İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in basın danışmanı Murat İde, geçtiğimiz hafta gazeteci Levent Gültekin’i yalancılıkla suçlayan bir tweet atmıştı.
İde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun CNN Türk canlı yayınında İYİ Parti ve Akşener hakkındaki açıklamalarını eleştirdiği tweet’inde “Haaa, CNN Türk’te durum bu da; Halk Tv’de farklı mı? Orada da sürekli yalan, sürekli fiştek peşinde koşan bir Levent Gültekin var… Yorum yapmıyor, bildiğin yalan söylüyor… Bana da mesleğim adına üzülmek kalıyor…” demişti.
Levent Gültekin de İde’nin bu paylaşımına cevap vererek “Evet sizden yalanımı söylemenizi bekliyorum, söyleyin ki ilk programda düzelteyim” dedi.
Murat İde’nin konuyla ilgili başka bir şey söylememesi üzerine Levent Gültekin bir tweet daha atarak “Murat bey sizden cevap bekliyorum. Niçin susuyorsunuz? Bu yaptığınız sadece bir iftiraysa o zaman özür dileyip bu twiti silin ya da hangi yalanı söylediğimi açıklayın. Susarak geçiştirmezsiniz” dedi.
Gültekin, bir başka paylaşımında ise şunları söyledi: “Murat bey ben bir mesaj almadım, bu saygısız ve terbiye yoksunu iftiranızı susarak geçiştiremezsiniz. Hangi yalanı söyledim açıklayın ki düzeltme yapayım dedim. Niye bu suskunluk? Mesajınızın arkasında duramıyorsanız niye yazdınız?”
19 Aralık Pazartesi günü Akşener’in danışmanı Murat İde ile gazeteci Levent Gültekin arasında yaşanan bu polemiğin ardından, Levent Gültekin’in Murat Sabuncu ile birlikte sunduğu, Pazar ve Salı akşamları yayımlanan “İki Yorum” programı, 20 Aralık Salı akşamı ekranda izleyici ile buluşmadı.
Programın dün akşam (25 Aralık) yayımlanan yeni bölümünde ise Levent Gültekin ve Murat Sabuncu 20 Aralık’taki programın yayımlanmamasının sebebini,n Murat İde’nin bu paylaşımının ardından kanal yönetimi ile yaşanan problemler olduğunu açıkladı.
Levent Gültekin yaşanan polemikle ilgili şunları söyledi:
“İzleyicilerimize çok yansıtmamaya çalışıyoruz ama bazı tartışmalar yaşıyoruz. O tartışmalar bizi de etkiliyor, kanal yönetimini de etkiliyor. Ama sonunda o pürüzleri konuşarak bir şekilde halletmeye çalışıyoruz. Hallettik, yine karşınızdayız ama epeyce sıkıntılı bir durumla karşı karşıyayız genel olarak. Sadece biz değil, muhalif kesimin de kendi içerisinde yaşadığı sıkıntılar var. Adaylar arasında bir ayrışma var, liderler arasında bir yarışa dönmüş durumda bu. Bizim aylar öncesinden beri söylediğimiz, ‘Bu sorunları masada yüz yüze konuşun’ dediğimiz konular artık televizyon ekranlarından dillendiriliyor. Artık masanın ortakları birbirine karşı açıkça ve çok sert tonlarda eleştirilere başladılar televizyonlarda. Özellikle Meral Akşener’in son Fox TV’de yaptığı konuşma kabul edilebilir bir konuşma değil.
“Ben şunu anlamıyorum; muhalefet partilerinin liderleri muhalif seçmenlerin psikolojisini hiç umursamıyor mu? Çünkü masanın bir aktöründen diğer bir aktörüne karşı edilen, rekabet hissi uyandıracak bir söz muhalif seçmende çok ciddi bir karamsarlığa sebep oluyor. Toplumda şu anda temel bir heyecansızlık, karamsarlık varsa bunun temelinde masada tartışılması gereken konuların giderek ekrandan yapılır hale gelmesi yatıyor. Halbuki pek çok arkadaşımız, biz de, bu konuda uyarılarda bulunuyoruz aylardır. Diğer taraftan ise biz bu konuları eleştirince dönüp bize ‘Siz masaya zarar veriyorsunuz’ tipi eleştirilerde bulunuyorlar.
“En son İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in basın danışmanı bir tweet attı. Bu kanalı, Halk TV’yi CNN Türk’e benzetiyor ve beni de yalancılıkla suçluyor. Ben de çok kibar bir şekilde hangi konuda yalan söylediğimi sordum, cevap vermedi. Bir kere daha sordum. Bana göre biraz saygıdan ve terbiyeden uzak bu davranışın üzerine yattı. Bu danışman kılıklı arkadaşın Meral Hanım’dan izinsiz böyle bir şey yapması bence mümkün değil. Meral Hanım’ın izniyle yapılmış bir şey bu.
“Siyasetçiler ile medya bir türlü medeni bir ilişki kurmayı beceremiyor. Yüzde 10-15 oy alan parti aklınca televizyona kimin çıkıp çıkmayacağına karar vermeye çalışıyor. Eleştiriyi düşmanlık olarak kabul ediyorlar. Bizim burada Meral Hanım haklı dediğimiz de çok olay var, Kemal Bey haklı ya da haksız dediğimiz de çok olay var. Ama demokratik kültürden yoksunluk eleştiriyi düşmanlık olarak görmektir. Oysa ki eleştiri bir muhatabın daha iyi olması için yapılır. Eleştiri diri olmamızı sağlar, bir şeyi doğru yapmamızı sağlar.
“Siyasetçiler gazetecileri, yazarları, aydınları kendi köleleri gibi zannediyorlar. İstiyorlar ki çıkalım ekrana şakşakçılık yapalım gönüllü köle gibi, paralı asker gibi. Bizden bunu beklemeleri yanlış. Hem Meral Hanım’ın hem de diğer siyasilerin şunu görmesi gerekiyor: Şu anda muhalif basında yazan, konuşan gazeteci ve aydınlar hapse girmeyi göze aldılar, sokakta saldırıya uğramayı göze aldılar, ölümü göze aldılar ve konuşmaya devam ediyorlar. Bütün bu insanlar tüm bu riskleri göze almayı Meral Hanım’ın yanlışlarını ya da Kemal Bey’in yanlışlarını söylememek için yapmadı. Benim burada üzüldüğüm, siyasetçilere hayran olan bir kitle de bu gazeteci ve aydınların uyarılarını dikkate almayıp tam tersine o siyasetçilerin tarafından bu yazarlara saldırıyor olmaları.”
Programın tamamını izlemek için: