Malala Yousafzai, henüz 11 yaşındayken BBC’nin Urdu dilindeki yayını için anonim bir günlük tutmaya başlamıştı. Daha sonra, kadınların okuma hakkının savunucusu oldu. Bu yüzden 2012’de, yani 15 yaşındayken, yaşadığı (ülkenin kuzeybatısındaki) Swat kentinde Taliban’ın saldırısına uğradı. Okul otobüsüne zorla giren militanlar tarafından başından vuruldu. Taliban’ın Pakistan kesimi saldırıya Malala’nın “Batı yanlısı” olmasını ve “Paştun bölgelerinde Batı kültürünü yayması”nı gerekçe gösterdi.
Malala ölmedi; önce Pakistan’daki bir askerî hastanede ameliyat edildi ve beyin boşluğundaki şişmeyi önlemek için kafatasının bir kısmı alındı; arkasından, tedavisinin devam edebilmesi için İngiltere’ye nakledildi. Ailesinin yerleştiği Birmingham kentinden, çocuk haklarını savunmaya devam etti. 2014’te Hintli activist Kailash Satyarthi’yle birlikte Nobel Barış Ödülü’nü aldı (ve bu ödülün en genç sahibi oldu). Halen 20 yaşında ve Oxford Üniversitesi’nde “Felsefe, Siyaset ve Ekonomi” okuyor.
29 Mart’ta Malala Yousafzai, vurulduğundan bu yana ilk defa ülkesine döndü. Benazir Bhutto havaalanında karşılandı ve baştan sona çok sıkı güvenlik tedbirleri altında, 31 Mart’ta doğup büyüdüğü ve “yeryüzü cenneti” diye nitelediği Swat’ı da ziyaret etti. Pakistan’ın genellikle muhafazakâr ortamında, militanların baskısına karşın gene de memleketi ve halkından çok destek aldığını vurguladı. Bu karmaşık Doğu-Batı öyküsünü, iki BBC yazısından okuyabilirsiniz. – Serbestiyet Yayın Kurulu.