Kuzey Kore’de büyüyen Kang Na-ra hayatında hiç internet kullanmamıştı. Ülkesinde akıllı telefon kullanmalarına izin verilen ayrıcalıklı bir grup insanın internet erişimi bile son derece kısıtlıydı. YouTube, Instagram ve Google gibi bizim için oldukça sıradan olan şeyler Kuzey Kore’ye bütünüyle yabancıydı.
Bugün Kang, videoları milyonlarca insan tarafından izlenen ve 350.000’den fazla abonesi bulunan bir YouTube fenomeni. 130.000’den fazla takipçisi olan Instagram hesabını ise Chanel ve Puma gibi dev markalar, reklam verme amacıyla tercih ediyor.
Kang, Güney Kore’ye kaçtıktan sonra çoğu insan için makul bir kariyer tercihi olarak görülmeyen Youtuberlığı tercih eden Kuzey Koreli sığınmacılardan biri.
Geçtiğimiz on yılda birçok kişi benzer bir yol izledi. Bu videolar ve hesaplar aracılığıyla Güney Kore’dekiler yalnız bir keşiş adasını andıran Kuzey Kore’deki hayatı, yemekleri, kullanılan argo kelimeleri ve günlük rutinleri öğreniyor.
14 Eylül 2012’de Pyongyang’da bir bilgisayar ekranında görülen son derece kısıtlı Kuzey Kore internet ağı.
Bazı Youtube kanalları Kuzey Kore’nin diğer ülkelerle olan ilişkileri hakkında siyasi içerik sunuyorken, bazıları ise yeni iltica etmiş olanlar için tamamen yeni bir olgu olarak görülen popüler kültür temalı zengin içerikler üretiyor.
Ancak dünyanın en izole ve yoksul ülkelerinden birini bırakıp teknolojik olarak en gelişmişlerinden birine sığınan bu Influencerların çoğu için böylesi bir kariyer tercihi ilk bakışta göründüğü kadar tuhaf değil.
Sığınmacılar ve uzmanlar, bu çevrimiçi platformların yalnızca ekonomik bağımsızlığa giden bir yol olmadığını, aynı zamanda bu platformların korkutucu sayılabilecek yeni bir dünyaya adapte olurken bir temsil ve aktif bir özne olma duygusu da sunduğunu belirtiyor.
Özgürlüğe Giden Yol
Bu sığınmacılar nispeten yeni bir olgu olarak karşımızdalar.
“Liberty in North Korea” adlı kar amacı gütmeyen uluslararası bir STK’nın Güney Kore direktörü olan Sokeel Park, son 20 yılda Kuzey Kore’den Güney Kore’ye azımsanamayacak sayıda insanın girmeye başladığını ve bu insanların çoğunun da Kuzey Kore’nin Çin ile olan sınırından kaçtığını söylüyor.
Seul Birleşme Bakanlığı’na (Unification Ministry) göre, 1998’den beri 33.000’den fazla insan Kuzey’den Güney Kore’ye sığındı ve bu sayı 2009’da 2.914’e ulaştı.
Şu anda 25 yaşında olan Kang, Çin seks ticaretinde kaçırılmak ya da yakalanırsa türlü işkencelerle, hapsedilmekle ve hatta ölümle karşılaşabileceği Kuzey Kore’ye geri gönderilmek gibi risklerle dolu bu yolu tercih eden insanlardan biri.
Kang, 2014 yılında genç bir kadın olarak Güney’e kaçtı ve daha öncesinde kaçmış olan annesine katıldı.
Sürecin başları çok zordu zira diğerleri gibi o da yalnızlık, kültür şoku ve ekonomik sıkıntılar gibi sorunlarla karşı karşıya kaldı. Güney’in herkesin dilinde pelesenk olan rekabetçi iş piyasası, hem kapitalist topluma hem de birtakım yerlilerin düşmanlığına alışmak ve uyum sağlamak zorunda kalan sığınmacılar için daha da çetrefilli bir hal alıyor.
Birleşme Bakanlığı’na göre, 2020 itibariyle bu sığınmacıların %9,4’ü genel nüfusun %4’üne kıyasla işsizdi.
Kang için, psikolojik danışmanlık almaya başlaması ve diğer sığınmacılarla birlikte okula gitmesi bir dönüm noktası oldu. Ancak Güney Kore’de yayınlanan bir TV şovunda boy gösterene kadar hayatının daha önce hiç o kadar ilginç olmadığını söylüyor.
