bürokratlara dair rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla ilgili WhatsApp yazışmalarını paylaştı.
Söz konusu rüşvet pazarlıklarının yazışmalarına dair görselleri paylaşan Peker, Bank Asya’nın 16 yıl yöneticiliğini yapan eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu ve Türkiye Odalar Borsalar Birliği Deniz Meclisi üyesi Salih Orakcı’nın yolsuzluk ağını yönettiklerini, SPK Başkanı’nın AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun, Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’den sorunlarının çözümü için “12 milyon TL rüşvet istediğini” iddia etmişti.
Peker’in elinde bıçakla Ünsal Ban’ı yaraladığını iddia ettiği ve videosunu paylaştığı AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu açıklama yaptı.
Taşesenlioğlu, Twitter hesabından yaptığı açıklamada,” Sosyal medyada şahsımı hedef alan mahrem görüntülerle ilgili şu açıklamayı yapmak zaruri olmuştur. Kendi mahrem evimde, başım açık şekilde Ünsal Ban tarafından gizli çekilen görüntülerim kişisel ve aile mahremiyetim hiçe sayılarak milyonlara servis edilmiştir. Son derece çirkin ve gayriahlaki şekilde yayınlanan söz konusu görüntülerle kadına karşı şiddetin en ağır şekline maruz bırakılmış bulunmaktayım. Söz konusu şahsiyetin boşanma sürecinde kendini haklı konuma getirebilmek için olmadık yollara başvurduğu görülürken, tartışmanın öncesi ve sebebinin ne olduğu bilinmeden bir kurgu üzerinden servis edilen bu görüntüler toplum nezdinden beni küçük düşürüp itibarımı lekelemeyi hedef almıştır” değerlendirmesini yaptı.
Kesenlioğlu, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Görüntülerde tartışma sırasında Ünsal Ban’ın ailesinin ve çevresinin uzun dönemdir benim ve ailemin adını kullanarak yaptığı usulsüzlüklere gösterdiğim ve artık son noktaya gelen tepkim yaşadığım bu zorlu süreci gözler önüne sermektedir. Farklı bir boyuta çekilen bu görüntüler boşanma sürecinde zor günler yaşayan bir kadının linç edilmesi ve itibarsızlaştırma çalışmasından başka bir amaca hizmet etmemektedir.
Diğer taraftan aile mahremiyetini, toplumun en temel değerlerini bile hiçe sayan kınanması gereken bu rezillik maalesef siyasi bir lince dönüştürülmüştür. Günlerdir, ailemle birlikte sistematik olarak iftira kampanyası ile karşı karşıya kaldığımı ve bu iftiraları atan ya da taraf olan herkesle yargı önünde hesaplaşacağımı belirtmek isterim.
Şahsıma yönelik bu yargısız infazın son bulacağına ve son derece ahlaksızca oynanan bu kumpasın yargı önünde bir an önce gün yüzüne çıkacağına inancım tamdır. Bu konu ile ilgili adli ve hukuki süreç başlatılmıştır.
Kamuoyuna saygıyla duyulur.”