İYİ Parti lideri Meral Akşener, bugün (11 Ocak) gerçekleştirdiği Meclis grup toplantısındaki konuşmasının önemli bir kısmını Avrupa Birliği ile ilişkilere ayırdı. Akşener, şu ifadeleri kullandı:
İYİ Parti iktidarında Avrupa Birliği’yle olan ilişkilerimizi, memleketimizin geleceğine odaklı, millî menfaatlerimize odaklı, milletimizin taleplerine odaklı bir dış politika ekseninde geliştireceğiz. Bu doğrultuda temel önceliğimiz ülkemizin, başta Avrupa Birliği olmak üzere ortak değer ve menfaatler çerçevesinde şekillenen mevcut ittifaklarını koruyup, geliştirmek ve bu ölçütler üzerinden şekillenen, daha kalıcı ve sahici ittifaklara dahil olmasını sağlamak olacak. Çünkü bugünün dünyasında, ülkelerin gücü, ittifak yapabilme yetenekleri ile ölçülüyor. Ülkelerin uluslararası alanda karşılaştıkları risk ve maliyetleri azaltan, devletlerin itibarını ve caydırıcılıklarını arttıran ittifaklar artık birer diplomatik araç olarak kullanılıyor. İşte o nedenle biz de Türkiye’nin AK Parti döneminde zafiyete uğratılan bu stratejik özelliğini güçlendireceğiz. Elbette bu hedefin iç politikaya dair yansımaları da olacak. Bu doğrultuda, İYİ Parti iktidarında, hukukun üstünlüğünü tesis etmek, temel özgürlükleri kalıcı hale getirmek, insan haklarını evrensel standartlara kavuşturmak ve sonuçta gelişmiş bir demokrasi kültürünü, ülkemizde yaşatmak en önemli önceliklerimiz olacak.
“AB ile ilişkilerin zarar görmesi Türkiye’deki cumhuriyet, demokrasi ve birlik karşıtı eğilimlere yaradı”
Biz biliyoruz ki Türkiye’yi uluslararası alanda güçlendirip hak ettiği seviyeye taşımak bu değerleri yansıtan reformlar ile mümkün olabilir. Geçmişte hem Avrupa Birliği ülkeleri hem de AK Parti iktidarları bu ilişkilerde yalpaladı. Çok önemli hatalar yapıldı. Bu durum da sadece Avrupa’daki Türkiye karşıtlarına ve Türkiye’deki Cumhuriyet, demokrasi ve birlik karşıtı eğilimlere yaradı.”
“Avrupa’da düşmanımız olduğu kadar, dostlarımız da var”
Elbette, Avrupa Birliği hedefi önündeki tek engel, Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşması değil. Türkiye’ye karşı yapılan haksızlıkları da unutmuş değiliz. Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye karşı adil ve objektif davranmadığı gerçeğini asla görmezden gelemeyiz. Türklere düşman liderlerin ve lobilerin var olduğu gerçeğini asla yadsıyamayız. Bunlar, geçmişte olduğu gibi gelecekte de Türkiye’nin karşısında yer almaya, teröre destek çıkmaya, ülkemize tuzaklar kurmaya devam edecek. Ama unutulmasın ki Avrupa’da düşmanımız olduğu kadar, dostlarımız da var. Türkiye’nin dostluğunun değerini bilmeyen akılsızlar olduğu gibi, Türkiye’nin AB üyeliğinin her iki taraf için de kazançlı olduğunu görebilecek kadar akıllı ve vizyon sahibi insanlar da var. Biz Türkiye’nin, batı ve doğu arasında uyumu sağlayacak, en önemli denge olacağına inanıyoruz.
Sığınmacılar konusunda Avrupa ülkelerinin takındığı tavır sürdürülebilir değildir. Biz İYİ Parti olarak AK Parti’nin yapamadığını yaparak, AB ülkeleri ile mutabakata varıp, bu adaletsiz bakışı düzelteceğiz. Geri gönderme anlaşmasını da gerekirse yeniden gözden geçireceğiz.