‘Defector Tv’
2010’larda, Kuzey Korelilere yönelik artan halk ilgisi, iltica edenlerin deneyimlerini aktarmaya davet edildiği “Defector Tv (Sığınmacı Televizyonu)” olarak bilinen yeni bir televizyon türünün ortaya çıkmasına neden olmuştu.
En meşhur programlardan bazıları, ilk kez 2011’de yayınlanan “Now On My Way To Meet You” ve 2015’te yayınlanan “Moranbong Club“dı.
Kang, her iki yapımda da yer aldı. Tam da bu zamanlarda makyaj, güzellik ve modayla ilgili videoların dikkatini çektiği YouTube’a ilgi duydu.
2017 yılına gelindiğinde, TV şovlarında boy gösterdiği dönemde ona ilgi duyan insanlar için günlük hayatına dair izlenimlerini yayınladığı kendi Youtube kanalını kurmuştu.
Kang Na-ra, 5 Eylül 2019’da Güney Kore, Seul’deki bir stüdyodaki çekim esnasında.
YouTube videolarının çoğu, Güney ve Kuzey Kore arasındaki farklılıkları bilhassa güzellik normları bağlamında ele alıyor. Örneğin bir videoda “Kuzey Kore’de büyük göğüsleriniz varsa, bunun pek iyi olduğu söylenemez!” diyerek gülüyor. Aynı videoda Güney Kore’de dolgu malzemesi kullanılan sütyenleri ve göğüs büyütme ameliyatlarını öğrendiğindeki şaşkınlığını izleyicileriyle paylaşıyor.
Diğer videolar, sığınmacıların Kuzey Kore’den kaçma deneyimiyle bağlantılı sıkça sorulan soruları konu ediniyor. Örneğin sığınmacıların yanlarında ne getirdikleri (aile fotoğrafları yahut yakalanmaları durumunda öleceklerini zaten bildikleri için yanlarına aldıkları fare zehri vb gibi) merak edilenler arasında.
Gelinen noktada kanal o kadar popüler oldu ki, video yapımcıları tutuldu ve sponsorlu Instagram içerikleri kanalda boy göstermeye başladı.
Kang, “artık düzenli bir gelir akışım var. İstediğimi alıp yiyebiliyorum ve istediğim zaman dinlenebiliyorum” diyor.
Kang Na-ra’nın YouTube kanalından bir video.
Bu başarı modeli sadece Kang tarafından değil diğer birçok sığınmacı youtuber tarafından da tatbik edildi.
Eun-jung 77.000’den fazla aboneye sahip; Jun Heo’nun ise bu yıl kanalını kapatmadan önce 270.000’den fazla abonesi vardı. Birçok kişiye Youtube’a katılmaları hususunda ilham veren 45,000 takipçili Park Su-Hyang da oldukça etkili oldu.
Liberty In North Korea’dan Sokeel Park’a göre bu başarının bir kısmı, sığınmacılarının girişimci kişiliğinden kaynaklanıyor.
Park, “bence buradaki en önemli faktör, kontrolün sizde olması. Güney Koreli bir patron tarafından emir-komuta zinciri altında değilsiniz ve Güney Kore çalışma kültürü hakkında strese girmeniz gerekmiyor” diyor.
“Evet, bu zorlu bir süreç olabilir, ancak en nihayetinde insanlar aktif özneler olarak planları çerçevesinde kendi patronları olarak bir şeyler yapmaktalar”
Kendine Özgü Bir Tarzla Dile Getirilen Hikayeler
Öte yandan Defector TV, bu Influencerlardan bazılarının popülaritesini güçlendirmeye yardımcı olmuş olsa da aynı zamanda sığınmacı topluluğu arasında tartışmalara da yol açmış.
Pek çok kişi bu türden şovları sansasyonel, abartılı, modası geçmiş ve yanlış olmakla eleştiriyor.
Örneğin gösteriler genellikle ilginç grafikler, ayrıntılı arka planlar ve ses efektleri ile bezeniyor. Sığınmacılar geçmişe dair anılarını anlatırken arka planda kederli müzikler çalıyor.
En nihayetinde bunların belgesel değil eğlence şovları olduğunu söylüyor Park: “Bu şovlar Güney Koreli TV yapımcıları ve yazarları tarafından kurgulanıyor ve açıkçası sığınmacılar editoryal kontrole bile sahip değiller.”
Kuzey Koreli bir sığınmacı olan Park Su-hyang, 19 Mayıs 2018’de Güney Kore’nin Seul kentindeki evinde bir YouTube videosu çekerken.
Kuzey Korelilerin ana akım medyada nasıl temsil edildiğine dair bu hayal kırıklığı ve hikayelerini kendi tarzlarına göre anlatma arzuları, bu kadar çok sığınmacının sosyal medyaya dönmesinin başlıca nedenlerinden biri olarak görülüyor.
Sığınmacıların çoğu, Güney Korelilerin Kuzey Kore hakkında oldukça sığ bir anlayışa sahip olduklarını ya da Kuzey Kore halkı hakkında sorguya tabi tutulması gereken belli başlı klişelere sahip olduklarını düşünüyor.
Park, YouTube’un çok farklı bir kontrol ve denetim düzeyine sahip olduğunu, herhangi bir yere bir kamera kurabilmenize ve de buradan hareketle doğrudan bir kitleye karşı konuşabilmenize olanak tanıdığını söylüyor.
İki Kore Arasındaki Köprüler
Ancak, birçok sığınmacı YouTuber için kendi hikayelerini anlatarak bağımsız bir gelir elde etmenin yanı sıra daha yüce bir amaç daha var: iki Kore arasındaki derin uçurumu kapamak.
Özellikle son yıllarda, Kuzey’in silah testleri ve Güney’in ABD ile ortak askeri tatbikatları konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle ilişkiler bozulduğundan bu yerine getirilmesi oldukça zor bir görev.
Ancak bazı insanlar bu gerilimlerin her iki taraftaki Korelileri birbirlerine yakınlaştırma hususunda ciddi bir neden teşkil ettiğini söylemekte.
2008’de Kuzey Kore’den kaçan ve YouTube kanalını 2019’da yürürlüğe sokan 35 yaşındaki Kang Eun-jung, “insanların YouTube aracılığıyla Kuzey Korelilerin karşı karşıya kaldığı zorlukları bilmelerinin Kuzey Kore’deki yurttaşlarım için yararlı olabileceğine inanıyorum” diyor.
Onun için YouTube, “kendisine kimliğini, kim olduğunu ve nereden geldiğini hatırlatan ve insanlara sığınmacıların deneyimlerini aktarmanın bir aracı”.
“İleride iki Kore birleşirse, Kuzey Kore’deki birçok insanla röportaj yapmak istiyorum”
Yine de, aradaki bu farkı kapatmayı umanlar için bir sorun var: İzleyici kitlesi yaşlanıyor. Yani bu içerikler 1950’lerin Kore Savaşını deneyimlemiş nesle hitap ediyor demek yanlış olmaz.
Park, “Kuzey ve Güney Kore’yi tek bir ülke olarak hatırlayan nesil yavaş yavaş ölüyor” diyor.
Bu durum genç nesiller arasında köprüler kurmayı daha da acil hale getiriyor.
Kang Eun-jung’un izleyicilerinin çoğu 50’li yaşlarında veya daha büyükken, Kang Na-ra’nın izleyicileri ise çoğunlukla 30’larında ki bu durum sosyal medya dünyasında nispeten yüksek olarak sayılabilecek yaş gruplarına hitap ettikleri anlamına gelmekte.
Sorunun bir kısmı, genç Güney Korelilerin askerden arındırılmış bölgenin diğer tarafındaki akranları hakkında neredeyse hiçbir şey bilmemeleri ile ilgili olabilir.
Park, “Genç Güney Koreliler Amerikan halkını Kuzey Korelilerden daha iyi tanıyorlar. Hatta Japonları Kuzey Korelilerden daha iyi tanıyorlar ve tabii Çinlileri de aynı şekilde” diye anlatıyor bu durumu.
“Yani, bir çeşit insanlar arası iletişimi, anlayışı ve empatiyi sürdürebilmek bu Youtube kanalları aracılığıyla başarılabiliyorsa o zaman bu gerçekten harika bir şey!”
Kang Eun-jung, “daha fazla genç abone arzulamaktayım zira daha fazla gencin birleşmeyi önemsemesini ve Kuzey Kore ile ilgilenmesini istiyorum” diyor.
“Sizce de bu durum memleketime ölmek zorunda kalmadan dönme ihtimalimi artırmaz mı? Daha çok genç her iki Kore’nin birleşmesini arzularsa, bu hayal gerçekleşmez mi?
Çeviri: Hasan Ayer
Kaynak: https://edition.cnn.com/2022/09/03/asia/north-korea-defectors-youtubers-intl-hnk-dst/index.html